AKSARAYDA İFTAR DAVETLERİ

                Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazan ayının başlangıcından bu yana her gece iftar programlarına katılıyor. Erdoğan Beştepe Sarayında da muhtarlardan yargı organlarının temsilcilerine, Diyanet mensuplarından saray çalışanına kadar, değişik kesimler için iftar sofraları kurduruyor.

                Beştepe’deki saraydaki verilen iftarların maliyeti Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ödenirken, bu durumun “hayır hanesine” yazılıp, yazılmadığı ise bunu ancak yaradan yüce Allah bilir.

                Nitekim 18 Haziran 2015 tarihinde Tayyip Erdoğan saraydaki ilk iftarı şehit yakınları ve gazilere verdi. 22 Haziran 2015 tarihinde ise, Saraydaki iftar davetini ise, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve beraberindeki bazı seçme din adamlarına verdi.

                Mehmet Görmez iftara gelirken, yeni Mercedes’i ile katıldı. TMMOB, Erdoğan’ın din adamlarına verdiği yemeğin maliyeti 240 bin lira olduğunu iddia etti. Erdoğan ise iftarın 3 bin 390 TL olduğunu söyledi.

                24 Haziran 2015 tarihinde ise Erdoğan Ak sarayda muhtarları ağırladı. Erdoğan burada saraydaki yemekte kullanılan çatal bıçakların Süleyman Demirel döneminden kalma olduğunu ve iftiraya uğradıklarını söyledi. Erdoğan 29 Haziran 2015 tarihinde saraydaki Milli Güvenli Kurulu(MGK) toplantısının ardından MGK üyelerine, Cumhurbaşkanlığı sarayında iftar verdi. Bu iftara MGK üyesi Başbakan ve Bakanlar ile Genelkurmay Başkanı ve Komutanlar katıldı. 

                30 Haziran 2015 tarihinde Erdoğan, Sarayda düzenlenen iftar programında bu kez eski başkanlar ve 500’ü aşkın eski vekille buluştu. İftarın ardından ise, o kalabalıkta “azınlık hükümetine karşı olduğunu” söyledi.

                01 Temmuz 2015 tarihinde ise bine yakın Cumhurbaşkanlığı personeline iftar düzenledi. İftar yemeğinin ardından sarayın bahçesinde basına kapalı gerçekleşen iftar sonrasında konuşan Erdoğan, “Bu bir ilktir. İftar sonrası bir muhabbet sofrasıdır. Hizmetlerimiz sürecek.” Demiştir.

                02 Temmuz 2015 tarihinde ise gün içinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen Erdoğan, Sarayda yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanları ve temsilcilerine iftar yemeği verdi.

                22 Haziran 2015 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmezi iftara davet eden, Erdoğan dönemim eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmazı davet etmedi. Mehmet Nuri Yılmaz 07 Haziran öncesi seçim meydanlarında AKP’ye oy için elinde kuranla dolaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Kuranla siyaset olmaz” demişti. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz bahse konu hakkında yüce kitabımızın ışığında dini görüşünü verdiğinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan eski Diyanet İşleri Başkanının bu söyleminden hoşlanmadı.

                Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz Kuranın muhkem ayetleri ışığında “dinimizde israf haram” demişti. Bu gibi sultan sofralarında fakir, fukaranın hakkı olduğunu çekinmeden söyledi.

                Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz devlet kesesinden verilen iftarların “hayır hanesine yazılmayacağını” aynı zamanda basın aracılığı ile de söyledi. Yılmaz; “Bu konu bir gelenek olmuş, devlet adamları iftar yemekleri veriyor. Ancak Devlet kesesinden verilen iftar, kişisin hayır hanesine yazılmaz. Kişi kendi parası ile iftar verirse, sevap olan budur, Devletin temsil ağırlama giderlerinden iftar verirsen hem de şatafatlı iftarlar verirsen, bu kesinlikle hayra girmez.” Demiştir.

                Dinimizde iftar sofralarını özellikle muhtaç olanların, fakir, fukaranın çevresinde oturduğu ve zenginlerin de ellerindeki imkânlarını paylaştığı alanlar olarak değerlendirilir. Özellikle farklı imkânların peşkeş çekilerek, şatafatlı iftar şölenlerine dönüştürüldüğü görülüyor. Cumhurbaşkanı Devletimizin en üst düzeydeki kişisidir. Yapılan işlerin inanç değerlerimizle, kültür, örf, adetlerimizle, sosyal realiteyle bağlantılı olduğu asla söylenemez. Dinimiz israfı haram ederken, Allah rızasını kazanma adına haramla birlikte olmak da uygun olmaz.

                Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ı çok iyi tanırım. Görev yaptığım dönemde 1996 yılında İstanbul 4.İdare Mahkemesinin iptal kararını uygulamadığı için, Ankara 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile bizlere manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi. Cumhuriyet döneminde en çok uzun yıllar Diyanet başkanlığını yaptı. Hakkında en ufak kamuoyuna mal olmuş bir suiistimali olmadı. Kendisine başarılar dilerim. Örnek Başkandı.

                Kalın sağlıcakla.