YANGINLA MÜCADELEDE NE KADAR BAŞARILIYIZ?

Afetlerin önünde durmak zor iştir tabii ki.

Yangınlar da bir afettir.

Ancak önlem almak, afetin büyümesini önlemek için önceden tedbir almak, akıllı davranmak gerekmez mi?

Mersin’den başlayıp Antalya ve Muğla illerimizde can yakıcı yangınlar var. Halen söndürülmüş sayılmazlar. Yeni yangınlarda ardı ardına gelmekte.

Bu yangınları görünce insanın canı acıyor.

Ormanlarımız kül oluyor, canlı-cansız ne varsa yok oluyor.

Gelişmiş ve güçlü olmak afetlerle mücadele etmeyi gerektirir.

Yangınların söndürülmesi konusunda gelişmişliğimizi sergileyemedik.

Demek ki gelişmemişiz.

Bir haftadır tartışıp duruyoruz, yangın altyapımızın yetersiz olduğunu. Önlemlerin önceden alınamadığını. Türk Hava Kurumunun uçaklarını uçuramadığımızı. Dolayısıyla yangına anında müdahale edilemediğini.

Türkiye’de yangın tehlikesi sürekli var.

O halde tedbir almak önceden yapılandırılmaz mı?

Uçakların bakımları ve uçuşa hazır edilmeleri gerekmez mi?

Görüyoruz ki; yangınla mücadele ekipmanlarımız yetersiz kalmış.

Ormanlarımız gözümüzün önünde kül olup gidiyor.

İçimiz yanıyor...

Hani uzaya füze gönderiyorduk, Mars’a yol yapacaktık.

Lütfen ileriye dönük olabilecek yangınlar için şimdiden tedbirleri geliştirin. Ciğerlerimiz yanmasın.

*                                                       *  *

ELİ KULAĞINDA

Fındık toplama işlemi başladı.

Artık üretici arazide.

Taban fiyatın eli kulağında.

Cumhurbaşkanımız Perşembe veya Cuma günü Ordu’ya gelecek.

Bilhassa Ordu’ya geldiğinde fiyatı kendisi açıklayacak.

Beklenti yüksek.

35 liradan aşağı olmayacağı tahmin ediliyor.

Ancak nihai kararı cumhurbaşkanımız verecek.

Zaten fındık değerli bir ürün.

Alıcısı var.

Dolayısıyla fiyat dolgun açıklanmalı.

*                                                       *  *

FATSA ADD’NİN KAHVALTISI

Geçen Pazar günü Fatsa Atatürkçü Düşünce Derneğinin (ADD) verdiği kahvaltıya katıldım.

ADD bilindiği üzere sosyal demokrat kişiliklerin yönettiği bir dernek.

Bir anlamda CHP’nin arka bahçesi.

Kahvaltı Fatsa Öğretmen Evinde verildi.

Nezih bir toplulukla buluştuk.

İki nezih saatimiz geçti kahvaltıda.

1990’’lı yılları hatırladım.

Cumhuriyet Bayramı yemeklerini. Cumhuriyet balolarını.

Kaymakamların, başsavcıların, garnizon komutanlarının, belediye başkanlarının ve tüm parti temsilcilerinin ve bürokrasinin ilçe yöneticilerinin tamamının katıldığı yemekleri.

Pazar günü gördüm ki; ADD kahvaltısında CHP ve İyi Parti yöneticilerinin dışında kimse yok.

İlginçtir; devlet memuru bir arkadaşımın kapıdan geri döndüğüne de tanık oldum.

“Memurum, görünürüm başıma bir iş gelir abi” dedi.           

Ve kapıya kadar gelmişken yemek salonuna giremedi.

Üzücü tabii ki.

Yasal bir derneğin yemeğine katılmak bile kamu çalışanlarında korku iklimi yaratmış.

Veya iktidar partisinin ideolojisine göre eylem belirleme tavrı sergilenmekte.

Nereden, nereye...

Yarın ne olacak, belli mi?...

Fatsa ADD’nin kahvaltısı tanıdık simalarla doluydu.

Tabii ki; CHP’lilerle...