KUTUPLAŞMAYI BIRAKINDA MİLLETİ REFAHA KAVUŞTURUN

Muazzam bir kutuplaşma yaşanıyor.

Oysa zamanı ‘uzlaşma içinde’ meseleleri çözmeye kalksalar daha çok faydalı olacaklar.

İktidar bloku çıkıp muhalefete; “… Bir dikili ağaçları bile yok. Bunların bastığı yerde ot bitmez. Bunlar zillet. Bu cehape var ya bu cehape. …”

Muhalefet bloku çıkıyor; “… AKP’lilerin tamamı hırsız!. İktidar ülkeyi bölüyor. Memleketi Katarlılara sattılar. …” gibi toptancı bir yaklaşımla suçlamalar.

Bu toptancı yaklaşım sayesinde de kabak gibi ortadan bölünmüş bir toplum.

Bu bölünmüşlük üzerinden elde edilen siyasi taraftarlık.

Toplum tüm bu tartışmalara bakıp duruyor.

İki tarafın da iddialarını akıl süzgecinden geçiriyor.

Muhtemelen ilk seçimde bu aklı evvel siyaset yapanlara akla – karayı gösterecek.

Birbirlerine çok ağır ithamlarda bulunan siyasi taraflar anlayacaklar ki; bu tartışmalarının topluma hiçbir faydası yok.

Şu sıralar mecliste bütçe görüşmeleri yapılıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi şenlik yeri gibi. Yumruklar havada uçuşuyor, sözlü hitabetlerde küfür hariç her şey var, karşılıklı suçlamalar hiç bitmiyor…

Orijinal olgular yaşanmıyor mu?

Tabii ki yaşanıyor, tanık oluyoruz.

CHP’li Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya ortaya koyduğu muhalefet anlayışıyla bir ilke imza atıyor.

Kürsüye çıktığında konuşmasının ardından iki rulo salıyor salona.

Bunların ilki 15 metre, ikincisi 13 metre.

Diyor ki; “… bu memlekette CHP’nin çakılı bir çivisi yoktur diyenler işte görsün. Birinci listede CHP’nin yaptığı hizmetler, ikinci listede ise CHP dönemlerinde yapılıp, AK Parti tarafından satılanlar vardır. …”

Listeler genel kurul salonuna boylu boyunca seriliyor. 15 metrelik listede CHP’nin yaptığı hizmetler, 13 metrelik listede AK Partinin sattığı devlet malları.

Vekilin demesi o ki; CHP yaptı AK Parti sattı.

Son yılların en ilgi çeken muhalefet çalışması.

Takdire şayan.

Boş tartışmalardan öte, somut olgular.

Sayın milletvekillinin bu yaptığı CHP adına yapılan en olumlu muhalefet etme yaklaşımıdır.

Toptancı anlayışın ötesinde bir tavırdır.

Ne demek “bütün AKP’liler hırsızdır” yaklaşımı.

Ne demek “muhalefet ittifakı zillet ittifakıdır” iddiası.

Her iki yaklaşım da asla kabul edilemez.

CHP’li Ahmet Kaya gibi çalışsanıza. Hiç değilse inandırıcılığınız olsun.

Gerçi bu yaptıklarının hepsi seçmen konsolidasyonudur.Bir arada tutma yöntemleridir.Safları sıkılaştırma politikalarıdır.

Aslında neye ihtiyacımız var biliyor musunuz?

Toplumsal dayanışmaya. Toplumsal desteğe. AKP’lisi, CHP’lisi ve tüm kesimlerin millet menfaatleri adına omuz omuza vermesine. Siyasi çıkarları bir yana bırakıp bu krizden nasıl kurtulacağımıza. Bu fakirlikten nasıl bir yol izleyerek ışığı görmeye.

2001 krizinden daha kötü olduğumuz günlere niye geri geldiğimize.  Niye fakirleştiğimize. Alım gücümüzün niye düştüğüne.

Bunların hiç mi önemi yok.

Ha bire yukarıda koltuk kavgası, iktidarda kalma kavgası.

Reva mıdır bu topluma???

Hiç mi refaha kavuşamayacak bizim insanlarımız???

Kutuplaşmayı bırakında milleti refaha kavuşturun…

*             *             *                               

SÜLEYMAN SOYLU’NUN İSYANI TERÖRE

Yine; mecliste bakanlıkların bütçeleri görüşülürken muhteşem bir Süleyman Soylu izledik.

Süleyman Soylu’nun hitabeti sürekli yüksek tonlu. Atarlı. Ayar verici. HDP’lileri çıldırtıcı.

HDP terörle arasına mesafe koyamayan bir parti.

Talimatı Kandil’den alıyor.  

Türkiye partisi olamadı.

Süleyman Soylu’nun da isyanı buna.

Çünkü Sayın Soylu İç İşeri Bakanı olması vasfıyla terörle mücadelede büyük bir başarı elde ediyor. Terörü sıfır noktasına kadar getirdi.

Ülkemizin güvenlik güçleri 40 yıldır terörle uğraşıyor. Binlerce şehit, binlerce gazi verdik. Bu iş ülkemiz ekonomisine de zarar verdi.

Süleyman Soylu’da yüksek tonlu konuşmalarıyla bilinirken bu tarzını bir kez daha meclis kürsüsünden ortaya koymuş oldu.

Sayın Soylu’ya ülkemiz adına terörle mücadelesinde başarılar dileriz.  

Yolu açık olsun...