24 Nisan 2024

YÖNETİM SİSTEMİMİZİN YENİDEN DÜZENLENMESİ

  • PDF

Osmanlıdan devren alınan ve cumhuriyet döneminde pek az değişikliğe ugrayan yönetim yapımız tamamen eskimiş,tükenmiş,çağın gelişmelerinin çok uzağında kalmıştır.

Bu gün tüm kamu hizmetleri merkezden planlanmakta,tüm gelirler merkezde toplanmakta,tüm ödenekler ise merkezden gönderilmektedir.Yerel hizmetlerin merkezden planlanması,yerel halkın ihtiyaç ve önceliklerinin belirlenememesi,halkın istekleri doğrultusunda etkili bir proğram dahilinde yapılamaması,karar vermede,uygulamada kırtasiyecilik,gecikme,duyarsızlık gibi idari etkinliği ve verimliliği olumsuz etkileyen sorunlara neden olmaktadır.”Dr.SeLçuk YALÇINDAĞ  Amme İdaresi Dergisi cilt:2l- sayı:3

Devlet büyümüş,hantallaşmış(mamudizm hastalığı)ve kaynak yutan bir yapıya dönüşmüştür.Bu güne kadar sürdürülen Devleti küçültme iddialarının tam aksi gerçekleşmiştir.

Bu günkü merkezi  bürokratik idari yapı,sosyal ve ekonomik  kalkınmanın en büyük engeli olup,antidemokratik,katılımsız,halksız,heyecansız,statik,insan haklarına ve çağın gelişmesine cevap vermekten çok uzaktır.

Eski Anadolu uygarlıklarındaki halk  meclisleri(Senoto)Beylikler ve Osmanlı dönemindeki Millet,Cemaat  ve vakıf yaklaşımıyla sağlanan sonuçlar yaratılan eserleri ortadadır.

Tanzimatla başlayan devletçi yaklaşımlar,milletin insiyatifini ve teşebbüs kabiliyetini  yok ederek her şeyi devletten bekleyen ve her şeyi devlete  ihale eden ve devleti taşeron eden(yapan)bedel ödemeden hizmet isteyen,nimet külfet dengesini göz ardı eden bir boşluk ve çözümsüzlük doğmuştur.Devletçilik Tanzimat’la başlar ve artarak bu güne gelir.

Düşünür Murat BELGE “Türk DEVLETİ  bir şeyi başarma ve başarmama fırsat ve imkanını halkına hiç tanımadı.Her şeyi kendinde topladı.Ama başarısızlığı hiç kendinden bilmedi.Cahil,yobaz,anarşist halktan bildi.demektedir.Yüz elli yıllık yakın tarihin yönetim felsefesi açısından özeti budur.

Toplum bana ne hastalığına yakalanmıştır.Eski Anadolu uygarlıklarında şehir yönetimine katılmayan politika ile ilgilenmeyen birey iyi yurttaş kabul edilmemiştir.Devamla Osmanlıdaki cemaatçi yapı,katılım ve insiyatif yerine halkı dışlayan bir modele dönüşmüş,bedavacı,bekleyen,ağlayan,şikayet eden,dileyen duyarsız insan tipi oluşturmuştur.

Millet Devlet için değil,devlet millet içindir.Faşist İtalyan Ceza kanunu kişi yerine devleti ve malı korumaktadır.Bu felsefenin geçerliliği bu çağda da sürdürmesi çok düşündürücüdür.

Demokratik Batı toplumunda ise,”Yaşadığım yer evimdir”evimin içini ben yönetirim” felsefesi  aynı şekilde “Hükümeti uzaktan yönetim yerinden olur”Prensibi geçerlidir.

Gelişmiş ülkelerde işletmelerde olduğu gibi,devlet sisteminde de katılmalı yönetim temel ilkedir.Etkin,verimli,dinamik,yaratıcı yapı ancak bu surette sağlanabilir.

1950 sonrası başlayan hareketi de aşırı merkeziyetçi yapıyı değiştirememiş,maaselef vesayetçi,tepeden inmeci,tekelci ve sınırlı olmaktan kurtulamamıştır.

21.yy yıla dayandığımız bu dönemde,ülkemizin idari yapısında hızla gelişen sosyo-ekonomik değişimlereecevap verecek,toplumun refah ve mutluluğunu sağlayacak ,yeniden düzenleyecek yönetim reformu mutlak zarurettir.Aslında bu konuda çağdaş kavramına da pek takılmamalıyız.2000 yıl önce katılım örnekleri 500-1500 kişilik halk meclislerinde gerçekleşmiştir.

Sistemin en hassas noktası,kamu görevlisinin hizmet sunduğu halka değil,merkeze karşı sorumlu ve bağımlı olmasıdır.Mevcut hizmet birimleri,yakın bir üst yönetici ile birlikte halka karşı sorumlu değillerdir.Merkeziyetçi yapının en büyük sakatlığı budur.

 

  

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde