NEDEN?

Bugün yazı yazmak için çok hevesli değildim ama yine de birkaç cümle kurarak hem seçimi analiz etmek hem de hiçbir zaman anlayamadığımız yeni seçmen profilini yorumlamak istedim.

Herkes 14 Mayısı tarihi seçim olarak gördü, Tayyip Erdoğan için artık eski gücü yok çok yıprandı yönetemiyor dendi, bu sefer seçimi kaybedebilir artık kazanacak gücü yok diye düşündü.

Ama hiçbir olumsuzluk onu sandıkta devirmek için yeterli olmadı.

Mesela;

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor, toplum ciddi anlamda fakirleşti halk dilinde söylemek gerekirse el aleme muhtaç olduk ve fakirliğin dibini yaşıyoruz ama nedense Tayyip’ten vazgeçmiyoruz.

Milli paramız TL, yabancı paralar karşısın da tarihi değer kaybetti, paranın alım gücü yok denecek seviyede, başta milliyetçi vatandaşlarımız olmak üzere milli paramız neden bu hale geldi diye sormadan Tayyip’e destek vermeye devam ettik.

İster aracınız olsun ister olmasın, benzin ve mazot fiyatları korkunç düzeye çıktı, fiyatlar hayat kalitemizi yerlere çekti ama biz yine de Tayyip’e oy vermekten vazgeçmedik.

Soma’da 301 maden işçimizi diri diri toprağa gömdük 301 Ocak söndü, ama ne Soma’lılar Tayyip’e oy vermekten vazgeçti nede Manisalılar.

Dış politikamız da yerin dibine girdik. Ülkemiz Suriyeliler tarafından adeta işgal edildi ve ülke mülteci kampına döndü, sınırlarımız kevgir gibi giren çıkan belli değil. Can güvenliğimiz bile tehlikede, mültecilerden dolayı ev kiraları arttı yaşam kalitemiz düştü. Herkes isyan etti ama ne gariptir ülke olarak yine de Tayyip’ten vazgeçmedik.

Geçtiğimiz yaz güneyde ormanlarımız da yangınlar çıktı. Yangın uçağımız olmadığından dolayı zamanın da müdahale edemedik ve ormanlarımız cayır cayır yandı. Kazma ve küreklerle kendimiz söndürdük ama ormanlarımızın yanmasına seyirci kalan Tayyip’ten nedense vazgeçemedik.

Emlak barışı adı altında binlerce kaçak ve usulsüz yapılan binalara ruhsat verdik ve o binalarda resmi kayıtlara göre 50.000 den fazla insanımız öldü. Deprem de eşlerimizi, Annemizi, Babamızı ve çocuklarımızı kaybettik. Hatta birçoğumuz da devlet yardıma gelemediği için soğuktan öldük ama depremi yaşayan 10 il başta olmak üzere yine de Tayyip’ten vazgeçmedik.

Türkiye’nin ülke dışında ki tek toprağı olan Süleyman Şah Türbesini terk ederek o toprakları Suriye bıraktık ama biz yine de Tayyip’den vazgeçmedik.

Fatsa’nın yıllardan beri söz verildiği halde yapılmayan çevre yolu yüzünden, şehir için de yapılan trafik kazalarından dolayı onlarca canımızı yitirdik. Can kayıplarımız oluyor bu yolu neden

yapmıyorsunuz diye sormadık. Nedense yolumuzu bir türlü yapmayan Tayyip’e her seçimde destek vermeye devam ettik.

Ordu ilindeki tarım arazilerinin büyük bir bölümünü maden sahası yaptıklarını biliyorsunuz. O maden sahaların da Fatsa’da olduğu gibi, suyu ve toprağı zehirleyen yöntemle altın çıkaracaklarını ve çıkardıkları o altınların Fatsa’ya hiçbir faydası olmadığı gibi, zehrini bize bırakıp altınları kendilerinin götürdüğünü de biliyorsunuz. Bütün arazilerimizi zehirleyen bu firmalara izin verenin Hükümet olduğunu bildiğiniz halde Yine de Tayyip’i korumaktan vazgeçmediniz.

Fındıktan eskisi gibi para kazanamadığınızı hatta zarar ettiğinizi biliyorsunuz. Fındığa 4 dolar fiyat vereni değil de 3 dolar vereni tercih ettiniz. Bu fiyatlar bile sizi Tayyip’ten vazgeçmenizi sağlayamadı.

İnternette yasaklanmadan önce Sedat Peker’in, son zamanlar da ise Muhammet Yakut ve Ali Yeşildağ adlı vatandaşların inanılmaz iddiaları bile sizin kafanızda soru işareti uyandırmaya yeterli bile olmadı ve siz her zamanki gibi Tayyib’i korumaya devam ettiniz.

NEDEN?

Son soru; Bunlar yetmedi mi? Daha ne olursa ve ne yaparsa vazgeçersiniz sormak isterim?