28 Nisan 2024

KRİZ Mİ GEÇİRİYORUZ?

  • PDF

Fındık fiyatının yerinde sayması, doların önlenemez yükselişi, tarım ürünlerinden edilen zarar neyin habercisidir.

Fındık fiyatından umduğunu bulamayan, doların hızla artışından ötürü ekonomik krize yakalanan, bütün tarım ürünlerinden zarar eden bir durumla karşı karşıyayız.

Biliyoruz ki fındık ürünü Karadeniz bölgesinin özellikle iki ili Ordu ve Giresun illeri insanlarının geçim kaynağıdır. Ancak bu ürün bir türlü beklenen fiyatı yakalayabilmiş değildir. İki yıl önce kilosu 20. TL.’leri görmüş bir ürün şu anda 11. TL.’dir. Rekoltesi de her geçen yıl düştüğü halde.

Bu durum bölgemizde ekonomik daralmalara sebep oluyor. Üretici beklentilerinin altında kalan bir şok yaşıyor. Oysa üretim oranı her geçen yıl gerilemesine rağmen fiyatın artmaması ‘fındık üzerinde bir oyun mu oynanıyor’ sorularını gündeme getiriyor.

Karadeniz Bölgesinde fındıkta yaşanan fiyat düşüşü, sanki diğer tarım ürünlerinde çok iyi.

Narenciye, sebze-meyve, buğday-arpa, şekerpancarı-ayçiçeği gibi tarım ürünlerinde çok iyi.

Dolayısıyla tarım ürünlerinin tamamında ciddi daralmalar söz konusu. Üretici geleceğinden endişeli.

Doların hızla artması da piyasalarda en az yüzde 20’lik bir zarar yarattı. Bu rakamın piyasaya yansıması en az yüzde 30 olacaktır.

Bunun adı ekonomik krizdir. Herkes her şeyinden yüzde 30 zarar etti demektir. Dolar üzerinden iş yapan tüm ticaret erbapları büyük zararlara maruz kaldı demektir. Holdingler, şirketler, orta ölçekli işletmeler, küçük esnaflar büyük zararlara uğradı demektir.  

İktisat eğitimi almış kişiler de ülkemizin düştüğü bu durumu kriz diye nitelendiriyor. Hatta iktisat okumuş oğlum Emre; “Hocalarımız derdi ki; bizim gibi ülkelerde her ekonomik kriz nur topu gibi iktidarlar doğurur derdi” diyor.

Allah korusun o durumlara düşmeyiz, düşmeyelim. Sorumlular acilen önlemlerini alsınlar. Çünkü ülkemiz sayısız ekonomik kriz yaşamış bir ülke. Bir gecede yüzde binlerle anılan faiz oranlarını yaşadık. Başbakanlığın önünde yazarkasa protestoları gördük. Esnaf yazarkasasını başbakanlığın önünde kırdı. Hiçbir yurttaş o günlere geri dönmek, o tabloyu yeniden yaşamak istemez.

Sosyal medya üzerinden doların artışıyla ilgili sayısız geyikler paylaşılıyor. ‘Doların artışı bana ne, dolarım da yok, endişem de yok’ diyen binlerce paylaşımı okuyoruz.

Oysa cebimizde doların olup olmamasının bizlere olumsuz bir yansıması olmayacakmış gibi bir algı yaratılıyor. Kesinlikle bu doğru değil. Dolardaki artışın esas muhatabı, zararı karşılayacak olan bizleriz. Gelecek olan artışların altında ezilecek olanlar toplumun en geniş ve en gariban kesimleri olacaktır. “Dolarım yok” diye ahkam kesenler olacaktır. Alınacak olan önlemlerin karşılayıcıları doları olmayanlar olacaktır.

Biz ne ekonomik kriz istiyoruz, ne de piyasa dalgalanması. İstikrarın sürmesi en temel beklentimiz.

Denilmemiş miydi; “istikrarın sürmesi için yola devam” diye.

Toplumun ezilen geniş kesimleri bu iddiaya destek vermemiş miydi?

Yoksa kriz mi geçiriyoruz!..

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde