25 Nisan 2024

HEP 3 KÜSUR DOLAR ÜZERİNDEN TABAN FİYAT VERİLSE

  • PDF

Uzun zamandır tartışıp durduk.

Fındık taban fiyatı kaç lira olacak diye.

Geçen hafta Çarşamba akşamı Reis açıkladı.

26.50, 27.00.

Geçen yılki taban fiyatın yüzde 25 üstü.

Eleştirildi, övüldü, normal bulundu, çok anormal bulundu.

Muhalefet cephesi zaten başından beri 35 lira olsun istiyordu. Maliyet hesapları vesaire durumlar sonrasında fiyat 35 lira olsun istemişlerdi.

Olmadı. Olma olasılığı da çok mümkün değildi.

Aslında işin içinde olanlarla konuştuğumuzda muhalefetin istediği fiyatın verilmesi afaki görünüyordu. Olamazdı. Fındıkta oluşan kartel karşı çıkardı. Hükümete “makulde kal, bizim beklentilerimizi de gör” derlerdi.

Fındık taban fiyatı ile ilgili üreticilerin refleksi önemli.

Bakıldığında çok ciddi tepkiler verilmiyor.

Verilen fiyata “razı gelinmiş” havası var.

Razı gelinmese ne olacak ki.

Söz ağızdan çıkmış bir kere.

Yine de azımsamamak gerekir.

Dolar bazında değerlendirildiğinde de 3 doların üzerinde bir fiyat verilmiş oldu. Hep 3 dolar üzeri verilse, bu durum gelecek yıllara da referans olur. Üreticiler de 3 küsur dolar üzeri bir taban fiyat beklemiş olur.

Türkiye fındıktan 2 buçuk milyar dolara yakın bir ihracat yapıyor.

Dünya fındık üretiminin de yüzde 70’ini elinde bulunduruyor.

Bu fındığı bir İtalyan firması dünya tüketimine sunuyor.

Mamul hale getirip satıyor. Ezmesi, süzmesi, çikolatası, kreması, iç fındığı gibi çeşitlendirmelerle tüketime sunuyor.

Bizden 2 buçuk milyar dolara aldıkları fındığı bu çeşitlendirmelerle 12 milyar dolara satıyorlar.

Biz de taban fiyatın peşinde koşuyoruz. Yöneticilerimizin gözünün içine bakıyoruz. “Taban fiyat dolgun çıksın” diye.

*             *             *

ALTYAPI FAKİRİ OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ

Bölgemiz sel felaketleriyle mücadele ediyor.

Çok şükür ciddi hasarlarımız yok.

Batı Karadeniz illerindeki gibi yıkıntılarımız yok.

Şunu biliyoruz artık; ülkemiz altyapı fakiri.

Felaketleri önleyici, ileriye dönük yatırımlar yapamıyoruz.

Sele, yağmura, depreme ve yangına karşı önlemlerimiz zayıf.

Bu afetler olduğunda afetin önünü alacak imkanlarımız yetersiz.

Dere içlerine şehirler kuruyoruz.

Fay hatlarının geçtiği alanları bile bile bu hatlar üzerine şehirleşme yapıyoruz.

Yangınların olacağını bile bile önlemler almıyoruz.

Yangın söndürücü araç gereçlere yatırım yapmıyoruz.

Başımıza felaketler gelince de feryat ediyoruz.

Altyapı yetersizliği yerel yönetimlerin de başının belası.

Geçmişten gelen yetersizlikler yeni yöneticilerin de büyük problemi.

Geçen hafta yağan yağmurlar yerel yöneticilerin yüreğini ağzını getirdi.

Sel sonrası saha çalışmalarında bire bir yer aldılar.

Yapılması gereken ne varsa araç-gereçleriyle seferber oldular.

Büyükşehir belediye başkanı Hilmi Güler ekip başı olarak tüm ilçelerin belediye başkanları ile sahada hazır bulundular.

Zaten yapılacak tek iş ekipmanların sahada olması. Bunu da başarıyla yönetmek başkanlara kalıyor.

İnşallah mevsim normallerinin dışında bir anormal durum yaşamayız.

*             *             *

MEHMET ZEKİ ÖZER

İnsanlar yaşlandıkça yalnızlaşırlar.

Oysa; aynı yaş grubundaki yakınları ebedi yolculuklarına çıkmışlardır.

Vefat etmişlerdir.

Hepimizin böyle bir yalnızlaşma duygusu olacaktır.

Bazen büyüklerimizle yaptığımız sohbetlerde buna rastlarız. “Arkadaşsız kaldım” diyenler olmaktadır. Bu yalnızlaşma psikolojisi etrafındaki yaş gruplarının ölmesidir.

Geçen hafta kıymetli bir meslektaşımızı kaybettik.

Aybastı Gözlem Gazetesi sahibi Mehmet Zeki Özer’i.

M. Zeki Özer meslektaşım olması yanında aynı zamanda eniştemdi. Kız kardeşimin eşi.

Bizim meslek gerçekten çilekeş bir meslektir.

Zeki eniştem ile bacım da bu çilenin içinden geliyorlar.

Yaklaşık 30 yıllarını verdiler mesleğe.

Çok çileli günler geçirdiler.

Bir hukukçu birde akademisyen çocuk yetiştirdiler bu ülkeye.

“ … Tam olarak rahat ettik, çocukları yerleştirdik, gelirlerimizi sabitleştirdik, rahata ereceğiz derken ölüp gitmek …”

Evet; Zeki Özer, hiç oldu mu bu yaptığın.

Sen bizim kıymetli bir meslektaşımız, doğduğumuz ilçenin aydınlık yüzü, basınımızın değerli bir temsilcisi idin, yaşadığın ilçede.

“Aybastı ilçemiz öksüz kaldı.”

Bu cümleyi söyletmeyecektir, geride bıraktıkların.

Bayrağı alıp ileriye taşıyacaklardır.

Değerli eşin, kıymetli evlatların bıraktığın yerden yola devam edeceklerdir.

Şu andan sonra ne söylesek boş.

Ancak; sen benim için bir enişte değil bir arkadaş, bir dost, bir can yoldaş konumundaydın.

Allah mekanını cennet eylesin. Nur içinde yat. Ruhun şad olsun…

*             *             *

ECZ.AHSEN ELİF YILDIZ FARKINDALIK YARATMIŞ

Geçen hafta bir eczane açılışına katıldık.

Kıymetli dostum Erdem Yıldız’ın eşi, Eczacı  Ahsen Elif Yıldız işyerini yenilemişti.

İşyeri adresini de yenilediler.

Eski belediye binası zemin katında fevkalade güzel bir işyeri yapılandırdılar.

Biz eczaneleri ilaç satılan işyerleri sanırdık.

EczacıAhsen hanım gerçekten farkındalık yaratmış.

Eczanede beslenmeden tutun, tedavi edici envai çeşit bitkisel ürünler yer almakta.  Bununla birlikte güzellik ürünlerine, parfümeriden cilt kremlerine kadar ne ararsanız bulacağınız bir işyeri yapmış.

Fatsa’da belki de bir ilki gerçekleştirmiş.

İlaç satılan bir işyerinden ziyade çok daha geniş kapsamlı, yine eczaneciliği ilgilendiren farklı bir işyeri olmuş.

İlaçtan alın kozmetiğe, bitkisel ürünlerden alın beslenmeye kadar ne ararsanız bulacağınız bir işyeri olmuş.

Ecz. Ahsen Elif Yıldız ve Erdem Yıldız kardeşlerimi böyle kaliteli bir işyeri açtıkları için kutluyorum. Hayırlı kazançlar diliyorum.

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde