“... BAK NE KADAR YAZARSAN YAZ, YİNE BERABER OLUYORUZ...”

Ordu 19 Eylül Gazeteciler Derneğinin “Basın Başarı Ödülleri” töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, her geçen gün kitle iletişim araçlarının öneminin daha çok arttığını beyan etti. Bu önemli alanda sürekli değişim yaşanmakta, dedi.

“Yazılı ve görsel basının yanında Sosyal Medya daha hızlı ulaşım araçları arasında yerini almakta. Dolayısıyla bilgiye ulaşmada daha farklı ve hızlı alanlara yönelmelisiniz.” uyarısında bulundu.

Numan Kurtulmuş, aynı zamanda Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Basın İlan Kurumu, TRT ve Anadolu Ajansından sorumlu bakan.

Bu görevleri itibariyle Ordu 19 Eylül Gazeteciler Derneğinin “Basın Başarı Ödülleri” töreninde bulunmasını bizzat kendisi istemiş ve ilimiz milletvekili olması sebebiyle de gazetecilerle beraber olmaktan mutluluk duyduğunu açıklamıştır.

Bakanımız hükümetin ikinci adamı. Siyaseten güçlü. Aynı zamanda mütevazı. Ego sorunu yok. İnsanlara tepeden bakmıyor. Ayakları daima yerde. İnsani bakımdan alçak gönüllü. Bu özellikleri davranışlarından belli.

Nasıl anlaşılıyor, derseniz.

Siyasetçileri takip edenler bu farkı hemen fark edebilirler. Görmüyor muyuz egosu tavan yapan siyasetçileri. Hem de ayakları yere basmayanları.

Bu etkinlikte bende ödüle layık görülmüşüm. Meslekte 30 yılı geride bırakırsanız, artık duayensiniz demek oluyormuş.

Plaketimi Büyükşehir Belediye Başkanımız Enver Yılmaz verdi.

Sayın Yılmaz’la aramızda kısa bir konuşma geçti.

Enver bey, “... Bak ne kadar yazarsan yaz, yine beraber oluyoruz...” anlamında kulağıma kısa bir cümle fısıldadı.

Bende “... bizim işimiz yazmak, başkanım..., sorun yok.” dedim.

Enver bey eleştiriye mesafeli duran bir siyasetçi. Eleştirdiğinizde hemen kırmızı ışık yakıyor ve ön kesmeye başlıyor. Çünkü ben kendisiyle böyle bir diyalog yaşadım.

Neydi o diyalog... 2015 yılının Temmuz ayı, köşemde, “... Başkanımız Fatsa’ya yapılması sözünü verdiği, Harikalar Diyarı Projesi ve Cumhuriyet Meydanı Projelerinde geç kalıyor. Zaman hızla geçiyor, bir kazma vurulamadı... Ancak kısa zamanda büyükşehir yapılanmasında önemli mesafeler kat edildi...” mealinde bir köşe yazmıştım. Benim yazımdan 10 gün sonra bu projeler kentsel dönüşüm kapsamına alındı ve o haberi de manşetten duyurmuştuk. (Ha ben yazdım diye bu kapsama alındı diye bir anlam çıkarılmasın.) Zaten süreç devam ediyordu. Bizde işin takibi aksamasın diye kısa bir eleştiri yapmıştık. Vay sen misin bunu yazan. Ne iftiracılığımız, ne yalancılığımız, ne özel hayatımızı ilgilendiren konularda laf çakmalar, bildiğiniz gibi yukarıdan aşağı budama.

Ancak o yaşadığımız süreç geride kaldı. Ben kendisinin çalışmaları konusunda övgü dolu yazılar da kaleme aldım. Doğru yapılan her hizmeti övmeyi de bilirim. Tarafsızım, bağımsızım. Dolayısıyla gazetecilik görevim objektif olmayı gerektiriyor. Bunun bilincindeyiz.

Enver Yılmaz’ın elinden plaket almak tabii ki onur verici. Ben geçmişte yaşadığımız diyalogun unutulduğunu düşünüyordum. Fakat başkan unutmamış. Ve o günden sonra defalarca doğru yapılan hizmetler hakkında onlarca köşe yazdım, gazetemizin manşetlerinde yüzlerce haber yayınladım... O halen eleştirel bir yazımdan dolayı hatırlatma yapıyor. Ne diyeyim, bakış açısı, yaklaşımı, siyasi anlayışı böyle demek ki... Fakat samimiyetsiz değil. Kindar olacağını da düşünmüyorum.

Oysa gazeteciler hiç bir zaman siyasetçilerin karşısında olmazlar. Her ne hikmetse gazeteci bir eleştiri yaptığında hemen muhalif oluyor, iftira atıyor, yalan yazıyor yaftası yapıştırılıyor.

Sayın Numan Kurtulmuş bu törende “... Tabii ki hiç birimiz aynı görüşte olamayız. Fikirlerimiz ayrı olacak. Bu bizim zenginliğimizdir. Ancak hak ve özgürlüklerimize zarar vermeyeceğiz...” demekteydi. O halde fikirlerimize de saygılı olmak durumundayız.

Ordu 19 Eylül Gazeteciler Derneğinin meslekteşlarıma karşı ortaya koyduğu duyarlılığını da taktir ediyorum. Dernek Başkanımız Sayın Erdoğan Erişen ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyor, saygılar-sevgiler sunuyorum. Uzun aralıklarla da olsa bizleri bir araya getiriyor ve mesleğimizin hatırlanmasını sağlıyorlar.