28 Mart 2024

HUKUKİ Mİ, SİYASİ Mİ?

  • PDF

14 Aralık 2022 tarihi ülke siyaseti ve hukuku adına yeni bir milat oldu.

Bir yargı kararının, ülkemizin en üst düzey tartışma konusu olduğuna tanıklık ediyoruz.

Çıkan kararın bir haftadır ‘hukuki mi yoksa siyasi mi’ olduğunu tartışıp durduk.

Tartışma bitmiş de değil.

Ekrem İmamoğlu’nun “AHMAK” kelimesi 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasakla sonuçlandı. İstinaf ve yargıtay hakkının önü açık.

Oysa ne hakaret içerikli kelimeleri duydu bu memleketin kulakları.

Hiç biri bu denli ağır cezaya muhatap olmadı.

“ŞEREFSİZ”, “AHLAKSIZ”, “ADİ”, “SÜRTÜK”, “ÇÜRÜK”, “ÇAMUR-ÇORAK” gibi.

Yıl 1998, bir şiir okudu diye hapis cezası verilen zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan yargı kararıyla hapis yatmadı mı? Pınarhisar cezaevine gönderilmedi mi?

O karar nasıl hukuki değil idiyse, 14 Aralık kararı da hukuki değildir.

Bal gibi de siyasidir.

Siyasette yıldızı parlayan bir kişinin hukuk yoluyla önünün kesilmesi operasyonudur!!!

Türk hukuk tarihinde hangi hakaret davasında hapis cezası ve siyaset yasağı cezası verilmiştir?

Bari yargımızı bu kadar hukuk dışılığa sürüklemeseniz. Bu kadar güvensizliğe sürüklemeseniz.

Hatta davanın ilk hakimi; “... bu davadan ceza çıkmaz ...” dediği için Samsun’a sürgüne gönderilmemiş miydi?

Adalet dağıtması gereken bir kurum; kurumsal yapısına açıktan bu denli nasıl zarar verebilir? İtibarını nasıl zedeleye bilir? Adalet duygusunu nasıl yaralayabilir? Veya verdiği kararlarla ve siyasi olumsuzluklarla tartışılan bir kurum haline getirilebilir?

Anlayan varsa beri gele.

Yargımız; İmamoğlu kararını getirdi memleketin orta yerine konulmuş bir bomba haline dönüştürdü.

Ülkenin büyük sorunları varken ‘hadi bakalım İmamoğlu kararını tartışıp durun’ denildi.

‘Hayat pahalılığı, enflasyon, asgari ücret, EYT, emekli zamlarını tartışmayın’ denildi.

Yargı süreci bitmiş değil ancak, bu ülke dinamikleri boş yere enerjisini tüketmiyor mu?

Yazık; bakalım nereye varacağız!!!

*                                                                                                                                                   *     *

Buna bağlı olarak; bu karar Kılıçdaroğlu, Akşener ve İmamoğlu tartışmasını başlatmıştır.

Mahkeme günü Kılıçdaroğlu niye Almanya’ya gitti?

Meral Akşener mahkeme günü niye her an İmamoğlu’nun  yanındaydı?

Bu soruların cevabını ilgili liderler verecektir; kuşkusuz. Hatta bu cevap ilk yapılacak olan seçimde ‘unutulmazsa’ sandığa da yansıyacaktır.

Kılıçdaroğlu 14 Aralığın kaybedenidir.

Eleştiriye konu olmaktadır. Mahkemenin olduğunu bile bile niye Almanya’ya gitti eleştirisinin hedefinde olmuştur.

Mahkemenin karar vereceği bilinmesine rağmen İmamoğlu’nun yanında neden bulunmamıştır?

Siyaset bunu bir haftadır haklı olarak tartışmaktadır. Çünkü siyaset boşluk götürmez-götürmüyor.

Akşener ile İmamoğlu ise kazananıdır.

Akşener, sürecin başından sonuna kadar İmamoğlu’nun yanındadır.  

Kılıçdaroğlu’nun boşluğunu Akşener doldurmuştur.

Tabii ki bu bir rol çalma değildir. Süreç böyle gelişmiştir.     

İmamoğlu’na olan ilgi bir kez daha tavan yapmıştır.

Mağduriyet edebiyatları tartışılmaya başlamıştır.

İmamoğlu için potansiyel kazanacak aday imaları hep gündemde olacaktır.

Cezası onaylanırsa da siyaset yasağı gelecektir.

Mesele çok uzun süre daha tartışmaya açıktır.

Allah 6’lı masaya da kolaylık versin!!!                                         

*                                                                                                                                                   *     *

KAYAKÖY MAHALLELİLER TAŞ OCAĞI İSTEMİYOR

Fatsa, Kayaköy Mahallemizde olası taş ocağı ruhsatlandırması işini portesto eden insanları taktir etmek gerekir.

Ruhsatlandırma işinin engellenmesi için var güçleri ile mücadele veriyorlar. Mahallelerinin doğal yapısına zarar verilmemesi adına demokratik bütün protesto yöntemlerini kullanıyorlar.

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği de mücadeleye destek veriyor...            

Geçen hafta Cuma günü ilgili mahallede taş ocağının ruhsat verileceği mevkii de bir grup insan toplanıp ruhsatlandırılma kararına tepki koydular.

“DOĞA VE ÇEVREYE ZARAR VERECEK HİÇ BİR MÜDAHALEYE GEÇİT VERMEYİZ” dediler.

Bu gibi tepkilere başlangıçta pek destek olunduğuna rastlanmaz ancak; Kayaköylüler yürekten organize bir şekilde mahallelerine sahip çıkıyorlar. Çünkü iş işten geçtikten sonra, ruhsat verildikten sonra her şey nafile oluyor. Bu bilinçle mahallalerinde taş ocağı istemediklerini her platformda dile getiriyorlar, mücadele ediyorlar.

Muhakkak başarı sağlayacaklar.

Azimli ve kararlı davranıyorlar. Bir dizi girişimi engellediklerini biliyoruz. Yasal çerçevede yargı süreçleri var. Davalar açıyorlar. Doğa ve çevrecilerden ciddi destek alıyorlar.

Bizde organizasyonda emeği olanları taktir ediyoruz.

*                                                                                                                                       * *

YAPTIKLARI İŞ TOPLUM YARARINADIR

Doğa ve çevre hassasiyeti olan çevreler başarılı çalışmalar yapıyorlar.

Dün Fatsa Belediyesi Kültür Sarayında toplandılar.

Brifingler verildi.

Fatsa’nın çevresel sıkıntılarını dile getirdiler.

Olası yeni maden ruhsatları, taş ocağı ruhsatları, deniz dolgu çalışmaları toplantının ana gündem konusu oldu.

Özetle; “Sahile dolgu yapılıp çevre yolunu baypas etmenin çalışmaları yapılıyor” dediler.

“Maden alanında genişletme hesapları var” dediler.

“Kayaköy mahallesinde taş ocağı ruhsatı verilecek” dediler.

“Bütün bu çevresel sorunlara yol verecek oluşumların karşısında mücadelemiz devam edecek” dediler.

Bu yapılan işlerin kişisel bir kazancı olmaz.

Tamamen toplumsal duyarlılıktır.

Emek verenler, mesai harcayanlar çıkarlarını düşünmezler.

Fakat toplumsal destek görmek isterler.

Yaptıkları iş kesinlikle toplum yararınadır.

*                                                                         *                               *

MURAT HAZNEDAR YÜZ KIZARTICI SUÇ İDDİASIYLA TUTUKLANDI

Murat Haznedar 2014 yılı yerel seçimlerinde CHP’den Beşiktaş Belediye Başkanı seçildi.

Fatsalılar olarak İstanbul Beşiktaş da bir hemşerimizin belediye başkanı seçilmesinden dolayı hep birlikte sevindik.

Murat Haznedar bu görevi yasal süreç içinde tamamlayamadı.

Hakkında yolsuzluk, rüşvet, görevi kötüye kullanma gerekçeleriyle görevden el çektirilip davalar açıldı.

Mahkemeler sürerken geçen hafta 17 kişi ile birlikte hakkında yakalama kararı çıktı.

Ve 17 kişi yakalanıp gözaltına alındılar.

Haznedar ile birlikte 2 kişi tutuklandı, cezaevine konuldular.

Tabii ki bu işi bir parti aidiyetine indirgememek lazım.

Çünkü Murat Haznedar hiç bir zaman samimiyetle ve politik anlayışıyla CHP’li olmadı.

Gençliğinde Anavatan Partisinde siyasete başladı. ANAP gençlik kolları başkanlığı yaptı. Dolayısıyla CHP’den Beşiktaş’a aday yapıldığında yakın çevresi ve geniş kitleler adaylığını şaşkınlıkla karşılamıştı.

Beşiktaş İstanbul’un en pahalı ilçesi.

İmar rantları çok yüksek.

Muhtemelen bu yüksek imar rantlı cazibeye belediye yönetimi dayanamadı.

Başkan da bu cazibenin içinde boş durmadı ve beş yılı tamamlayamadan üçüncü yılda görevden alındı. Dönen dolapların içinde yer aldı.

Süreç yargıya intikal etmiştir. Yargısal bazda bir analiz yapma şansına sahip değiliz.

Ancak bir hemşerimiz olarak düştüğü bu çirkin ve utanılacak durumu da inkar edemeyiz.

İnsanın içinde rüşvet alma, yolsuzluk yapma gibi kötü dürtüler varsa ona çare bulmak olanaksız olur.

İyi ki yargı var. İyiki hukuk var, adalet var.

Görevini kötüye kullananların tamamı adalet önünde hesap vermeli. Cezalarını çekmeli.

Şu da bir gerçek; hemşerimiz yaptığı işlerden utanmıyorsa biz hiç mi hiç utanmayız.

Yargı önünde hak ettiği cezaya çarptırılıp cezasını çekmesi de tek tesellimizdir.

Tüyü bitmemiş yetim hakkına kim göz dikiyorsa da ilahi adalet belasını verecektir.

Çok malınız, bavullar dolusu paranız olsa ne yazar.

Düştüğünüz yüz karası durumunuzu temizleyebilir mi?

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde