04 Mayıs 2024

YAPRAK DÖKÜMÜ

  • PDF
Reşat Nuri Güntekin’in unutulmaz eseri yaprak dökümünü bilirsiniz. Bu roman 1930 yılında yazılmış ve bir ailenin modernleşme sürecinde yaşadığı sıkıntıları anlatmaktadır. O sıkıntılar yıllar içersin de aşılmış ve ülkemiz modern diyebileceğimiz ülkeler arasına birçok Avrupa ülkesinden bile önce girmiştir.
 
Aradan yıllar geçmiş ve 2002 yılında iktidarı alan AKP yönetimi 1923 yılından beri modernleşmeye çalışan ve bu uğurda bedeller ödeyen bir Türkiye’yi nasıl Ortadoğu bataklığına geri döndürmeye çalıştığını hep beraber görmekteyiz.
 
Sosyal medyayı takip edenler görüyorlardır, ülkemizin her tarafı mülteciler tarafından nasıl işgal edildiğini.
 
Ülkenin derdiyle dertlenen siyasetçiler, ekonomistler, sosyologlar, toplum bilimcileri herkes iktidarı uyarıyor. Sığınmacılar konusunda yanlış yoldasınız dönün bu yanlıştan diye, ama iktidar ya dış güçlere karşı verdiği sözler yüzünden ya da BOP eş başkanlığı durumundan dolayı bu konuda adım atmadığı gibi yeni gelenlere de göz yumuyor. Ülkemiz adeta dünyanın mülteci çöplüğü haline getirildi.
 
Küçük şehirlerde yaşayanlar durumun vahametinin çok farkına varmayabilir ama ülkemiz yaşam kalitesi yüzünden yangın yeri.
 
Büyük şehirler yanıyor.
 
Vatandaşa korku salan mülteciler, şehirlerde eşkıyalık yapmaya devam etmektedir. Yaşadığı şehri terk edebilen vatandaş da ailesini almış köyüne dönmeye hazırlanmaktadır. Dolayısıyla meydanı da sığınmacılara bırakmıştır.
 
Asıl yaprak dökümü budur.
 
Gençler durdurulamıyor kaçıyor.
 
2022 yılında ülkeyi terk eden doktorların sayısı 2000 civarındadır.
 
Mühendisler, ekonomistler, akademisyenler herkes kaçıyor.
 
Gerçek yaprak dökümü budur.
 
Ekonomik kriz elbette önemlidir ama bu ülkenin asıl beka sorunu sığınmacılardır.
 
Mali sorunlarımız bir şekilde çözümlenebilir ama sığınmacı sorunu bu ülkenin demografik yapısına vurulan bir hançerdir ve kolay kolay çözülecek gibi de durmamaktadır.
 
Yüzyıldır vermiş olduğumuz millet olma mücadelemizi kaybediyoruz.
 
Çanakkale ruhunu, kurtuluş savaşı ruhunu kaybediyoruz.
 
Her şeye rağmen önce vatan iddiamızı kaybediyoruz.
 
Yaprak dökümü başlamıştır.
 
Herkes kaçıyor, meydan Suriyelilere ve Afganlılara kalıyor.
 
İmkanı olmayıp kaçamayanlarda kendi ülkelerinde sindirilmiş ve korkutulmuş biçimde yaşamaya devam ediyor.
 
Türk insanının ne zor şartlar altında yaşadığını anlatmak için Ümit Özdağ diyor ki; "8 milyon işsizimiz var ve Saray Rejimi Suriyeli çalıştıran şirketlere teşvik veriyor. Türk Milleti hiç bu kadar aşağılanmamıştı. Vergiyi Türk ödeyecek. Askerliği Türk yapacak Teşviği Suriyeli alacak."
 
Eğer bu anlatılanlar doğru ise bunun adı yaprak dökümü değildir. Bunun adı olsa olsa Türkleri vatansızlaştırma politikasıdır.
 
Bu yanlıştan geri dönün diyeceğiz ama dinleyen yok.
 
Yine de son bir ümitle bağırarak söyleyeceğiz.
 
Ülkemiz yok oluyor ve 100 yıllık tarihi çınarın yapraklar tek tek dökülüyor.
 
Lütfen o çınar kurumadan bu büyük yanlıştan bir an önce dönelim.
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde