29 Nisan 2024

Cumhuriyetin iskeletine sahip çıkmalıyız Havayı bozan kaybedecek...

  • PDF

15 Temmuz darbe girişiminin Türk demokrasisi adına, demokratik kültürümüz ve demokratik geleneğimiz adına ciddi bir kazanım sağladığını söyleyebiliriz.

Çünkü 12 gündür “Demokrasi Nöbeti” tutan ve meydanlardan hiç çekilmeyen halkımız, bu tepkisiyle bir demokratik derinlik yaratıyor.

Bu derinlik demokrasi kültürümüzün derinliği ve kazanımı.

Ben ortaya konulan tepkileri “demokrasiye sahip çıkma” hareketi olarak görüyorum.

Hiç bir şartta bu tepkileri siyasi bir tarafın tepkisi olarak algılamamak lazım.

Eğer bunu tek taraflı bir siyasi tepki olarak “AK Parti tepkisi” zeminine oturtmaya kalkışırsak, gelecekte başkaları tarafından darbe kalkışmalarına tabi kalırız. Açıkçası şu aşamada bu demokratik tepkiler Türk halkının ortak tepkileri olarak hayat bulmalı. Kimse tek taraflı bir siyaset üzerinde yorumlamamalı.

Darbenin önlenmesinde yöneticilerimizin payı yok mu?

Hiç tartışmasız, hiç kuşkusuz tabii ki var.

Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan kalkışmanın önlenmesinde en büyük etken.

Büyük bir cesaret, büyük bir liderlik, büyük bir irade ortaya koyarak halkımızı medya kanalları yoluyla meydanlara devet etmesi, tankların önüne çıkarması darbenin önlenmesinde geniş  halk kitlelerini tetiklemiş ve bu tetikleme siyasi hiç bir amacı olmayan, demokrasiye sahip çıkma yarışına dönüşmüştür.

Ülkemizin bu günlere gelmesinde yöneticilerimizin hiç mi hatası yok?

Tabii ki var. Bu cemaatle kol kola, can cana, omuz omuza, yan yana duranlar da AK Parti hükümetleri mensupları ve AK Parti kadroları oldu. “Ne istedilerde vermedik” diyen de Cumhurbaşkanımız değilmiydi. Ülkemizin her köşesinde yerel yöneticilerimiz bu cemaate okul ve yurt yeri vermek için sıraya girmemiş miydi.

Türk halkı geçmişte yaşananları da not etmeli. Tehlikenin boyut kazanmasının en büyük müsebbiplerinin başında bu iktidarın olduğunu da hafızai beşerine kazımalı.

Darbe gerçekleşmiş olsa idi bu memleketin hali ne olacaktı, hepimiz az çok tahmin edebiliyoruz. O halde toplumumuz bu günleri de bilinç altına yazmalı.

Ekonomimiz, sanayimiz, teknolojimiz, turizmimiz, orta ve küçük ölçekli işletmelerimiz yok olup gidecekti. Çarklar duracak, imajımız zedelenecek, üçüncü dünya ülkeleri ligine düşecektik.

Şükürler olsun ki; halkımızın duyarlı refleksleri büyük bir tehlikeyi önlemiş oldu.

Meydanları önemsiyoruz.

Demokrasi bilinci derinlik kazanıyor diye.

Umarım bu tepkiler fikri olarak da toplumsal bilinç yaratır. Sadece görüntü olarak oralarda bulunmaktan öteye geçer. Fikir zenginliğine dönüşür.

12 Eylül 1980 darbesini yaşayanların hangi işkencelerden geçtiğini  biliriz. Bir terör yaratılıyor, vatanın yurtseverleri karşı karşıya getirilmek suretiyle sokaklar kan gölüne döndürülüyordu. Ve yazılan seneryo adım adım oyuna dönüştürülüyor, hedeflenen amaca ulaşılıyordu. 11 Eylül 1980 günü sokaklar kan gölü, 12 Eylül sabahı bir kurşun bile patlamıyor. 11 Eylül öncesi güvenlik güçleri hiç bir olaya müdahale etmiyor, edemiyor... Çünkü darbe yapılabilmesi için bir sebep yaratılacak, hedefe ulaşılacaktı. Hesap tuttu ve darbe olmuştu.

Bunu niye anımsattım. Hafızalarımızı tazeleyelim diye. O gün de dışardan destekli hareketler vardı, bu gün de...

Oysa biz ülke olarak kalkınmamızı, gelişmemizi, refahımızı, bağımsızlığımızı, zenginliğimizi, teknolojik gelişmelerimizi, muassır medeniyete ulaşmamızı düşünmeliyiz. Demokrasimizi, insan haklarımızı, fikir özgürlüklerimizi, hukukun üstünlüğünü geliştirmeliyiz.

Cumhuriyetimizin iskeleti, temeli, vazgeçilmezi olan Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu sisteme sıkı sıkıya bağlanmamız gerektiğini unutmayacağız. Devlet olmanın ana kıtiterleri işte orada. Devlet olma, cumhuriyet olma, demokrasiye geçiş şartlarını öyle sağlam koymuş ki her on yılda bir darbe yaşamış ülkemiz halen ayakta durabiliyor.

Anlaşılan şu... Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacaksa, Atatürk ilkelerinden ve kurucu idradenin hedeflerinden bir milim taviz vermeyeceğiz.

15 Temmuz bize gösterdi ki, dini bir cemaat ve dini olguları referans alan siyasi iktidar az daha ülkeyi kaosa sürekleyecekti. İç savaş yaşayacaktık.

Şükürler olsun ki siyasi iktidar son anda bu kaostan çıkmayı başardı. Ülkemizi yeniden cumhuriyet ilkeleriyle buluşturmayı ve geliştirmeyi sağladı.

Hep birlikte büyük dersler çıkarmalıyız.

Bu yolda adımlar atılıyor. Liderlerin buluşması, darbeye karşı ortak kararlar alması, siyasi dilin yumuşaması bir barış havası oluşturacak. Bu havayı bozan kaybedecek. 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde