Bayramlaşma merasimlerinde protokol bayramlaşmaları kamuoyuna daha çok yansıyor.

Ordu özelinde bu merasimlerde AK Parti adına Dışişleri Bakan Yardımcısı ve üç milletvekili boy gösteriyor. CHP’de iki milletvekili, MHP’den ihraç edilen bir milletvekili bayramlaşma etkinlikleri yapıyor. Bu milletvekilleri bayram vesilesiyle aynı zamanda seçim bölgelerine çıkartma yapıyorlar. İlçe ilçe programlar yapılıyor, seçmenlerle buluşuluyor.

Son bayramlaşmalarda vatandaşlarımızı bu etkinliklerde yoğun olarak görmek mümkün değil. Katılımlar sınırlı, coşkusuz ve yavan olmakta. Bunda salgının etkisi olabilir. Geniş kapsamlı kapalı salon bayramlaşmaları zaten yapılmıyor. Ancak salgın olmasaydı da siyaset kurumuna olan güven azaldığı için vatandaşlar eski coşkulu bayramlaşmalara gösterdiği ilgiyi göstermiyor. İştiraklerde gerileme var. Gönülsüzlük veya isteksizlik var. 

Bunun tabi ki bir sebebi vardır.

Sebeplerin başında hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı, işsizlik, her gün gelen zamlar vs. olabilir.

Kısaca; ekonomik kaygılar. 

Baksanıza altın ve döviz fiyatları hızla artıyor. Gram altın 445 lira, Dolar 7 lira, Euro 8,25 liraya dayandı. Artışın önü alınamıyor. Bu gidiş korku veriyor. Toplumumuzun çok geniş kitleleri hızla fakirleşiyor. 

Bizim gibi ülkelerde ekonomi bozulursa bünye tamamıyla sıkıntıya giriyor. İktidarlar devriliyor. Yönetilemez duruma düşülüyor.

Dolayısıyla bozulan ekonomilerde iktisatçıların değimiyle her kriz “nur topu gibi iktidarlar doğurur” deniliyor.

Türk siyasetinde bu gibi durumlarda hangi partilerin tepe taklak gittiğine tanıklık edenlerimiz çoğunluktadır. O partilerin şimdilerde isimleri bile bilinmiyor. Toplum çok kısa zamanda iktidardayken kriz çıkaranları çabucak unutuyor. Yeniden göreve getirmiyor.

Fakat; AK Parti iktidarı 18 yıllık iktidarlarında yaşanan krizleri bertaraf etmeyi de başarabilmiş bir iktidar. Lideri Recep Tayyip Erdoğan sayesinde tüm olumsuzlukları olumluya çevirerek yoluna devam etme başarısını da göstermiş bir iktidar. Hatta hain FETÖ darbe girişimini bile etkisiz hale getirmiş bir lider.

Anketlere bakıldığında iktidara olan güvende azalmaların yaşandığı görülüyor. Sebebi de ekonomik kriz. Bu saatten sonra ne olur; kestirmek zordur.

Türk siyaseti adeta bir lider siyasetidir. Liderin verdiği güven seçmen nezdinde öncelikli tercih olmaktadır. Geçmişe bakarsak siyasetin lider siyaseti olduğunu anlayabiliriz. Çok öyle ideolojiler üzerine dayanan tercihler bulamazsınız. Veya geniş kitlelerde ideolojik tercihler yoktur. İş dönüp dolaşır karizmatik liderlere dayanır.

Demokrat Parti Adnan Menderes’le anılır, Adalet Partisi Süleyman Demirel’le, Cumhuriyet Halk Partisi Bülent Ecevit’le, Anavatan Partisi Turgut Özal’la,Milliyetçi Hareket Partisi Alparslan Türkeş’le, Milli Selamet Partisi Necmettin Erbakan’la, AK Parti Recep Tayyip Erdoğan’la anılır. Bu liderler partilerini iktidarlara taşımış liderlerdir.

Demek istediğim Türk siyaseti ideolojik değil, karizmatiktir.

Gelecek dönemlerde kimleri “LİDER OLARAK” göreceğiz belli değil.

Karizmatik liderler çıkacak mı? Çıkmazsa mevcutların hangileri ipi göğüsleyecek?

Yukarıda dedim ya. İktidara karşı bir ilgisizlik, bir gönülsüzlük, bir coşkusuzluk var. Bunu açıkça gözlemlemek mümkün. Yarınlar ne getirir, tercihler nereye evrilir biraz beklemek gerekir.

Yazıya bayramlaşmayla başladık, yeni lider arayışlarıyla bitirdik.

İyi haftalar…

 

 

Fındık yüz güldürecek mi?

Muhtemelen güldürecek.

Çünkü verilen taban fiyat fevkalade makul bir fiyat.

Fındık üzerinde bir sürü alevere-dalavere dönüyor. Bunu biliyoruz. Bu oyunları bozacak olan da fındık adına verilen olumlu mücadelelerdir. 

Muhalefet milletvekilleri bu mücadelenin yılmaz neferleri oldu. Ciddi baskı unsuru oluşturdular. İktidar da muhalefetin mücadelesini görmemezlikten gelmedi. Taban fiyatı üst perdeden açıklamayı tercih etti. 

Aslında fındık adına bir devlet politikası oluşturulmalı. Fındık kıymetli bir ürün. Bunu sürekli yazıp dile getiriyoruz. 

Dolayısıyle kimse aptal değil.

Tüm üretici kesimleri ürününün değerini biliyor. O halde fındıkta bir devlet politikası oluşmasını bekliyor. Bu ürün dünya pazarlarında zaten tüketiliyor. Fiyatının da bir standarda oturtulup yol alması gerekir. 

Bu yıl fiyatın pozitif karşılandığını söylemek mümkün. Doğrudan destekler ve randıman farklarıyla birlikte kilo başına fiyat 25 lirayı geçiyor. 

Artık gözler serbest piyasa fiyatlarında. Alım fiyatı kaç liradan başlayacak, merak konusu. TMO’nun altında olacağını düşünmüyorum. Üstü olacağı malum.

 

 

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi Ordu İl Başkanı Köksal Yılmaz’ın partiden ihraç edilmesinden sonra yerine gelecek il başkanı konusunda çeşitli senaryolar gündeme geliyor.

İl başkanlığına en yakın isimler arasında adı geçenin Fatsa İlçe Başkanı Murat Kaçak olabileceği konuşuluyor.

Aslında bu tartışma doğru bir isim üzerinden yürüyor.

Murat Kaçak MHP Altınordu ilçe başkanlığı görevinde bulunmuş bir siyasetçi. Dolayısıyla MHP’nin Ordu il başkanlığına en yakın isimler arasında yer alabilir. Genel merkezle de çok yakın ilişkileri olduğu biliniyor.

Eğer siyasette bir emek, bir alın teri, bir vefa olacaksa o zaman il başkanlığı Murat Kaçak başkana verilmeli. 

Tabii ki biz burada partinin tercihlerine müdahale edemeyiz. Öyle bir konumda da değiliz. Sadece analiz yapar, hakkaniyet ve emek savunuculuğu yaparız. 

Murat Kaçak bu göreve getirildiğinde başarılı olabilir mi?

Hiç kuşku yok ki fevkalade başarılı olur.

Tecrübe çok önemli. Bu da hemen kısa sürede olacak iş değil.Tabandan gelmek lazım. Birikim gerektirir. 

Murat Kaçak’la ilgili yapılan kulisler doğru okunmalı. MHP’nin Ordu’da bir tabanı var. Bu taban üzerine yeni seçmen katıldığında milletvekili çıkarabiliyor. Cemal Enginyurt bunu başararak vekil oldu. Ancak partiden ihraç edildi. Dolayısıyla MHP’ye Ordu’da aynı başarıyı gösterecek kişiler lazım.

Bu kişi neden Murat Kaçak olmasın. Uzun yıllardır zaten MHP’nin bir neferi. 

Umarım il başkanı olur ve politik başarılarını, MHP bayrağını daha ilerilere taşır.

 

Yorum ekle

İsim (gerekli)

E-Posta (gerekli)

Başlık

Sonraki yorumları bana bildir

Yenile

Gönder

İptal