SEÇMENE İHANET ETMEDEN KOALİSYONU KURUN

CHP’nin eski Genel Başkanı deneyimli siyasetçi Deniz Baykal’la Cumhurbaşkanının ikili yaptığı görüşmede verdiği mesajlar analiz edildiğinde izleyeceği strateji de belli oluyor.

                Buna göre; Cumhurbaşkanı en kısa sürede ülkeyi erken genel seçime götürerek AKP’yi tekrar iktidar yapmak, kendi konumunu daha da güçlendirmek ve Başbakanlığı döneminde yaşanan bazı olaylara karşı hesap vermekten kurtulmak istiyor.

                YSK kesin milletvekilliklerinin açıklanmasından sonra 23.06.2015 tarihinde yemin edilmesinin ardından, Anayasa gereği en fazla milletvekilliği sayısı bulunan AKP’nin genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirecek.

                Davutoğlu, daha önce AKP ile koalisyon yapmayacaklarını belli etmiş olmalarına rağmen, CHP ve MHP ile anlaşmayı deneyecek.

                Hemen söyleyeyim. CHP’nin öne süreceği koşuların kabulü, Davutoğlu’nun kendi ayağına kurşun sıkması anlamına geleceğinden, bu girişim başarısızlıkla sonuçlanacak.

                Davutoğlu daha sonra MHP’nin kapısını çalacak.

                Bu aşamada karşısına MHP’nin “kırmızı çizgi” engeli çıkacak.

                Altını çizerek yazıyorum.

                AKP, MHP koalisyonunu sonuna kadar zorlayacak.

                Hükümetin kurulamaması halinde buna en çok sevinecek kişi ise ülkeyi bir an önce erken genel seçime götürmeyi amaçlayan Cumhurbaşkanı olacak.

                Davutoğlu’nun başarısızlıkla sonuçlanan çabalarının ardından hemen seçime gitmeyi düşünen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;

                CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın “Bu tutum anayasaya uygun düşmez, ülkeyi de yeni gerilimlere sürükler. Ayrıca demokrasilerde seçim kaybetmeyi göze almak gerekir” şeklindeki uyarılarından sonra, şeklen de olsa görevi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluna verecek.

                Kılıçdaroğlu öncelikle MHP ve HDP ile görüşmelere başlayacak. MHP’nin HDP ile asla hükmet ortağı olmayı istemeyeceğini bildiğinden, CHP+MHP koalisyonuna HDP’nin dışarıdan destek vermesi seçeneği üzerinde duracak.

                Bu hükümet modelini hayata geçirebilmek için, MHP ve HDP’yi ısrarla ikna etmeye çalışırken, kurabildiği takdirde hükümetin halkın beklediği demokrasi ve hukuk restorasyonunu yapacağını… AKP dönemindeki yolsuzluk ve zulümlerin hesabını soracağını… Ayrıca Kürt sorununun Meclis çatısı altına taşınmasını sağlayacağını anlatacak…

                Çok zor ama diyelim ki hükümet kuruldu. Bu durumda karşılarına Cumhurbaşkanı engeli çıkacak.

                Erdoğan bir azınlık hükümetine onay vermediğini, ülkeyi erken seçime götüreceğini açıklayacak.

                Ancak bu arada şunu söylemek gerekir. Tarafsız hukukçuların bu karara şiddetle itiraz etmeleri ve kamuoyunun demokratik tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kalacak…

                Kaybeden yine AKP olacak.

                Sözün özüne gelirsek;

                Tayyip Erdoğan Deniz Baykal’ın uyarılarını istemeyerek de olsa geri adım attı.

                Bu görüşmenin altında yatan tek gerçek neden ve Erdoğan’ın niyeti, erken genel seçim yoluyla AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmak olduğu ortaya çıktı.

                Şu bir gerçektir ki AKP ile ortak olanın yanacağı ve erken seçimin AKP’yi daha güçlü biçimde iktidara taşıyacağı anlaşıldı.

                Erken genel seçime gitmeyip, CHP+MHP+HDP’nin ortaklaşa kurduğu koalisyon Hükümeti seçmenine ihanet etmeden 4 bakanı yüce divana göndermeyi, Yolsuzlukların hesabını sormayı, Tayyip Erdoğan’ı saraydan çıkarmayı, asgari ücreti 1.500 lira yapmayı, emeklilere ilk bayramda ikramiye vermeyi, çiftçiye mazotu 1,5 liraya indirmeyi, MİT-TIR larının hesabını sormayı, Suriye politikasını değiştirebilmeyi hayata geçirmeleri gerekir. Çünkü seçim öncesi üç parti liderinin halka meydanlarda verdiği vaatleri yerine getirmesi gerekir. Devran döndüğü için, Koalisyona başarılar dileriz.