ANLI-ŞANLI KANALLAR CANLI YAYINDA

Ülkemizin anlı-şanlı televizyon kanalları Tosuncuk lakaplı dolandırıcının Türkiye’ye getirilmesini canlı yayınladılar.

Gecenin yarısında yayınlarını keserek hem de.

“Kapatın yayınları dolandırıcı Tosuncuk” geliyor dercesine. Hangi kıymeti harbiyesi varsa.

Bu yayınların nasıl bir haber değeri vardır, bilmem.

Ülkemizin güvenlik güçlerinin ciddi takipleri sonucu yakalansa anlarım. Haber değeri olabilir.

Fakat bu dolandırıcı yaşadığı Brezilya devleti güvenlik güçlerine kendisi gidip teslim oldu.

“Beni Türkiye’ye teslim edin” dedi.

“Türkiye yargısında yargılanmak istiyorum” dedi.

Ne hikmetse dolandırıcılık ve kaçakçılık suçlarından yurt dışına kaçanlar bu günlerde Türk yargısına teslim olma merakı taşıyorlar.

Son günlerin meşhur veya “yardım sever iş insanı olarak” makbul adamı Sezgin Baran Korkmaz’da.

Hal böyleyken getirilişi büyük bir olaymış gibi gece yarısı yayınlarını kesip canlı yayınlar yapan kanallar neyin algısını yaratmaya çalıştılar onu da bilmem.

Bir sahtekara bu boyutta neden bu kadar yer verilir anlamam.

Adam sanki kahramanmış gibi canlı yayınlarla karşılandı.

Ülkemizin sayısız ciddi sorunlarına bu duyarlılıkta yaklaşmayan kanallar, dolandırıcının getirilişine neden bu kadar zaman ayırdılar?

Bilen varsa konuşsun lütfen!!!

*             *             *

LİVANELİ KENDİ KİN’İNİ DIŞARI VURMUŞ

Zülfü Livaneli; bir internet röportajında (İrfan Aktan) Deniz Baykal’a verip veriştiriyor.

Baykal “Alevileri, Kürtleri ve ezilenleri sevmem” demiş.

Baykal’ın bu sözlerinin basında çıktığınıda beyan etmiş.

Baykal’ın böyle bir şey söylediği pek inandırıcı değil.

Eğer söyleseydi genel başkanı olduğu CHP’nin başında bir saniye bile kalamazdı.

Çünkü CHP’nin politikalarında ötekileştirme ve etnik kesimlere mesafe koyma olmaz, olamaz. Biraz seçkinci politikalara bürünülmüş olda da ötekileştirme kabul görmez.

Söyleseydi bunu sağır sultan bile duyardı.

Livaneli burada kişisel kinlerini kusuyor sanırım.

Hatta daha da ileri giderek Bülent Ecevit’e ve Erdal İnönü’ye bile çıkışıyor.

Hiçbirisinin solcu olmadığını, olamayacağını iddia ediyor.

“Bülent Ecevit Robert Koleji mezunudur, solcu olamaz, Erdal İnönü paşa çocuğudur, solcu olamaz, Deniz Baykal Alevileri, Kürtleri ve ezilenleri sevmez, solcu olamaz;” diyor.

Ve daha vahimi bu liderler tarafından kendisine ne kadar haksızlık yapıldığını söylüyor.

O zaman sana geçmiş olsun Livaneli.

Geçiniz bunları.

Bence hiç inandırıcı değilsin…

Sadece çamur atmaktasın, kin kusmaktasın. Yakışmadı.

*             *             *

TERS KELEPÇE İLE GÖTÜRÜRLER!

Fatma Yümlü.

Büyük Birlik Partisi Ordu Kadın Kolları Başkanı.

Uzun yıllar Fatsa İlçe Başkanı idi.

Geçen hafta kısa süreliğine emniyette misafir edilmiş.

Bir grup polis memuru Fatma Yümlü’yü işyerine gelip ters kelepçe takarak alıp götürmüşler.

Sosyal medyadan bu görüntüleri izledik.

Yaşanan diyalog hoş değil. Kadıncağız “ben geleyim emniyete” diyor, polis itiraz ediyor. “Hayır biz götüreceğiz” diyor. Kadın “kelepçe takmayın” diyor, memur “ters kelepçe takın” diyor.

Her ne olursa olsun bu kadın bir siyasi parti il yöneticisi. Adresi belli, kaçak-göçek bir işi yok. Davet edilse bile karakola gelecek bir kişilik.

Büyük Birlik Partisi (BBP) iktidarın küçük ortağı. Cumhur İttifakı üyesi.

Ne olmuşta Fatma Yümlü misafir edilmiş?

Ordu’da yayın yapan bir internet televizyon kanalında iktidara vermiş veriştirmiş.

Cumhurbaşkanımıza ithamlarda bulunmuş. Çağrılar yapmış. Çocuk istismarcılarına, kadın katillerine verilen cezaların azlığından dert yanmış. Yargının bağımsız olmadığını haykırmış. Esnafın zor günler geçirdiğini beyan etmiş.

Gerçi Fatma Yümlü sürekli muhalefet siyasetçisi gibi beyanlarda bulunuyordu.

Muhtemelen bu konuşmalarından kaynaklı ters kelepçeye maruz kalmış.

Emniyet mensuplarının bir süre misafiri olmuş.

“Ne var bunda?”diyebilirsiniz.

Ama “her şeyi ulu orta konuşma kardeşim.”

Konuşursan ters kelepçeyi yersin.

İktidarın küçük ortağı olsan ne yazar.

Alıp götürürler, misafir ederler.

İyi ki iki saat sonra serbest bırakılmış.

Bizde sayın başkana geçmiş olsun diyelim, bari…

*             *             *

ELEKTRİK VE DOĞALGAZ ZAMMI

Geçen hafta elektrik ve doğalgaza zam geldi.

Gelen zam az da değil.

Elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12.

Temmuz ayının yakıcı sıcağı ile başlayan bu zamlar ciddi manada çok fazla oldu.

Şimdi emekli ve kamu çalışanlarına zam yapılacak.

Emekli ve kamu çalışanlarına yapılacak olan zamdan önce elektrik ve doğalgaza zam yapılması manidar.

Pazartesi günü de enflasyon oranları açıklandı.

Yıllık enflasyon oranı yüzde 17 küsur çıktı.

Buna göre emekli ve kamu çalışanlarına yüzde 8.45 zam yapılacakmış.

Elektrik zammı yüzde 15, emekli maaşlarına yüzde 8,45.

Orantısız bir durum değil mi?

Bu durum 2 binli yılların başında kriz günlerini anımsatıyor bize.

Hatta 90’lı yılları.

Yüksek enflasyonlu yılları.

Hiç mi refaha kavuşamayacak bu millet. Faturayı hep ezilen kesimler mi ödeyecek bu memlekette.

Hayırlı olsun...