04 Mayıs 2024

İNAT EKONOMİSİ

  • PDF
Ekonomi, üretim, ticaret, dağıtım ve tüketim, ithalat ve ihracattan oluşan insan etkinliğidir. İnsanın ihtiyaçlarını karşılamada yapılan her türlü faaliyeti içerir. Ekonomi belli bir bölge içindeki ekonomik sistemden oluşur.
 
Ekonominin tanımını yukarıda okudunuz.
 
Ekonominin tanımı yapılırken birinci sıraya üretimi koyduklarını sanırım fark ettiniz.
 
Türkiye yıllarca üretim yapmak adına sanayisini güçlendirmek için çok çabaladı.
 
Bu uğurda bir çok fabrikalar kuruldu.
 
Mesela;
 
Tüpraş, Arçelik, İskenderun demir çelik, Ereğli demir çelik, İçdaş, Petkim, Vestel, Aselsan gibi en az 50 tane büyük kuruluş sayabiliriz.
 
Ama nedense yüksek teknoloji üretemedik, bundan dolayıdır ki kendimize ait bir dünya markası yaratamadık.
 
Sanayileşmek için çok çabaladık, çok mücadele verdik ama olmadı.
 
Kendisini ekonomist olarak tanıtan kişi de, bu büyük kuruluşları sanki babasından miras kalmışçasına hoyratça sattı ve bunun adına da yerli ve milli politika dedi.
 
Gelelim tarıma,
 
Eskiden okullarda çocuklarımıza ülkemiz ekonomisi anlatılırken, hep tarım ülkesi olduğumuzdan bahsedilirdi. Hatta Türkiye tarımda Dünya’da kendi kendine yeten ilk yedi ülke arasında olduğunu anlatırken de gururlandık.
 
Şu an ne yapıyoruz.
 
Ülkemiz adeta ithalat cennetine dönüşmüş durumda, yediğimiz her sebzeyi, yediğimiz her ekmeğin buğdayını büyük oranda dışarıdan getirmeye çalışıyoruz.
 
Tarımı da bitirdik.
 
Ülkesini düşünen yerli ve milli politika ürettiğini söyleyen bir ekonomistin kafasıdır bu.
 
Ben olduğum sürece faiz düşecektir deyip ekonomiyle inatlaşan bir anlayışın, yıllar sonra tekrar faize dönmesi aslında içinde bulunduğu bir çıkmazı göstermektedir.
 
Elimizde ne sanayi kaldı nede tarım.
 
Altından kalkamadığımız bir borç sarmalının tam da içindeyiz.
 
Para bulmak için orta doğu da dolaşıp duruyoruz, Türkiye’ye yakışıyor mu bu durum.
 
Sana satma dediler sattın, sana tarıma destek ver dediler arkanı dönüp gittin. Hatta eski tarım bakanı ‘’paramız varda alıyoruz’’ diye gayri ciddi cevap bile verdi.
 
Geçiş garantili köprü yol yaptırma dediler yaptırdın, hasta garantili hastaneler yaptırma bu bizi batırır dediler dinlemedin. Kur korumalı sistem hazineye yük olur dediler kimseyi iplemedin. Siz karışmayın ne yaptığımı biliyorum ‘’ben ekonomistim’’ dedin. Gerçek ekonomistlerle kavga ederek ülkemizi içinden çıkılması güç bir sarmalın içine soktun.
 
Günün sonuna geldiğimiz de Türk halkı tarihinde görmediği zam, vergi ve borç kıskacına takılmış çırpınıp durmaktadır.
 
Peki bütün bu yapılan yanlışların bedelini kim ödüyor? HALK.
 
Yanlışları yapan kim? Kendilerini siyasal İslamın temsilcisi, yerli ve milli politika uyguladıklarını söyleyenler ve milliyetçiler.
 
Üretmeden bu borçtan kurtulamayacağını bilmeyenler yönetiyor bu ülkeyi.
 
Satmaman gereken bütün fabrikaları satarsan üretemezsin.
 
Tarıma kota koyarsan ithalata mahkum kalırsın.
 
Kısacası ülkemiz yangın yeri,
 
Hem dışarıya hem de içeriye milyarlarca dolar borç birikti.
 
Bu inatlaşma olmasaydı bu günleri yaşamayacaktık.
 
Bu inattan vazgeçin diyeceğimde maalesef artık çok geç.
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde