29 Mart 2024

SÜLEYMANCILARIN İÇ YÜZÜ -1

  • PDF

Sivil –asker yetkililer, ”bu güne kadar, silahlı hiçbir terörist faaliyetleri olmamakla beraber, potansiyel bir tehlike olarak değerlendirilmesi gereken aşırı iki-sağ faaliyetten” özenle söz ettiler. Bilinen iki isim: Süleymancılık ve Nurculuk!

Süleymancılık, 1959 yılında ölen Süleyman Hilmi Tunahan tarafından, ”Kuran kursu Açma ve Arapça Öğretimi” yapma biçiminde  ortaya çıktı. Dernekler yasasından yararlanarak, yurt çapında  geniş bir organizasyon kurdu. Gerçek manada dini hizmetlerin ancak “kendi mensupları” tarafından yapılabileceğini fikir olarak “telkin” etti.

Tunahan öldü, tarikatın liderliğini –eski AP Milletvekili –Kemal KAÇAR üstlendi. Yetkililere göre Süleymancılık “1961 Anayasasının  ve seçim yasasının getirdiği kolaylıklardan da  yararlanarak siyasal bir baskı grubu  haline” dönüştürüldü.

1971 yılına kadar “Kuran Kursu Yaptırma ve Yaşatma Dernekleri” adı altında faaliyet gösterdiler. Ancak 12 Mart darbesinden sonra tüzük değişikliği  yaparak tüzel kişiliklerindeki ”Kur’an” sözcüğünü kaldırdılar. 12 Eylül darbesinden sonra yine bir değişiklik yaptılar.” “Dikiş, Nakış, Daktilo, Muhasebe, Arıcılık ve Halıcılık Kursları” adı altında faaliyetlerini sürdürdüler.

 Yurtiçinde gelirleri; zekat, sadaka, kurban derisi ve gayrimenkul bağışlar biçiminde özetlenebilir.

Tabii bu sıralananlar, tüzüklerde yazılanlardı. Süleymancılar, ”pansiyon” adı verilen yurtlarda, kendilerine özgü dinsel öğretiler ”telkin” ediyorlar. Gençlere kız veya erkek, eğitim olanağı sağlıyor, ama hemen hiç kimsenin giremediği ”pansiyonlarda” ayrı din dersleri veriyorlar. Büyük ekonomik gelirleri var. Bu gelirlerin çoğunu, ”adı geçen derneklerden çok kişilerin  üzerine tescil ettirdikleri” biliniyor. Yurtiçindekilere  koşut olarak özellikle Batı Almanya da, Avusturya, Belçika, Fransa, İsviçre, Hollanda, Danimarka ve İsveç’te “İ s l a m K ü l t ü r  M e r k e zl e r i“ kanalıyla faaliyetlerini sürdürüyorlar.

1990’da Avrupa’da 300 derneğe sahip bulunan Süleymancılar, ”Gereken  direktifler” Türkiye’den veriliyor. Batı dünyasında olduğu gibi Müslümanlar için din vergisi çıkarılması için Alman Parlamentosu’na başvurdukları biliniyor.

Zaman geçti, 1982’lere doğru askeri, yönetim kulislerinden özellikle Süleymancılara, dinsel eğitimler verilen ”pansiyonlara” karşı “çok ciddi önlemlerin” alınacağı haberleri yayıldı. Örneğin Süleymancıların yurtları  devlete mal edilecek, her bir ise Milli Eğitim Bakanlığına  bağlanacak, daha doğrusu bu tarikatın mal varlığına el konulacaktı. Hatta bir tasarı hazırlandığı söylenen tasarıdan vazgeçildiği bildirildi. Neden vazgeçilmişti, bir gerekçe de söyleniyordu:

Yurtiçinden ve dışından MGK’ya mektup, telefon, telgrafla binlerce başvuru gelmişti. Yapılmak istenilene karşı çıkılıyordu. Bu baskılar karşısında ”askerler geri çekilmeyi” yeğlemişlerdi.

Ne ölçüde doğruydu, ne kadarıyla yanlıştı bu söylentiler, o sırada kesin bir şey söylemek olanaksızdı. ”Vazgeçme kararı” 82 Anayasası’nın halkoylamasına sunulmasından hemen önce alınmıştı.

1982 yılında, Genelkurmay Başkanlığı Sıkıyönetim Koordinasyon Dairesi Başkanı Korgeneral-şimdi emekli Nevzat BÖLÜGİRAYüç ay süren çalışmadan sonra hazırladığım direktif paketini, Başbakan Bülend Ulusu’ya bizzat verdim” dedi. Ama günler geçti, direktif taslağında yazılanların hiç biri gerçekleşmedi” diye ekledi.

İkide bir Süleymancıları Diyanet İşleri Başkanlığına  şikayette ediliyordu. O tarihlerde Sıkıyönetim  Süleymancıları sık, sık denetleniyordu.. Süleymancılar Nurcuların dışında kalan ayrı  bir tarikattı. O tarihlerde hiçbir eylemleri kesinlikle yoktu.

BÖLÜGİRAY Süleymancıları şöyle anlatıyordu. ”Biz o zaman yapılan yayınlar ve şikayetler üzerinde durduk. Bu yurtların incelenmesi, varsa yasalara aykırı bir durum, kapatılmaları konusunda bir çalışma yaptık. Doğrusu önemli bir şey de ele geçmedi. Yani yasa dışı hareketleri görülmedi. Buna rağmen ilke olarak din konusunda sivrilmiş bazı kuruluşların, çocukları yurtlarda barındırması… Ne olduğu belli değil araştırıyoruz bir şey çıkmıyor, ama yine  sonunda  bazı sakıncalı şeyler düşüncesiyle bunların Milli Eğitim Bakanlığına  bağlanması konusunda  bir çalışma yaptıklarını söylüyordu Biz o zaman yurtları Sıkıyönetimlere bağladık. Önlem olarak sıkıyönetimlerin kontrolüne verildi. Bakanlığa bağlanamıyordu, çünkü büyük para sorunuydu, Milyarları buluyor. Milli eğitim bakanlığı bunlara para bulamadı. Bağlayın dedik, para dediler. Bunlar bir vakıf çünkü, halkın yardımıyla işleyen kuruluşlar. Vakıflar iyi işleyince, iyi işler de yapıyor, ama altında da çok değişik şeyler olduğunu biliyoruz, demişti söylemlerinde BÖLÜGİRAY komutan. Haftaya kaldığımız yerden devam edeceğiz kalın sağlıcakla…

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde