20 Nisan 2024

KILIÇDAROĞLU MİLLET İTTİFAKININ ORTAK ADAYI OLABİLİR Mİ?

  • PDF

              22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan 33. Olağan CHP Kurultayı'nda, 1249 delegeden 1200'ünün imzasını alarak ve tek aday olarak girdiği kurultayda geçerli 1189 oyun tamamını alarak CHP'nin 7. genel başkanı olmuştur.

             O günden bu güne kadar tam 12 sene geçti. Bu süre içersin de 2’si referandum olmak üzere 3 genel seçim ve 2 cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti. Ama mücadeleyi hiç bırakmadı. Çünkü Türkiye’nin kötü yönetildiğini görüyordu ve bu durumdan ülkeyi ancak birliktelik kurtarabilirdi. İşi çok zordu ve bunu da biliyordu. AKP tarafından yıllarca şeytanlaştırılmaya çalışılan bir partinin oylarının sayısını artırmak çokta kolay gözükmüyordu. Karşısında sayısal olarak güçlü bir hükümet ve dominant bir liderleri vardı. Bu durumu bildiği için ittifakı büyüterek AKP’ yenebileceğine inandı ve ittifakı güçlendirmek adına büyük bir blok oluşturdu.

            Yıllar içersin de doğru ve yanlış hamleleri tabi ki oldu.

           Siyasi olarak doğru hamlelerini yazmak gerekirse öncelikle İYİ partiye mecliste gurup kurma şansı vermesi AKP’ye vurulan ilk siyasi darbeydi. Çünkü iktidar böyle bir hamle beklemediği için hazırlıksız yakalanmıştı. Bu durum ülkedeki bütün siyasi dengeleri bozmuş ve herkesin yeniden plan yapmasına sebep olmuştu.

           Adalet Yürüyüşü ses getiren önemli hamlelerinden biriydi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlayan, çeşitli isimlerin ve grupların katılımıyla büyüyen, Ankara'dan İstanbul'a kadar  ADALET  talebiyle gerçekleşen sivil yürüyüş bütün Dünya’da ses getirdi, hatta bu duruma  Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, MHP genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından sürekli eleştirilerek yürüyüşe '' sözde adalet yürüyüşü'' benzetmeleri yapıldı.

          Yürüyüş boyunca, yürüyüş rotasına hayvan gübresi dökülmesi, yürüyenlere taşlı saldırıda bulunulması gibi çeşitli olaylar yaşandı ama yapılan bu yürüyüşte kimse geri adım atmayarak İstanbul Maltepe’ye kadar gelindi ve Maltepe meydanında bu anlamlı yürüyüş büyük bir mitinge dönüşerek son buldu.

          HAK HUKUK ADALET adına yapılan bu yürüyüş bütün Dünya’da ses getirmişti. 1930 yılında Gandhi’nin yaptığı 400 km'lik tuz yürüyüşü 12 Mart'tan 6 Nisana kadar sürmüş ve pasif bir direniş başlatmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı 488 km'lik ADALET yürüyüşü içinde Kılıçdaroğlu'na Gandhi benzetmeleri yapılmış 24 gün süren bu yürüyüş bütün Dünyanın dikkatini çekmesine sebep olmuştu.

          Adaletin gücünü elinde bulunduran iktidar bu durumu bir sopa gibi kullanarak Kemal Kılıçdaroğlu'na sürekli dava açıyor, hareket alanını daraltmaya çalışıyor ve hata yapmaya zorlanıyordu. Ama Kılıçdaroğlu hata yapmıyor aksine hükümeti sürekli zorlayan hamleleri peş peşe sıralıyordu.

Hükümeti karar almaya zorlayanların başında

  • Emekli ikramiyesi
  • EYT çalışmaları
  • KYK ödemeleri
  • Taşeron işçilerin kadroya alınması konusu
  • TRT payının elektrik faturalarından kaldırılması
  • ÖTV hamlesi
  • TUİK, Merkez Bankası, Et ve Süt kurumu, SADAT, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim bakanlığı ziyaretleri çok önemliydi. Ayrıca içeri alınmamasından dolayı da bu ziyaretler daha da anlam kazanmış hükümet açıklama yapmak zorunda kalmıştı.

          Bütün bu hamleler AKP’nin aklını karıştırmış, gündemi belirleme ve güçlü olma dirayetini kaybetmesine sebep olmuştur.

          Kılıçdaroğlu Meclisteki rolü gereği sadece hükümete muhalefet etmiyor, ülkenin her tarafını karış karış geziyor, şehit cenazelerine katılıyordu. Yapmış olduğu bu ziyaretler sonucunda İki kez ölümden döndü, Artvin’de CHP genel başkanına PKK tarafından suikast girişiminde bulunuldu. Daha sonra Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı bir şehit cenazesinde bazı vatandaşların halkı galeyana getirmesiyle linç girişimine bile maruz kalmıştı.( Tıpkı Sivas’ta madımak otelinde 39 aydının yakılarak öldürülmesiyle son bulan katliama benzer bir özellik taşıyordu)

         Ama o Siyaseten de mücadeleyi hiç bırakmadı. Mecliste olsun veya olmasın bütün muhalefet partilerini bir araya toplayarak bir blok oluşturmayı başardı. Adını 6’lı masa koydukları bu blok, yaptıkları çalışmayla Türkiye’yi tekrar parlamenter sisteme geri döndürme mücadelesi olduğunu söylüyorlardı. Yani mücadelenin gerçek adı ‘’Gücü saraydan alıp tekrar millete geri verilmesiydi’’

          Demokrasi emek ister mücadele ister, yukarıdaki verilen emek ve mücadelenin nasıl yapıldığını okudunuz. adaylık kararına gelince onu da altılı masa ve milletin tutumu belirleyecek.

        Siyaset satranç oyunu gibidir, hamleleri doğru yaparsan rakibin ne kadar güçlü olursa olsun MAT edebilirsin.

        Muhalefet çok ciddi bir hata yapmazsa MİLLET ittifakının adayı CUMHURBAŞKANI seçilir.

       Peki Kemal Kılıçdaroğlu aday olur mu?  Onu bilemem, ama verdiği bu mücadelenin sonunda önce adaylığı sonra Cumhurbaşkanlığını hak ettiğini düşünenlerdenim.

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde