28 Mart 2024

zeki-sarihan

MÜHÜRSÜZ SEÇİM PUSULASI

  • PDF
Cumhurbaşkanının belirlendiği son seçimlerde bir kısım zarfların ve pusulaların mühürsüz olması itirazlara sebep olmuş, Yüksek Seçim Kurulu, AKP’lilerin isteğiyle bu oyların da geçerli olduğunu ilan etmişti. Bu oyların seçim sonuçlarını ne ölçüde etkilediği bilinmiyor.
Fakat o tarihten beri seçim zarfları ve pusulularının mühürlü olması gerektiğini, bunun yasa hükmü olduğunu duymayan kalmadı. “Önümüzdeki seçimlerde artık kimse mühürsüz zarf ve oy kullanmaz, kimse buna izin vermez” diyorduk ki hükümetin ve ortağı MHP’nin çabalarıyla hazırlanan yeni seçim kanununa “mühürsüz oyların da kabul edileceği” hükmü getiriliyor!
Diyelim ki, bu tartışmalardan uzak kalmış, televizyon izlemeyen, gazete okumayan bir seçmen kitlesi var. Bunlar ellerine tutuşturulan evrakın mühürlü mü, mühürsüz mü olduğuna da dikkat etmeyebilir. Fakat bu hükmü sandık görevlilerine anlatmak çok mu zordur? Bu görevlilere seçimlerin nasıl yapılacağı hiç mi hatırlatılmayacaktır? Bu hükümleri uygulamazlarsa, örneğin oy verme işleminin ne zaman başlayacağı, sandığın saat kaçta kapanacağı gibi zarf ve pusulaları mutlaka mühürlemeleri gerektiği, değilse sorumluluk altında kalacaklarını anlatmak imkânsız mıdır?.
Öte yandan, mühürsüz oylar da kabul edilecekse, diğer pusulalara mühür vurmanın ne gereği var?
Konu bu kadar basitken, mühürsüz oyların da geçerli sayılacağı hükmü insanın aklına önümüzdeki seçimlerde ne pahasına olursa olsun İttifak denen koalisyonun, seçimi kazanmak için her türlü usulsüzlüğü yapmaya hazırlandığı geliyor. Ne malum, Yüksek Seçim Kurulundan bir takım pusuluların el altından sağlanıp hayali seçmenler adına sandıklara atılmayacağı?
Ne yapıp edip iktidarda kalma kararı aldıkları anlaşılıyor. Seçimi kazanamayınca diğer partilerin koalisyon kurmaması için bin dereden su getirip milleti yeni bir seçime zorlamadılar mı? Önümüzdeki seçimler için de kendi lehine işleyecek seçim yasası çıkarılması, yolsuzluğa yasal kılıf hazırlamaktan başka nedir?.
 
BARAJI GEÇEMESE DE
AKP ve MHP’nin üstüne uyacak elbise ısmarlar gibi, MHP, AKP ile İttifak yaparsa ne kadar oy alırsa alsın yüzde 10 barajına takılmayacağı, buna karşılık tek başlarına seçime giren partilerin milletvekili çıkarmak için yüzde 10 barajını aşmak zorunda olmalarının bırakalım centilmenliği ve eşitliği siyasi ahlakla bir ilgisi var mıdır? İktidarı kaybetme korkusu bu derece mi vicdanları köreltir?
Devletin bütün olanaklarını kullanıp meydanlara çıkarak, sabah akşam televizyonlarda muhalefeti düşman gibi gösterip tarafsızlık kuralını tamamen bir yana atarak, adalet kavramını siyasetin defterinden silerek kazanılmış bir seçim, sözüm ona seçilenlere onur kazandırmaz. Güreş müsabakalarında bile pehlivanların şartlarını eşitleyen hakemler vardır. Onlar AKP-MHP devletinden çok daha adildirler.
Demokrasi tarihimizde bir kara leke olarak anılan seçimler vardır. Bunlardan biri İttihat ve Terakki’nin 1910’da yaptığı “Sopalı Seçim”dir ki, her sandığın başında elinde sopa ile bir İttihat Terakki militanı bekliyormuş. Tabii bütün mebuslukları o kazanmış! Yeni seçim yasasında seçmenlerden herhangi birine sandık başlarına polis çağırma hakkı verilmesi bu uygulamayı andırıyor. Polis çağıran vatandaş da, çağırdığı polis de nasıl olsa hükümetin adamı olacaktır. Sandık başkanları da memur olacağı halde iktidar partisinin “Ne olur ne olmaz?” diyerek işi sağlama almak istediği anlaşılıyor. Sandıkları gezdirmek, aynı apartmanda yaşayanları farklı sandıklara dağıtmak gibi şeytanın aklına gelmeyecek uygulamalar da hep bu seçimlere kaybetme korkusunun ürünü gibi görünüyor.
Akılda kalan seçimlerden biri de 1946 seçimleridir ki, seçmenler oylarını açık vermek zorunda kalmışlar, sayım ise gizli yapılmıştır. Galiba buraya doğru gidiyoruz…
SİZDE HİİÇ VİCDAN YOK MU?
Anlaşılan seçmenlerin eğilimi ne olursa olsun sandıktan iktidar partisini çıkarmak gibi bir proje yürürlüğe konulmuştur. 
Şu günlerde bu kanunu tasvip eden mebuslardan birine rastlasam “Hiç utanmıyor musun? Vicdanın bunları nasıl kabul ediyor?” diye haykıracağım. “Patronun gözüne girmek ve milletvekili maaşı için değer miydi? Gelecekte milletin gözünün içine nasıl bakacaksın?”
Her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak çabası, belli bir süre sizi yönetim makamlarında tutabilir. Fakat bunu yapanların tümü tarihte lanete uğramışlar, kendileriyle birlikte millete de büyük zararlar vermişlerdir.
Bu koşullarda iktidar partilerine oy veren seçmenlerin de “Yahu biz ne yapıyoruz? Kimlerin aleti oluyoruz?” diye biraz düşünmeleri gerekmez mi? 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde