29 Nisan 2024

O MADDE SORUNLUYMUŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR

  • PDF
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında “Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik, Demokratik, Sosyal-Hukuk devletidir” der.
Bu madde anayasamızın değiştirilemez temel maddelerinden birisidir.
Çünkü cumhuriyetimizin kuruluş amacının özüdür. 
“Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” hükmü vardır. 
Ülke yönetiminin başında bulunanlar bu maddeyi özüne uygun uygulamaktan imtina ettiğinde anayasaya uymamış, kurucu değerleri yok saymış olurlar. 
15 yıldır aralıksız iktidarda olan AK Parti kadroları bu maddenin ruhuna uygun yönetim anlayışı sergileyebildiler mi?
Devlet kademelerine yasalara uygun personel alabildiler mi? Terfilerde liyakat esasına uygun kararlar verebildiler mi? 
 Sergileselerdi cemaat elemanları devlet kadrolarında bu denli etkili olabilirler miydi? Devleti ele geçirebilirler miydi?
Aslında mütedeyyin kesimlerle sorunluymuş gibi gösterilen bu anayasa maddesi, özünde ibadet özgürlüğünün mihenk taşıdır. Koruyucusudur. 
Oysa sağ iktidarlar bu alanda hep sorunlu politikaların peşinde koşmuşlardır. 
Laiklik ilkesini din özgürlüğünün önünde engel olarak görmüşlerdir.
Sahi İslamı, Müslümanlığı doğru öğretmeyi kimler sağlayacak?
Devletin “Diyanet İşleri Başkanlığı”mı, yoksa cemaatler mi?
Kimdir bu cemaatler? Yasal statüleri nedir? Çalışma alanları belli midir? Kimler, nasıl ve nerelerde faaliyet gösterir? Denetimlerini kimler yapar? 
Eğer din öğretileri cemaatlere teslim edilmişse, ‘yedi bakanlıktan daha fazla bütçesi olan’ Diyanet İşleri Başkanlığının görevi nedir? 
Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Zaman geriye işlemiyor.
Hatanın neresinden dönülürse kazançtır. Bu deyim kişiseldir.
Ancak devlet yönetimlerinde yapılan yanlışların bedelleri vardır. Bu yanlışlar yargı karşısında hayat bulur. Hukuk düzenimiz işlenen suçların hesabının verildiği, verileceği makamlardır. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Kamu düzenine karşı suç işleyenler mutlaka yargının karşısında hesap vermelidir. Anayasal düzeni bozmaya kalkışanlar da, onlara yardım ve yataklık edenler de, kadrolaşmaya ön açanlar da hukuk önüne çıkarılmalıdır. Hatta yüce divan mahkemelerinde sorgulanmalıdır.
Kim ki anayasal düzene hainlik yapmışsa hesabını verecektir.
Tabii ki hukuksuzluğa uğramadan, adil yargılamalarla, kurunun yanında yaşında yanmayacağı anlayışıyla… 
 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde