29 Mart 2024

AFFINI MI İSTEDİ?

  • PDF

AFFINI MI İSTEDİ?

AK Parti Ordu milletvekil Ergün Taşçı “affını istedi” haberi ciddi yankılar oluşturdu.

“AMAN BİZİ BIRAKMAYIN” başlıklı yazısında Feridun Altuntaş duyurdu bu haberi.

Güneş Gazetesi başyazarı Feridun abi geçen hafta Cuma günkü köşe yazısında dile getirdi meseleyi.

AK Partili vekil Ergün Taşçı çok yorulduklarını, başta Fatsa olmak üzere tüm Ordu ilinin ihtiyaçlarını karşılama sürecinde yüksek performans gösterdiklerini ve sayın cumhurbaşkanımızdan affını istediğini ve bir daha milletvekili listelerine yazılmamayı beklediğini önemle arz etmiş.

Yazıda; Fatsa’nın çevre yolunun bitirilmesinden sonra bu vekilin artık görev yapmak istemediği dile getirilmiş. Çünkü Fatsa ve il genelinde hizmete ihtiyaç kalmadığını gerekçe göstermiş.

Fatsa çevre yolu, hastanedeki doktor sorunu, öğretmenevi, Gaga Gölü, Cıngırt turizm alanı, Fatsa’nın yan yol sorunu gibi baba işleri hallettiklerine göre sayın vakiller de haklı olarak yoruldu galiba. Geri çekilmek istediler.

Feridun Altuntaş’ın duyurduğu bu bilgiye göre gelecek seçimlerde AK Partili Ergün Taşçı’yı listelerde göremeyeceğiz. Keşke bunu duymasaydık. Bunca sorunu ve meseleyi çözüme kavuşturan iktidarın bu vekili bir süre daha olası istekleri karşılayabilmek için kalsaydı.

Tabii Feridun abi orjinal bir ironi yapmış yazısında.

Aslında Fatsa Çevre Yolu projesinde bir arpa boyu ilerleme kaydedemeyen Ergün Taşçı’ya göndermede bulunmuş.

Bütün işleri bitirip artık dinlenmek istedikleri üzerinden eleştiri yapmış.

Bende buradan Feridun abinin çağrısına katılıyor “AMAN BİZİ YALNIZ BIRAKMAYIN” diyorum.

Çok yoruldunuz, gelecek dönem için yeniden seçilin ve “yan gelip yatın” lütfen diyorum...

Hatta bu affını isteme işini diğer iki vekilde yapabilir. (Şenel Yediyıldız ve Metin Gündoğdu) Onlarında büyük emekleri var. Hizmet kervanında yoğun işler başardılar. Affedilsin, gitsinler. Yeniden yorulmanın ne manası olur. Zaten kazanacaklarını kazanmışlardır.

Haklı değil miyiz ama!!!               

*             *             *

VEFA TOPLANTISINDAN NE ÇIKAR

AKTİF GÖREV VERİLİR Mİ?

“HER ABİ BİR PARÇA GÖTÜRDÜ”

Bu cümle siyaseten söylenmiş bir cümle.

Derin anlamlar içeriyor.

Oysa; Ordu ilinde AK Parti milletvekili sayısının her seçimde bir-bir eksildiğine dair söylenen bir cümle.

Ciddi mesaj veriyor.   

Parça parça bitişin bir ifadesi anlatılmaya çalışılıyor.

Söyleyen AK Partili.

Hemde aktif olduğu dönemlerde parti kadrolarının üst düzeyinde görevler yapan bir şahsiyet.

Sözünü esirgemeyen, gerçekçi konuşan bir siyasetçi. Her kesim tarafından önemsenen.

Sözünün geçtiği, itibarının yüksek olduğu dönemleri biliriz. İline hizmetleri vardır. Halen adından söz edilir. Yaptığı hizmetler konuşulur. Dirayeti, başarıları ve tecrübesi taktir edilir.

Söylediği cümledeki mesajını anladık.

“Başımıza her gelen abi bizi bir eksiltti, bir parçamızı aldı” diyor.

Milletvekili sayısının 6’dan 3’e düştüğünü ve bu düşüş her gelen abinin kaybıdır, demek istiyor.

Kime veya kimlere atıfta bulunduğunu, gönderme yaptığını tahmin edebiliyoruz.

“Sayın cumhurbaşkanımızın vefa toplantısına davet edildiniz mi” diye sordum.

“Edildim ancak mazeretimden dolayı katılamadım” dedi.

Mazeretini de saraya bildirdiğini açıkladı.

“Katılırmıydınız” dedim, “... tabii ki katılırdım. Niye katılmayayım, ben bu partinin kurucu üyelerindenim ...” dedi.

Siyasette pek eskiye dönüş olmadığını Tayyip Erdoğan siyasetinde hep gördük.

Bilmem bu vefa toplantılarından ne çıkar.

AK Partide ciddi başarılar elde eden ve uzun süre aktif politikadan uzak duran veya durdurulanlara yeniden kapı açılır, aktif görev verilir mi?

Bekleyip görmek lazım...

*             *             *

ENFLASYON PAHALILIK DEĞİL Mİ?

Yıllık enflasyon rakamları açıklandı.

Mart ayı sonuçlarına göre yıllık yüzde 61,14.

Ciddi yüksek.

Enflasyon pahalılık değil mi?

Akla 2 binli yıllar geliyor.

O yıllarda enflasyon yüzde yüzleri geçiyordu.

Hayat pahalıydı. Alım gücü düşüyordu. Enflasyonla birlikte faiz oranları gecelik değişiyordu. Ekonomik kriz tüm kesimlerin canını yakıyordu.

Kısaca; enflasyonun yüksek olması hayat pahalılığı demek oluyordu. Zam oluyordu. Gelirlerin giderlere yetmediği süreçler oluyordu. Krizlerin faturalarının halkın geniş kesimlerine kesildiği yıllar oluyordu.

20 yıl sonra ne oldu?

Aynı sonuca gelindi.

Hayat pahalandı, enflasyon arttı, gelirler giderlere yetmez oldu, kamu kaynakları giderleri karşılayamaz oldu ve zam üstüne zamlar yağmur gibi yağmaya başladı.

Oysa mevcut iktidar 2 binli yılların kriziyle iktidar olmuştu.

20 yıldır da aralıksız ülkeyi yönetiyor.

Mart ayı enflasyon sonuçlarına bakıldığında “yönetimiyor mu acaba?” sorusu ortaya çıkıyor.

Gerçekten 2 binli yıllara geri mi dönüyoruz korkusu yaşanabilir.

Tayyip Erdoğan iktidarı acil çözüm üretmeye yönelmeli.

Sağa sola ayar vermek yerine “ülke ekonomisini nasıl düze çıkarırız hesapları” yapmalı.

Zamları nasıl önleriz, zamlar altında ezilen geniş kitleleri nasıl rahatlatırızın planlamalarını yapmalı.

İktidarın işi doğru yönetmek değil mi?

Hata yapmamak değil mi?

Yönetme yeteneğini zaafiyete uğratanlar yerinde kalır mı?

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde