20 Nisan 2024

DEMOKRATİK VE LAİK CUMHURİYETİ KORUYALIM

  • PDF

Devletin “demokratik ve laik” niteliği ,toplumsal barışın ve bireylerin”kişisel dini inanç ve özgürlüğü”nün temel ve ortak şartıdır.Laik devlet kavramının anlam ve içeriği,anayasada çağdaş bir yaklaşım belirlenmiştir.Laik Devlet,anayasanın 24.maddesinde açıkça belirtildiği üzere”herkesin dini inanç ve özgürlüğü”ne sahip olduğu,bireylerin dini inançlarının yasaların teminatı altında bulunduğu devlettir.

   “Laisizm” böylece, dini inanç özgürlüğünün karşıtı olan,onu reddeden bir kavram değildir.Tam tersine,ancak”laik bir düzende” bireylerin kişisel dini inançları devletin güvencesindedir.Kendi kişisel dini inancına saygı gösterilmesini isteyen her şahıs,doğaldırki,başkasının farklı dini inancına da saygı göstermelidir.Bireylerin değişik dini inançlarının saygı görmediği bir toplumda,inanç özgürlüğünden sözetmek mümkün değildir.

    Herkesin birbirinden farklı olabilen kişisel dini inancının ayrı ayrı  saygı görmesi,açıktırki, her hangi bir şahsın veya kesimin dini inanç,yorum veya yaklaşımının devletin yapısına yansımamasına;toplumda devlet gücünden kaynaklanan bir egemenliğe sahip olmamasına bağlıdır.

     Bireylerin kişisel dini inanç ve özgürlüğüne sahip olması,ancak demokratik  rejimlerde,siyasal iktidarın kaynağında millet iradesinin bulunduğu devletlerde teminat altındadır.Totaliter rejimlerde ise,iktidarın ideolojik yaklaşımına göre,siyasal özgürlükler gibi,kişilerin dini inanç ve özgürlüğü de tamamen ve kısmen ortadan kalkacaktır.

     Dini inanç özgürlüğün kullanılmasına ilişkin olarak uygulamada ortaya çıkan bir kısım duraksama ve yakınmalara  da belli bir açıklık getirmede yarar vardır.İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne kadar,insan haklarına yönelik bütün uluslar arası belgelerde bireylerin ”vicdan ve din özgürlüğü” temel insan hakları ve özgürlükleri arasında sayılmıştır.

      Ancak bütün hak ve özgürlükler gibi,”din ve inanç özgürlüğü” için de,sözü geçen uluslar arası belgelerde belli sınırlar öngörülmüştür.Kişisel dini inançların açıklanması ve uygulanması özgürlüğü,her ülkede o ülkenin şartlarına göre,kamu güvenliğinin,kamu düzeninin,başkalarının hak ve özgürlüklerinin,demokratik rejimin korunması için belirlenmiş yasal kurallar ve sınırlar çerçevesinde söz konusu olacaktır.

      Devletin laik ve sonuç olarak demokratik yapısına yönelik teokratik nitelikli çabaların zaman içinde kazandığı yoğunluk,ciddi kaygılara yol açan bir boyuta ulaşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla “ Cumhuriyetin demokratik ve laik yapısının önemine” dikkat çekmesi, vatandaşlarımız ve özellikle siyasal kuruluşlarımız için uyarıcı bir etkiye sahip olmalıdır.

      Atatürk Türkiyesi, bütün çağdaş nitelikleriyle, milletimizin, birbirini izleyen Cumhuriyet kuşaklarının güvencesi altındadır.Kaygılar,laik düzene yönelik gelişmelerin toplumsal zedelenmesinden doğabilecek olası üzücü sonuçlardan kaynaklanmaktadır.

      Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu önemli iç ve dış sorunların demokratik rejim içinde çözümlenmesi,her şeyden önce,millet iradesinin siyasal organlara yansımasına bağlıdır.Merkez sağ ve merkez solda bölünmeyi devam ettirenler,kısa vadeli siyasal hesapları aşamadıkları için birliği gerçekleştiremeyenler,tarihin bugünkü ve yarınki kuşaklar adına vereceği  hükmü düşünmeli,sorumluluklarını hatırlamalıdırlar.Kalın sağlıcakla !

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde