19 Nisan 2024

TÜRKİYE BU KAFALARLA İFLAH OLMAZ

  • PDF

Başkanlık sistemini kan dökmeden gerçekleştiremezsiniz” diyen Kılıçdaroğlu’nun uyarısını ciddiye almak gerekir.

AKP’yi yöneten zihniyetin inadı, insanlarımızı gerdikçe geriyor. Toplumda sürekli tehlike ise büyüyor.

Bu nereye kadar yürüyecek? Gerilen ip sonunda ise bir gün mutlaka kopar. Bu ısrar neden? AKP Grup Başkanvekili Nurettin CANİKLİ’nin “Birinci ihtimal (yani Başkanlık sistemi) devre dışı kaldığına göre, artık ikincisini gündeme getiriyoruz.” demesi “Yeni anayasa ve başkanlık” konusunda başarısız olduklarının bir itirafıdır.

İktidarın yeni planı: “Partili cumhurbaşkanı!” Bu ne demek? Türkiye’nin değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olacak” demek.

Biz “ülke bütünleşsin, aradaki kırgınlıklar bitsin, insanlarımız birleşsin” diyoruz, iktidarı yöneten zihniyet “Partili cumhurbaşkanı olsun diye ayrımcılık yapıyor.

Bu durumda ülke ”parti devleti” haline gelecek ve insanlarımız daha da bölünecek! Halen Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla 2000 dava ve soruşturma var. Cumhurbaşkanı bir de “partili” olursa, gerilim daha da artacağına göre, ülkenin durumunu artık siz hesaplayın!

Temmuz 1996…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyet Gazetesi için Nilgün Cerrahoğlu ile yaptığı röportajda “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz. Demokrasi amaç değil, araçtır” diyor.

Yaklaşık 4 yıl sonra bir başka röportajda bu sözleri hatırlatıldığında ise şu cevabı veriyor. Demokrasiyi araç olarak gördüğüm saptaması, bağlamından koparılarak ve zorlamayla başka bağlamlara yerleştirilerek sunuldu. Türkiye’de hep amaçlar esas, araçlar ise arız görüldüğünden olsa gerek, benim demokrasiyi araç olarak tanımlamam küçümseyici bir tutum gibi algılandı.

Bunun üzerine Erdoğan’la gazeteci arasında, dikkat çekici bir soru cevap bölümü başlıyor. Demokrasi meşru aracı antidemokratik bir amaca ulaşmak istemediğinizi nereden bileceksiniz?..

Bakın çok net söylüyorum başka bir şeye ulaşmak üzere herhangi bir şeyi bağlamı dışında araçlaştırmayı ben gayri ahlaki bulurum…”

Aradan tam 12 yıl geçti ve birileri çıktı! Üstelik bu kişi sıradan biri değildi! Yıllarca bir kenarda beklettikten sonra milletvekili ve Meclis başkanı yaptığı İsmail Kahraman, dindar anayasadan, yani dini esaslara dayalı (şeriat) devletinden bahsetti.

Peki “Birileri şeriat devletinden bahsederse onu ciddiye almam” diyen Erdoğan, ne yaptı? Öylesine ciddiye aldı ki, onu eleştirenlere karşı kendini siper bile etti.

Çünkü demokrasi tramvayından çoktan inilmiş, anayasa birçok kez delinmiş ve kuvvetler ayrılığına veda edilerek “tek adam” rejimine geçilmişti.

Artık Türkiye susacak, hep o konuşacak, yargı onun ağzına bakacak, işaret ettiği cezaevine gidecek, biatçılar ise ihya edilecekti!...

Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Bu başkanlığı kan dökmeden getiremezsiniz” dediğinde, rejimin değişmesine seyirci kalan savcıları karşısında bulacaktı!...

Zira burası laik anayasanın istenmediği Yeni Türkiye idi ve burada, Başkanın dediği olacaktı!... Dönemin merhum Başbakanı Necmettin Erbakan, Geçiş dönemi kanlı mı olacak, kansız mı“ dediğinde hiç sesini çıkaramayan, ama Kılıçdaroğlu  “kan”dan söz edince onu linç eden Tayyip Erdoğan, Refah Partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idi. AKP’liler aldı sazı eline çalmaya başladılar. ”Kılıçdaroğlu çok vahim bir açıklama yaptı” “Kan dökmek istiyor” Ulu liderleri, siyasi babaları muhterem hocaları Erbakan’ın Meclis kürsüsünden söylediği ”Kanlı mı olacak, kansız mı? Lafını hemen çabuk unuttular. Bunu anlayamayacak ortalama zekadan yoksun değiller, fakat istismarı çok iyi bilirler. Ama asıl hayrete düşüren bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma açmış olması. Türkiye’yi artık tek parti, tek adam, tek ses ve tek nefes rejimine götüren akım, sadece iktidarın başının altından çıkmıyor. Bu demokrasinin çöküşüne götürüldüğü andır. Kalın sağlıcakla!...

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde