29 Nisan 2024

“EŞ VALİ” “EŞ İMAM” mı? İKİ TANE FATSA KAYMAKAMLARI

  • PDF

Şehabettin Harput.

12 Eylül 1980 ihtilali sonrası (1984- 1988) Fatsa’da kaymakamlık yapan bir isim.

Bu zatı muhteremim görev yaptığı yıllar Fatsa’nın cemaat yapılanmasında zirve yaptığı yıllardır.

Hatta 1986 yılı  Fatsa’daki kilisenin yıkıldığı yıllara denk düşer. Kilisenin yıkılmasında da bu kaymakam öncü olmuştur.
O yıllardaki kamu brokrasisi de bu yıkıma ön ayak olmuş ve desteklemiştir. 
FETÖ’cü bu şahıs 12 Eylül 1980 ihtilalinin kaymakamı olarak Fatsa’ya özellikle görevlendirilen bir kaymakamdı. 
Görülüyor ki devlet kademelerindeki FETÖ yapılanması ta o yıllara dayanıyor. 
Mütedeyyin toplumumuz o yıllarda “... ne iyi kaymakamımız var. Yurtlar açıyor, cemaatlere destek oluyor, camiye gidiyor, namaz kılıyor...” gibi methiyeler düzüyorduk. 
Bu kaymakam devam eden yıllarda Fatsa’dan sonra ilk olarak Hakkari valiliğine atandı. Sonraki yıllarda ise büyük kentler sayılabilecek illerimizde valilik yaptı. 
En son Bursa valiliğinden merkeze alınmıştı. 
Şimdi gözaltında. 
Niye?
FETÖ Terör Örgütüne üyelikten. 
Yani vatana ihanetten. İmama sadakatten. 
Neye sayarsanız sayın. 
Bakarmısınız birde “EŞ VALİLİK” modelli çalışıyormuş. 
Ne demektir “EŞ VALİLİK”? 
Kendisi ile birlikte olan ve ondan talimat alan “EŞ İMAM”mı? 
İçişleri Bakanı da kim oluyormuş havası. Önce “Eş imam” emirleri geçerli. Yeraltından gelen talimatlara uyarım havası. Hocaefendinin emirleri geçerlidir modeli. 
Biz bu modeli biliyoruz.
Kim bilir bu “Eş Vali” çalışma anlayışıyla kaç bin kişinin hakları yendi. Canı yandı. Kamuda çalışma hakkını elde edipte bu edepsizlerin kumpaslarıyla kaç masum insan hak kaybına uğradı. 
Bu ve benzer alçaklar müslüman olabilirler mi? Hak yiyen islam dinine mensup olabilir mi? 
Aslında devletimiz bu örgüte hizmet eden tüm kamu görevlilerinden aldıkları ücretleri geri almalıdır. Bir kaymakam, vali nasıl bu kadar ihanet içinde olabilir. Acı örnekler değil mi! 
Hem devletin ekmeğini yiyen hemde devletin temeline dinamit koyan alçak tipler bunlar.
Fatsa’da “Şehabettin Harput İlköğretim Okulu”  adı verilen bir okulumuz vardı. Bu isim ilk verildiği günden itibaren karşı çıkmıştık. Hatta o yıllarda valilik yapan Necati Çetinkaya’nın da ismi verilen bir okulumuz vardı. Ona da ısrarla karşı çıkmıştık. Çünkü adları verilen okullarda hiç bir maddi katkıları olmadı ve olamazdı. Kamu görevi yapan birisinin hangi maddi katkısı olabilir ki. Fatsa’nın duyarlı aydın kesimiyle birlikte tepki göstermiştik bu isimlere. 
Tabii o yıllarda tepki gösterdinmi solcu oluyorsun, devrimci oluyorsun, utanmadan iftiraya varan beyanlarıyla Kominist oluyorsun. Bize çoğu zaman bu yaftalamalar yapılmıştı. Yani muhalefet oldun mu etiket hazırdı. Bu hain idarecilerde bu etiketlemeye, fişlemeye ön ayak oluyorlardı. Güya not ediyorlardı. 
Şimdi gördük kimin vatan sever, kimin vatan haini olduğunu. Adamlar Amerikaya çalışıyorlarmış ancak bu ahali görememiş. Amerikan uşakları, içimizdeki işbirlikçileri her zaman olmuş ve olacaktır. 
Atatürk boşuna dememiş, “... bu vatanı şeyhlere, şıhlara, müritlere, cemaatlere bırakacak değiliz...” diye. Bu söylemi din karşıtı olduğu için mi? Kesinlikle hayır. Bir Cumhuriyet olsun, bir devlet olsun, bir demokrasi olsun diye çalışmış. 
Şehabettin Harput yaptığı hainliğin hasabını hukuk karşısında verecektir. Buna şüphe yok. Ancak yaptığı bu hainliği, kandırdığı insanlardaki vicdan kalıntısı hesabını nasıl verecek. Veya buna destek olan insanlar vicdanlarını nasıl temizleyecek. Rahat uyuyabilecekler mi?
Birde Bekir Atmaca kaymakamımız vardı.
İlçemizde 3 yıla yakın görev yapmıştı. 2 yıl önce tayin olmuştu. O da gözaltında. Muhtemeldir ki o da FETÖ’cü.
Bu şahsiyetler nasıl bu insanların içine çıkacak. Nasıl bu vatanı sevecek.
Vicdanlarımızda sorgulamayacak mıyız? Hukuk önünde sorgulanmayacaklar mı?
 
Son Güncelleme: Perşembe, 04 Ağustos 2016 05:59

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde