01 Mayıs 2024

FATSA’NIN İHTİYAÇLARININ ÖNEMİ YOK MU?

  • PDF
Fatsa’da Çınar Hastanesi unvanıyla yapılan binanın kamuya aktarılmasından sonra “bu bina nasıl değerlendirilir” sorusu uzun bir süre konuşuldu ve tartışıldı. Şimdi yeni bir tartışma başladı.  
Oysa; binanın dışında koskocaman bir pankart asılı. 
Üzerinde de “Bu bina Ordu Halk Sağlığı müdürlüğü Fatsa Sağlıklı Yaşam Merkezi olarak planlanmıştır” diye bir yazı.
Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş’ın Pazartesi günkü yerel gazetelerde bir açıklaması yayınlandı. 
Tayfun Karataş bir öneri sunuyor. Önerisi çok yerinde ve doğru. 
Ne diyor Karataş “… Fatsa’da Çınar Hastanesi’nin Sağlık Bakanlığına bağlı bir kuruma tahsis edilmesine ben  karşıyım … Olacaksa ‘Onkoloji, Kadın Doğum ya da Göğüs Hastalıkları Hastanesi gibi bağımsız bir hastaneye dönüştürülsün. Ancak, buda mümkün değilse Ordu Üniversitesi bünyesinde henüz oluşmayan Hukuk fakültesi, İnşaat Mühendisliği vs. gibi ihtiyaç duyulan fakültelere tahsis edilsin …”
Bu öneriye Fatsa halkı olarak tam destek ol-malıyız. 
Sayın Tayfun Karataş’ı bu önerisinden dolayı taktir ediyorum. Fatsa’da sivil toplum kuruluşlarının başında olanların cesaretle bu önerileri sunmaları gayet yerindedir. Çünkü ilçemizde 4 yıllık ciddi bir fakülteye ihtiyaç vardır. Sayın Karataş’ın beyanlarına göre Rektör beyle de görüşmüş olması, binanın verilmesi durumunda 4 yıllık ciddi bir fakültenin açılabiliyor olması sözünün alınması yeni tartışmaların da altyapısı olacaktır. Mevcut binayı ilçe sağlık merkezine vermekle çok şey kazanılmayacaktır. Zaten ilçe sağlık merkezi mevcut binasında hizmet vermektedir. O halde Fatsa’nın ihtiyacı olan yeni bir kurumun bu binada hizmet vermesi faydalı olmaz mı?
Tayfun Karataş’ın önerisinin arkasında durmak tüm Fatsa ve Fatsalıların boynunun borcudur. Biz basın olarak ilçemizin gelişmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması zemininde her daim doğru tercihlerin yanında olacağız. Çınar Hastanesinin sağlık bakanlığına tahsis edilmesine biz de karşıyız. Bu halkayı genişletirsek doğru yatırımlarında kapısını aralamış oluruz. Daha acil ihtiyaçlar varken neden olmadık işlere heba edilsin. Aciliyetin önemi olmayacak mı?
Halkaya eklenmek isteyenlere saygılarımla… 
ABDULLAH UÇAR 
ÖNEREBİLDİ Mİ?
AK Parti ilçe başkanı Abdullah Uçar, Çınar Hastanesinin Fakülte olmasını isteyebilir mi? Aylardır bu binanın gövdesindeki yazıyı görmedi mi? 
Bu soru üzerinde bir analiz yapacak olsanız görüşünüz ne olurdu? 
Ben geriye doğru bir baktım; Sayın Uçar’ın bu bina ile ilgili hiçbir önerisine rastlamadım. Hatta mevcut halini öve öve göklere çıkarmış. Bu mevcudun oluşmasında da kendisinin bir görüş ortaya koyduğuna rastlamadım. Bakanlık uygun görmüş.. bizimki kabul etmiş. Bir öneri ileri sürememiş.
Abdullah Uçar, bir ilçe başkanı sıfatıyla Fatsa’da kendi iradesiyle ve siyasi dirayetiyle bir görüş veya bir hizmet üretebilip ortaya koyabilmiş mi? 
Yaklaşık 3 yıldır ilçe başkanı. Protokol başkanlığından başka yaptığı hizmete rastlayanınız var mı? Bir planlama, bir önderlik, bir ön açıcı proje, ciddi bir istişare ortaya koyabilmiş mi? 
Reis ne diyor? 
“Çalışmayan, halkı kucaklayamayan, halka yukarıdan bakan, yorulan, vizyon oluşturamayan, tabanla çatışan, her kesimle ters düşen teşkilatlar bırakacak”
Mesaj net… 
Ordu’da bu tarife uyan teşkilatlar yok mu? Yerel yöneticiler yok mu? Belediye başkanları yok mu? İlçe başkanları yok mu? Belediye meclis üyeleri yok mu? 
Vardır…
AK Parti; Reis eliyle düğmeye bastı. Topyekun bir yenilik gelecek. İl, ilçe, belde tüm teşkilatlar sil baştan yapılandırılacak. Bu süreçte yeni simaları görmek mümkün olacak. 
Fatsa’da da yenilik olacak. 
Üretim yapamayan, heyecanı kalmamış tüm isimler yenilenecek. 
Bunu siyasi bir kimlikle asla dillendirmem. Çünkü hiçbir partiye bağlılığım, resmi bir üyeliğim yoktur. Kaldı ki; görevini layıkıyla yapan hiçbir kimseyle de derdim olmaz. Tek derdimiz memlekete yapılan ve yapılacak olan hizmettir. Gazeteci kimliğimle ben hizmete bakarım. Öneriye bakarım. İlimin ve ilçemin gelişmesindeki öncü kişiliklere bakarım.
* * *
 
KENT KONSEYİ NE 
ZAMAN KURULACAK?
Bolaman Mahallemizde bulunan tarihi “Haznedaroğlu Konağı” Fatsa Kent Müzesi olacak.
Fatsa Kaymakamlığının 2 yıllık çalışması sonunda alınan bu karar uzun vadede kültür değerlerimizin ortaya çıkarılmasında ciddi bir yapı taşı oluşturacak. 
Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde yapılan yazışmalar sonrası bu kararın alınması, Fatsa’da kültür varlıklarımızın toplanmasının da önünü açacak. 
Bu karar ‘Fatsa’da kurulması geç kalmış olan’ “KENT KONSEYİ”nin de kurulmasında öncü olacak. 
Çünkü; nüfusu 100 bin ve üzeri olan merkezlerde Kent Konseyi kurulması yasal zorunluluk. Oysa Fatsa’da halen kent konseyi kurulmuş değil. Bunun önünü tıkayan da yerel yönetim. Başta ilçe belediyesi olmak üzere büyükşehir belediyesinin de oluşuma sıcak bakmıyor olması. 
Umarım ki; Fatsa Kent Müzesi içinde Fatsa Kent Konseyi’de yerini alır. Kaldı ki Haznedaroğlu Konağı kapalı alan olarak Kent Konseyini de içinde barındıracak kadar büyüktür. 
Ben buradan Kaymakamımız Sayın Mehmet Yapıcı’yı bu çalışmasından ve alınan sonuçtan dolayı taktir ediyorum. Aynı duyarlılığı ve çalışmayı “Kent Konseyi” kurulmasında da sergileyeceğine inanıyorum. 
* * *
 
SAHİLDEKİ PARK YASAĞI 
SÜRDÜRÜLEBİLECEK Mİ?
Fatsa sahil yolu boyunca park eden araçlara park yasağı getirildi. 
Bu uygulama daha önceden de vardı. Çok da doğru bir uygulamaydı. Ne olduysa uygulama sekteye uğradı. 
Uzun bir süreden sonra yeniden park yasağı uygulamasına başlandı. 
Ancak geçiş süreci olarak mı algılanıyor bilemem.. sahil yolu boyunca park eden araçları halen görüyoruz. 
Acaba uygulamanın üzerinde farklı farklı eller mi var? Kimi çevrelerden baskılar mı var?
Bu sorunun cevabı uygulamanın seyri sırasında yanıt bulacak. 
Aslında alınan karar çok doğru bir karar. 
Zaten çevre yolumuzun olmamasından kaynaklı şehir geçiş trafiğimiz mükemmel derecede sıkışıyor ve araçlar yürüyemez hale geliyor. Durum böyle olunca birde yol üzerinde bazen çift sıra park halindeki araçlar trafiği içinden çıkılmaz hale sokuyor. Doğal olarak Fatsa şehir geçişinde trafik tıkanıyor. 
Fatsa sahil yolu güzergahında park yasağı uygulaması hiçbir taviz verilmeksizin devam ettirilmeli. Buna engel olmaya çalışan çevreler varsa veya olacaksa yanlış yapıyorlardır. Bir daha sekteye uğratılmamalıdır. Hem de sahildeki görselliğimizin kirletilmemesi adına. 
* * *
 
“FINDIK DALDA TEKLEME”
Her sezon üreticisinin başına dert olan fındık, bu sezonda da belirsizliklerle karşı karşıya.
En önemli dert; FİYAT.
Anlaşılan şu ki; rekolte yüksek. Dolayısıyla rekolte yüksekliği fiyatla doğrudan bağlantılı. Bu bağlantı da fiyat tedirginliğini gündeme getiriyor. 
Biliniyor ki; başta orta Karadeniz olmak üzere batı Karadeniz’de de fındık üretiliyor. Oysa dikim alanları daraltılacak, mevcut alanlarda da arazi meyiline göre bahçeler sökülecekti. 
Örneğin; Terme, Çarşamba, Bafra, Düzce, Hendek, Akçakoca gibi taban arazilerde fındığın ne işi var. Uçsuz bucaksız düz arazilerde fındık dikildi. Ne ekersen bitecek ovalar fındığa yöneldi. 
Zira; bilinen yasa uygulansa fındığın derdi bu kadar olmayacak tabii ki. 
Üretici fiyattan önce şunu istemeli: Fındık dikim alanları yasal sınırlara çekilsin, yeni dikim alanları ciddi şekilde denetlensin. Bakın o zaman Türk fındığı ne kadar değerli olacak. Hem de kaliteli üretilecek.  
Yeter ki; yetkililer soruna popülizm yapmadan yaklaşsın, uygulama zafiyetine düşmesin. 
 
Son Güncelleme: Cumartesi, 12 Ağustos 2017 07:59

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde