AK PARTİYE OY VEREN SEÇMEN KRİZDEN ETKİLENMİYOR MU?

Yönetimi elinde bulunduranlar ‘ister merkezi, ister yerel’ olsun muhakkak sorumluluklarını yerine getirmek adına var güçleriyle çalışmak zorundalar.

Bilerek ve isteyerek kimse hatalı bir adım, eksik bir iş yapmaz – yapamaz.

Yapanlar da hesaplarını zamanı geldiğinde veriyor.  

Demokrasilerde yapılan hataların, başarısızlıkların veya başarıların mutlaka olumlu veya olumsuz bir karşılığı olmakta.

Bu karşılık kesinlikle seçim sandığında hayat buluyor.

Seçmenin kantarına çıkacak olan seçilmiş yöneticiler yaptıkları işleri de ince düşünerek, en az hatayla sürelerini doldurma hedefi koyarlar.

Bunun aksini yapanlar zaten başarısızlıklarını en başında kabullenmiş olurlar.

Yakınımızda bildiğimiz yaşanmışlıklar yok mu?

Tabii ki var.

Dolayısıyla yamukluk yapanlar siyasetten de silinmiş oluyorlar.

Ülkemiz sıkıntılı günlerden geçiyor.

Ekonomik kriz tüm dengeleri alt-üst ediyor.

Bu krizden AK Partiye oy veren muhafazakar yoksul kesimler de etkileniyor. En fazla da yoksul kesimler eziliyor. Geçim sıkıntısı çekiyorlar.

İktidar bu olumsuzluğu görmüyor mu?

Görmemesi mümkün değil.

Ancak AK Parti çevrelerinden yapılan açıklamalara bakıldığında ipe un serdikleri açıkça görülüyor.

AK Partili bir vekil çıkıyor akaryakıta zamdan dolayı istasyonların önlerindeki araç kuyruklarına “araç sayısının fazlalığından dolayı kuyruklar oluştu” diyebiliyor.

Bir başkası “iki kilo et yiyeceğinize yarım kilo yiyin” diyebiliyor.

Bir başkası “bir kilo domates alacağınıza bir tane alın” diyor.

“Porsiyonlarınızı küçültün” denilmemiş miydi?

Açıkçası milletle dalga geçer gibi ezilen muhafazakar kesimlerle alay ediyorlar.

Sanki bu krizden karşı mahalleden seçmenler etkileniyormuş gibi, abuk-subuk beyanlarla gündeme geliyorlar. AK Partiye oy vermiş seçmenler çok rahat yaşıyorlarmış, o kesimde yoksul yokmuş gibi ahkam kesiyorlar.

Aslında bu vekiller AK Partiden nemalanarak hızla zenginleşen kesimlerin içinde yaşadıkları için herkesi zengin zannediyorlar.

Dönüp arkasına bir bakıverse kendi mahallesinden de milyonlarca yoksul olduğunu alenen görecektir.

İlk seçimde işinin ne kadar zor olduğunu da...

Demem o ki; seçimle gelen yöneticiler işlerini iyi yaptıkları sürece koltukta kalabiliyor.

O halde seçim sandığı bir kantar vazifesi de görmekte.

Yönetenler bunu unutmamalıdır...