20 Nisan 2024

ÇAĞDAŞ DEVLET YÖNETİMİ

  • PDF

      Ülkemizde her iktidar değişikliğinde,kamu görevlilerinin özellikle üst düzey yöneticilerin atamaları güncel sorunlar arasında yer alır.

     Siyasal iktidarın yeni sahibi, kendisinden önce atanmış üst düzey yöneticileri ile duyarlı yerlerde görev yapan diğer kamu görevlilerinin büyük bir çoğunluğunun partizanca atandığı ve kendisiyle uyumlu çalışamayacağı gerekçesiyle kadrosunu oluşturmaya çalışırken, dünün iktidar partisi bu günün muhalefeti ile sempatizanları” görevden alma yeni atamaların partizanca yapıldığından” söz ederek ağır eleştirilerde bulunurlar.

      Bu şekilde başlayan ve kısır döngü (fasit daire) durumuna gelen tartışmalar görevden alınan kamu görevlisinin iptal davası açması ve görevden alma işleminin iptal edilmesi halinde yargı kararının uygulanmasının ortaya çıkardığı sorunlarla uzayıp gider.

      Kasım-2015 seçimleriyle oluşan yeni dönemde aynı gerekçe ve tartışmalar gündeme gelirken, devletin doğruluğunun hükümetin hazırladığı kararnameleri bazen de imzalamayarak direnme eğilimi konuya yeni boyutlar getirmektedir.

     Bu konuda sürekli yapılan tartışmalar, eleştiriler ve hak aramaların; demokrasi ve hukukun gereği olduğu söylenebilir. Ancak çağımızda devletin üstlendiği fonksiyonlardan en önemlisi olan kamu hizmetinin sağlıklı işleminin aksayacağı, kısır çekişme ve tartışmaların siyasal yaşam ve demokratik inançları olumsuz yönde etkileyeceği de unutulmamalı,

     Sorunun değerlendirilmesinde öncelikle şu gerçek kabul edilmelidir.

     Halkın oyu ile iş başına gelmiş siyasal iktidarın; savunduğu ve halkın onayladığı program ve inançlarını benimseyen, uyumlu çalışabilen, işinin uzmanı görevlilerle çalışması en doğal siyasal hakkıdır. Aksini savunmak demokrasinin özüne ters düşer. Buna karşı direnmelerin, siyasal iktidara değil ”ulusal iradeye” karşı çıkma anlamına geleceğini söylemek yanlış olmaz. Özellikle üst düzey yöneticilerinin atamalarında “kamu yararı gibi çok haklı nedenler olmadıkça” konuya hoşgörüyle bakılmalıdır.

       Diğer taraftan siyasal iktidarı elinde bulunduranlar, ”devleti devlet gibi yönetmek” zorundadırlar. Kamu görevlilerini atarken ”babalarının çiftliği gibi” hareket edemezler. Asıl amaç, kamu hizmeti ve onun üst düzeydeki niteliğidir, siyasal iktidar yetkisini kullanırken gerekli özeni göstermek zorundadır.

       Bu konuda kesin objektif ölçüler getirmenin zorluğu göz ardı edilemez. Ancak “göreve öyle birini atamalıyım ki, benden sonra gelen değiştirmesin“ inançlarıyla hareket edildiğinde, somut olayda objektif  ölçüler kendiliğinden gerçekleşecektir.

        Siyasal yaşamda elde ettiğimiz deneyimler, “partizanca yapılan atamaların-zaman içinde-seçmeni olumsuz yönde etkileyerek siyasal iktidarı yıprattığı”nı göstermiştir. Siyasal iktidarlar, duygusal işlemleriyle “kendi bindiği dalı kesen kişi durumuna” düşmemelidirler.

      Her seçimde Hükümetin güvenoyu almasıyla bakanlık ve bağlı kuruluşlarda görev yapan müsteşar ve genel müdür gibi üst düzey yöneticilerinin görevlerinin hiç biri idari işleme gerek olmadan sona ereceği ve diğer kazanılmış haklarının korunacağı yasa kuralı haline getirilebilir. Muhalefetin, iktidar adayı olarak böyle bir girişime soğuk bakmayacağı umulur.

       Siyasal iktidara bu şekilde hakkını vermek, siyasal yaşamda kısır tartışmalara son vermekle kalmayacak; kamu hizmetinin işlerliğine  de hız kazandıracaktır. Bu arada üst düzey yöneticilerinin kişiliğinin korunması da sağlanacaktır.

       Bürokrasi konusunda keyfiliği yaygınlaştırmamak için genel kabul görecek doğrudan ve iyiden yana gelenek, inanç ve hoşgörüye ihtiyaç olduğu göz ardı edilemez. Demokrasinin fazilet rejimi olduğunu kabul ediyorsak, onun, doğru olanı bulma ve doğru olana yönelme yolundaki itici gücüne ve ahlaki değerlerine öncelikle siyasal partiler sahip çıkmalıdırlar. Kalın Sağlıcakla.

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde