28 Mart 2024

YAŞAMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR

  • PDF

Nazım hikmet yıllarca bu ülkede hapis yattıktan sonra öldürülme korkusuyla bir gece vakti Romanya gemisiyle SSCB’ kaçmıştır. Uzun yıllar sürgün hayatı yaşamıştır ama memleket hasreti hiç dinmemiştir.

Yıllarca vatan hainliği ile suçlanmıştır ama onun vatan hasreti ve sevgisi hiç bitmemiş bu özlemini de şiirlerine yansıtmıştır. Birçok şiirin de memleket hasreti ön plana çıkmıştır.

Mesela;

Sen şimdi yalnız saçımın akında İnfarktında yüreğimin Alnımın çizgilerindesin memleketim Memleketim, memleketim.

Davet şiirinde ise Türk medeniyetinin yolculuğunu, bu vatanın her şeyiyle bize ait olduğunu, bu topraklar üzerinde yaşayan tüm insanların kimseye kulluk etmeden, eşit haklara sahip özgür bireyler olmasını gerektiği belirtip sosyal eşitliğe ve kardeşçe yaşama vurgu yapıp bunların özlemini çektiğini dile getirmiştir.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine, Bu hasret bizim.

Dünyada 20.Yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

Dün Tam Bağımsız Türkiye sloganı atarken bugün Tam Bağımlı Türkiye'ye nasıl gelindi.

Bugün geldiğimiz nokta, yani 21 yılın sonunda Nazım Hikmet’in özlem duyduğu özgürlük, adalet ve eşit hak talebi yok olmuş kula kulluk etme dönemi başlamıştır.

1963 yılında öldüğünde ülkemiz 1960 darbesinden çıkalı henüz 3 yıl olmuştu. Demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinin verilen ülkemiz de 1960 yılların gençliği antiemperyalist mücadeleyi hiç bırakmamıştır. Nazım ile birlikte başlayan ve o yıllarda çok dillendirilen ‘’Tam bağımsız Türkiye’’ sloganı ile yola çıkan gençler vermiş oldukları mücadelenin sonucunu canlarıyla ödemişlerdir.

Bugünkü siyasetçilerin biz buraya kefenimizle geldik söylemlerine bakmayın siz. Gerçekten kefenini giyerek gelip mücadele edenler 6.filo’ya karşı dik duran ve Amerikan emperyalizmi ile savaşan gençlerdir.

Deniz gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf aslan bunlardan bir kaçı değil miydi?

Aradan geçen 60 senenin sonunda geldiğimiz yer tam bağımsız Türkiye için verilen mücadelelerin hiçbir karşılığı alınmamıştır. Aksine ülkemiz bütün Dünyaya bağımlı hale getirilen bir ülke olmuştur.

İsterseniz konuyu biraz açalım.

Kısa ve uzun vadeli dış borçlarımız 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 459 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Doların 20 TL’ye çıkmasından dolayı bu borcu üretmeden, sanayileşmeden yakın zamanda ödeme ihtimalimiz var mıdır?

Karşımızda böyle bir borç dururken, alacaklılarımız karşısın da biz bağımsız bir ülkeyiz bize karışamazsınız diyebilir miyiz? Karşıların da dik durabilme ve onlara ayar verme şansımız var mıdır? Tabi ki de Yoktur.

Tarım ve hayvancılıkta geldiğimiz noktayı biliyorsunuz. Samanı bile dışarıdan getiren ülke haline geldik. Büyük baş hayvanlarımızı Amerika’dan tutun da Yunanistan’a kadar birçok ülkeden ithal ediyoruz.

Eski tarım bakanı Bekir Pakdemirli kendi köylüsünü destekleyeceği yerde ithalatı savunmak için paramız varda alıyoruz demişti. Şimdi paramız da yok. Ne yiyip içeceğiz diye eski bakanın kulaklarını çınlatıyor musunuz?

Tarım ve hayvancılığı olmayan bir ülke için tam bağımsız sözü kullanılabilir mi?

Ver papazı al papazı sözünü hatırlıyor musunuz? Bu konuşmadan kısa bir süre sonra onlarda ki papazı almadan onların istediği papazı hemen geri verdiğimiz günleri.

Dış güçlerin her istediğini anında yerine getirirsek ülkemizi bağımsız ülkeler sınıfına koyabilir miyiz? HAYIR.

Sonuç olarak;

Bütün bu yıkımları yapanlar yerli ve milli ama sürgünde bile memleket hasreti çeken Nazım Hikmet vatan haini öylemi.

Dış politikada Amerika’nın her istediğini yerine getirenler yerli ve milli ama 6.Filo ile mücadele eden Deniz Gezmiş vatan haini öylemi.

21 yıl önce iktidara gelen siyasal İslam bu ülke için artık zaman kaybıdır. Çünkü, bağımsızlığımız tehlike altındadır. Özgürlük, adalet ve ekonomik olarakta sınıfta kalmıştır.

Bilin istedim, seçim yaklaşıyor,

Kararı yine sizin.

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde