AKP’nin 2017 yılında referanduma götürerek yaptığı son Anayasa değişikliğinde belirtilen 34.maddeyi hatırlatmak isterim. 34. Maddenin birinci fıkrasında ‘’HERKES ÖNCEDEN İZİN ALMADAN SİLAHSIZ ve SALDIRISIZ TOPLANTI ve GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEME HAKKINA SAHİPTİR’’ denilmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemesinin izin alma koşuluna bağlanamayacağını açıkça ifade etmiştir.

 

Anayasa da açıkça belirtilmiştir ki, Yürüyüşler ve gösteriler yasaldır ve hukuka uygundur. İstanbul’da yapılmaya çalışılan gösterilerde polis etten duvar örmüş ve sendikaların Taksim’e çıkışı engellenmiştir. Burada sorulacak tek soru vardır, anayasayı kim ihlal etmektedir Vatandaş mı? Yoksa hükümet mi?

 

Burada hükümetin vermeye çalıştığı mesaj tam anlamıyla şudur, patron benim ve ben yaşam hakkı tanırsam yaşayabileceksin, ben izin verirsem gösteri yapabilirsin ve izin verdiğim sürece de özgürsün.

 

Maalesef Türkiye artık eski Türkiye değil, sendikaların anlamını yitirdiği, örgütlü toplumun yok edildiği ve yıllarca mücadele edilerek kazanılmış olan bütün haklarımızın elimizden alındığı bir ülke haline dönüştük.

 

Her 1 Mayıs’ta neden merkez sağı temsil eden siyasi partiler işçilerle birlikte meydanlara çıkarak işçilerin yanında olmazlar bilinmez, oy isterken yanına gittikleri işçilerin hak ararken yalnız bırakmaları iç acıtan bir Türkiye gerçeği değilmidir.

 

Dikkat çekmek istediğim başka bir konu daha var, Taksime çıkmak isteyen siyasi partiler ve sendikaların arasına karışmış olan bir takım yasa dışı örgütlerin polis ile çatışması gerçek emekçileri zor duruma düşürmektedir. 1 Mayıs’ı bir şenlik havasında kutlamak ve haklı taleplerini işverene ve hükümete iletmek için çıktıkları meydanlarda herkes daha dikkatli olmalıdır. Bu konuda hükümet, sendikalar ve siyasi partiler yine sınıfta kalmıştır. Herkes bu konuda daha ciddi adımlar atarak sorumluluk almalıdır.

 

MÜSAVAT DERVİŞOĞLU

 

Hemşerimiz Müsat DERVİŞOĞLU İYİ PARTİ 5. Olağan üstü kurultayın da 611 oy alarak İyi partinin 2. Genel başkanı olmuştur.

 

Sizlere bu hafta Müsafat Dervişoğlu’nun siyasi geçmişini hatırlatmak isterim. İlkokul ve ortaokulu Fatsa'da okudu.

 

MHP’nin çeşitli kademelerinde ve gençlik organizasyonlarında önemli görevler üstlendi. 1978 yılında Ülkücü Gençlik Derneği Fatsa İlçe Başkanlığı ile başlayan siyasi yöneticilik hayatına, 1987–1989 yılları arasında Bizim Ocak Dergisi başkanlığını yaparak devam etti. 1988'de de siyasi hayatını Gençlik, Kültür ve Sanat Ocakları Derneği adı altında teşkilatlanan Ülkü Ocakları'nın genel başkanlığı ile devam ettirdi. 1989 yılın da Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş tarafından Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Merkezi'nde görevlendirildi. Daha sonra yine Türkeş tarafından MÇP İzmir İl Teşkilatı'nda görev yapmak için İzmir’e gönderildi. 2000-2011 yılları arasında MHP İzmir İl Başkanlığı görevini sürdürürken,

 

2009 Mahalli İdareler Seçimlerinde MHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı

 

Oldu.

 

2011 genel seçimlerinde ise MHP’den İzmir milletvekili adayı oldu.

 

2012'de MHP kongresinde genel başkanlığa aday oldu, ancak kazanamadı.

 

2017 yılında Meral Akşener tarafından kurulan İYİ PARTİYE katıldı. 2018-2019 yılları arasında İYİ Parti mahalli idarelerden sorumlu genel başkan yardımcısı olmuştur.

 

2019 yılı itibarıyla İYİ Parti meclis grubu başkanvekilidir ve 27. dönem İzmir milletvekilidir. 27 Nisan 2024 tarihinde 5. İYİ Parti Olağanüstü Kurultayı'nda İYİ Parti genel başkanı seçilmiştir.

 

Gördüğünüz gibi İYİ PARTİ genel başkanlığına bir günde tepeden inerek gelmemiş adeta tırnaklarıyla kazıyarak gelmiştir.

 

Kendisini tebrik eder başarılar dileriz.