19 Nisan 2024

ERDOĞAN’IN SÖZLERİ ‘SÜNNET’ Mİ?

  • PDF

Bir dostum; “ … Fatsa’da AK Partinin genç kuşaklarının çalışmalarına üzülüyorum … “ dedi.

“Niye?” diye sordum.

“… Ya abi bir milletvekilleri var, Tayyip Erdoğan’ın sözleri için ‘SÜNNET’ tanımlaması yapıyor. Böyle bir aymazlık olur mu? Adam Tayyip Erdoğan’ı peygamber yerine koyuyor. Muhtemelen kafayı yedi. Nereden bulup getirip milletvekili yapıyorlar bu tür adamları. Mesela; Fatsa’da AK Partide politika yapan genç arkadaşlarımın emeklerine üzülüyorum …” dedi.

Şenel Yediyıldız’dan bahsediyordu.

Şenel Yediyıldız AK Parti Ordu Milletvekili.

Yaşlı-başlı adam. Ne dediğini, ne yaptığını bilmeli, fakat bilmiyor.

Geçen hafta bir düğünde nikah şahitliği yapıyor.

Evlilik Cüzdanını çiftlere teslim etmesi isteniyor.

Burada yaptığı konuşmada mealen “… Sayın cumhurbaşkanımızın SÜNNET’ini yerine getirirseniz bu cüzdanı vereceğim …” diyor.

Tabi herkes şokta.

Adam; Erdoğan’ı resmen “peygamber” ilan ediyor, haaşa.

Bu Şenel Yediyıldız; ya yaşlı olmasından dolayı akli melekelerini kaybetti, ya contaları yaktı, ya da bilerek söyledi.

Şimdi; bu adamların vekil olduğu partide genç partilileri düşünebiliyor musunuz?

Gençler çalışacak bu ve benzerleri milletvekili olacak.

Kıymetli dostumun dediği gibi “AK Partideki gençlerin emeklerine yazık oluyor” tabii ki… Ne dediğini bilemez duruma düşmüş “düşkün” aymazlar yüzünden.

Doğru değil mi?

Fatsa ilçe başkanı, Fatsa belediye başkanı ve genç kadrolarına…

*             *             *

GÜNDE 3 BİN POLİKLİNİK

Düşünsenize bir hastanede her gün 3 bin hastanın muayene edildiğini.

Yatanı, kaçanı, göçeni, acili, pandemisi, virüsü ile birlikte karma karışık bir ortam.

Fakat bu karma karışık ortam her gün kurulu saat gibi işliyor.

Sistem kurulmuş. Kısa devre yapmıyor. Arıza veren bir devre yok. Olsa da anında müdahalelerle onarılıyor.

Fatsa Devlet Hastanesinden bahsediyorum.

Fatsa’mı… Ne Fatsa’sı?

Ordu’nun toplam nüfusunun 5’te üçünün yaşadığı bir coğrafyanın hastanesinden söz ediyorum.

İyi ki; binası yenilenmiş.

Kadrosu büyümüş.

İdari yapısı güçlendirilmiş.

Kıymetli ve başarılı bir başhekim öncülüğünde verilen hizmet “sürdürülebilir” olmuş.

Tabii ki arızalar olacak. Şikayetler olacak. Eleştiriler yapılacak. Günde 3 bin kişinin poliklinik hizmeti aldığı bir hastanede çeşitli arızalar çıkacak.

Bu denli büyük bir koronun başında başhekim sıfatıyla Op. Dr. Alper Delier var.

Alper beyle zaman zaman sohbet ediyoruz.

Doktor kadrosunun eksikliğinden söz ediyoruz. Personel noksanlığından konuşuyoruz.

İdari ve Mali İşler Müdür Mustafa Güldiken dostumla da sohbetimiz oluyor.

Ancak doktor getirmek, eksikliklerin giderilmesinde birinci derecede yetkili olmak ne Alper beyin görevi, ne de Mustafa müdürümün görevi olmadığından… İşin sorumluları siyasilerin olduğunu da hatırlıyoruz.

Bazı branşlarda doktor eksiği var. Kesinlikle takviye yapılması gerekir. Teknik personel eksiği var. Mutlaka giderilmelidir.

Eksiklikler giderildiğinde biliyoruz ki sistem çok daha sorunsuz ilerleyecek.

Başhekim Op. Dr. Alper Delier’in isteklerine geri dönüş yapıldığında başarı çıtası kesinlikle yükselecektir.

Tekrarlamak isterim. Günde 3 bin poliklinik hizmeti verilen bir hastane.

Ne diyelim?

Yine de başarı, başarı, başarı demeliyiz...

*             *             *

HER GELENE GEÇ DEMEMELİYİZ

Çok çabuk gündem değişiyor.

Yangınları, selleri, iklim değişikliklerini konuşurken birde göç meselesi çıktı başımıza.

Afganistan Taliban’a teslim oldu.

Taliban ‘Birleşmiş Milletlerin’ de ilan ettiği bir terör örgütü.

Afganistan 35 milyon nüfuslu bir ülke. 20 yıldır ABD’nin işgali altındaydı. ABD ülkeden çekildi, Taliban yönetimi ele aldı. Yönetim şeklini ilan etti. “Şeriat kurallarına göre yöneteceğim” dedi.

Bu söylem uluslararası camiada büyük sıkıntılara yol açacak. Tanınıp tanınmama sorunu yaşayacak. Zaten Afganistan millileşememiş, uluslaşamamış bir coğrafya. Uyuşturucu üretimiyle geçiniyor. Terör ihraç ediyor. Onlarca etnik kimlik barındırıyor içinde. Vesaire.

Bizi ilgilendiren tarafı gerçi şimdiden ne olacağı belli değil; ancak yüksek miktarlı bir göç dalgasının Türkiye’yi etkileyecek olması.

Zaten yeterince göçmeni olan ülkemiz, bu dalgaya tutulursa ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir.

Ekonomik krizimiz derinleşebilir.

Demografik yapımız bozulabilir, değişebilir. Geleceğe dönük “Arap ve Afgan” sorunlarımız çıkabilir. Etnik gruplarımız çoğalabilir.

Önlem almakta fayda vardır. Her gelene geç dememeliyiz. Allah korusun bütün dengelerimiz alt-üst olabilir.

*             *             *

ŞAKASI YOK ARTIK

Aslında doğa ciddi uyarılar veriyor.

Fakat biz insanlar bunu görüyor ve dikkate almıyoruz.

Yerküre tehlike çanlarını çalıyor ve “hey insanoğlu dikkat et” diyor.

“Bak ben ısınıyorum, değişime uğruyorum, kuraklık artacak diyorum, bir bölüm alanda yangınlar çıkacak, bir bölümde yağmurlar yağacak-seller oluşacak diyorum. Ne yazık ki bu uyarılarıma kulak asmıyorsun”

Geçen hafta buzullarda yağmur yağdı. Oysa buzullarda yağmur olmaz, daime kar yağar. Bu da gösteriyor ki iklimler değişiyor.

Her ülke olası değişikliklere göre tavır takınmalı. Önlem almalı, tedbirler geliştirmeli.

Bu işin şakası yok artık.

*             *             *

GÜÇLÜ VE KALICI OLSUN İSTERİZ

Geçen hafta ciddi yağmur yağdı.

Yağış; ilimiz ve ilçelerimizde de etkili oldu.

Çok şükür ki; giderilmeyecek hasarlar olmadı.

Ufak-tefek hasarlar olsa da kurumlarımızın kudreti ve dirayeti bu hasarları karşılayabilecek güçte.

Yağmur sonrası Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Abdulkadir Hatipoğlu ile görüştüm.

“10 gündür sayın başkanımız Hilmi Güler ile birlikte sahadayız. Ağır hasarlarımız yok sayılır. Olsa da kurumumuz 7/24 esasına göre görev başındadır. Tüm detaylara kadar çalışmalarımızı yapıyoruz. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamasına asla izin vermeyiz. Başkanımız Sayı Hilmi Güler’in koordinasyonuyla altyapılarımızı güçlendiriyoruz. Yağmur nedeniyle heyelanlar, göçükler ve taşkınlar oldu. Bu olumsuzluklara anında müdahale edildi, ediliyor. Vatandaşlarımız rahat olsunlar. Büyükşehir belediyemizin eli kolu uzundur, her yerde vardır.” Dedi.

Tabii ki bir yetkili olarak Abdulkadir beyin sözlerini ciddiye alıyoruz, almalıyız da.

Çünkü bütün altyapı yatırımları bu kurumdan çıkıyor.  

Planlama Fen İşleri Daire Başkanlığında yapılıyor.

Bu vesileyle Abdulkadir Hatipoğlu’nun sözlerine de itibar etmekteyiz.

Umudumuz ve beklentimiz ileriye dönük yatırımların kalıcı ve umut verici olmasıdır. Yatırımların günü kurtarıcı değil ileriye dönük olması düşünülerek hayata geçmesi planlanmalıdır.

Kısaca; yapılan işler bir yağmurla akıp gitmemelidir. Veya yağmur suları yüzeyden akmamalıdır.

Hizmetler güçlü ve kalıcı yapılmalıdır.   

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde