Fatsa’nın geride kalmasını istemiyoruz
- Cuma, 04 Mart 2016
Değerli okuyucularımız;
Toplumun çeşitli kademelerinde bulunan, siyasi kişilikler, sivil toplum temsilcileri, kanaat önderleri, kamuoyunu oluşturan esnaf ve sanatkarlar, aydınlar ve gazetecilerin suskun olduğu bir süreç düşünebilir misiniz?
Tabii ki hayır dersiniz.
O halde memleketin geleceği için her kesim düşüncesini özgürce açıklayabilmeli. Yeni öneriler sunabilmeli. Eleştiriler ve övgüler yapabilmelidir.
Her alanda görüş ve önerilerini dile getiremeyenler gücün karşısında susmuş olurlar. Çok şükür ki; ülkemiz demokrasisi kör topal bu görüşleri dile getirmemize olanak sağlıyor.
Eğer bunun önüne gücü elinde bulunduranlar set olmaya kalkıştığında toplum katmanları suspus oluyorlarsa bilinmelidir ki toplumu ciddi bir teslimiyet veya korku dağları sarmış demektir.
Bizler yaşadığımız merkezlerin ihtiyaçları konusunda kafa yorup çeşitli hizmetleri istiyorsak memleketimizin gelişmesi adına bu görüşlerimizi dile getiriyoruz. Kimseyi karalama, kimseyi itham etme, zan altında bırakma gibi bir düşüncemiz olamaz.
Siyasi temsilciler konuşacak, sivil toplum temsilcileri konuşacak, gazeteciler konuşacak ki doğru hedefe ulaşalım.
Kimse kimseye görüşlerini dile getirdi diye de hedef tahtası haline getirmemeli. Tam tersine yeni fikirlerden mutlu olunmalı, sorumluluk üstlenenler olumlu fikirler etrafında pozisyon almalıdırlar.
Görmemek, duymamak, susmak bu topluma yakışmaz. İyi niyetli eleştiriler her daim kazanım getirir, ön açar, fırsat sağlar…
Görüyoruz ki; Fatsa kamuoyu artık rutinin üstüne çıkılması gerektiğini cesaretle tartışıyor, kurum ve kuruluşlar fikirlerini özgürce dile getiriyor.
Sorumluluk alanlar ihtiyaca binaen dile getirilen fikirleri daha çok dikkate alacaklardır.
Fatsa kamuoyu artık üretkenlik isteyecek, hizmet isteyecek, kalkınma isteyecektir.
Çünkü geride kalmayı istemiyoruz.