01 Mayıs 2024

İKTİDARLAR, ÜLKENİN SAHİBİ DEĞİLLERDİR

  • PDF

Evet, hiçbir iktidar bu ülkenin sahibi değildir. Kim gelirse gelsin yüzde kaç oy alırsa alsın “Ben bu kadar oy aldım” diye aklına esen her şeyi yapma hakkına sahip değildir.

İktidarlar ülkeyi belki de belirli sürede yönetmek içinde seçilebilirler. Belirli bir süre ülkeyi yönetebilmek için görevlendirilmiş siyasal kuruluşlardır. Halk onlara bu görevi emaneten vermiştir.

Böyle olduğu halde, kaç çocuk yapacağımıza, nasıl giyineceğimize, nasıl yaşayacağımıza, karar vermek, kimsenin haddi değildir.

Tüm bunlar vatandaşın özgür iradesiyle, bağımsız olarak yapacağı işlerdir.

AKP ve onun başı, bu gerçeği bir türlü kavrayamadı.

Bu iktidar ne yaptı?

Türkiye’yi babasının çiftliği sandı. Ülkenin değerleriyle oynandı. Cumhuriyet ilkeleri yok edilmeye çalışıldı. Eğitim sistemini 4+4+4 gibi ucube bir sisteme dönüştürdü.

Partinin başındaki kişi “Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım” hacasına girdi.

Demokrasinin olmazsa olmaz kuralı olan “Kuvvetler ayrılığı”  prensibi için, “Elimi kolumu bağlıyor? Kuvvetler ayrılığı neymiş? dedi.

Milleti bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” diye böldü. Kadıköy vapurundan inen kadınları bile, “Açık olanlar, kapalı olanlar” diye gruplara ayırdı.

Bu arada yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktı. Ayakkabı kutuları skandalı patlak verdi. Bu olaylar yargıya götürüleceğine, Meclis’te AKP’nin oylarıyla siyaseten aklandı. Ama Yargı tarafından aklanmayıp, halkımızın vicdanında, beyin belleğiyle sürekli soru işareti ile her gün konuşulmaktadır.

Böyle bir ortam ve otoriter bir idare, uygarlık ve demokrasi iddiasındaki Türkiye’ye hiç yakışmıyordu.

Seçimde iktidarın oylarının dramatik şekilde düşmesinde bunların önemli oranda rolü var. Halkımız geç de olsa gerçeği fark etmeye başladı.

Hedef neydi?

13 yılda yaşadığımız olaylara bakarsak görünen şu:

Türk milletini, Atatürk’ü, Cumhuriyet ilkelerini, bayrağımızı, demokratik halk ve özgürlükleri, kadın-erkek eşitliğini, basın hürriyetini yok etmek.

Laikliği kaldırmak,. Din ve Polis ağırlıklı bir devlet kurmak…

Teröristlere af çıkarmak, Türk kimliğini Anayasadan çıkarıp, bu ülkenin çimentosunu yok etmek…

Oysa bu ülkeyi birleştiren “Türk” adı ve Türk kavramıdır.

Bu kimliği silersen, geriye fazla bir şey kalmaz.

Her yanımız düşmanla sarılı…

Türk kimliği olmazsa, bu belalı coğrafyada nasıl barınabiliriz?

Biz, birlik ve beraberliğimizi, bütünlüğümüzü kaybedersek, Osmanlı’nın son yıllarındaki gibi emperyalist devletlere yem oluruz…

Geçen 13 yılda çok badireler atlattık…

AKP iktidarı çıkardığı “torba yasayla” demokrasiyi iyice hırpaladı.

Seçime bu perişan halimizle girdik. Ufkumuz kapkaranlıktı. Ama artık tünelin ucunda umut ışığı göründü.

Devletin tüm imkanlarını hoyratça kullandığı halde, AKP artık tek başına iktidar olma şansını kaybetti.

Bu sonuç, halkımızın kalan yüzde ellisinin aklını başına toplamaya başladığını gösteriyor?

Yıkılan gururun, çalınan onurların, yaralı yüreklerin, bir daha evine dönemeyen babaların, ateş düşen yuvaların, yıkılan Cumhuriyetimizin hesabı mutlaka sorulmalı.

Ülkemizin insanları artık “Tarafsız olman lazım” diye tutturmamız boşuna değildi.

O dediğimiz noktaya geldik…

Demokrasi uzlaşı rejimi olduğu için, bu çıkan sonuçlara göre partiler arası uzlaşıyı sağlayacak bir ciddi devlet adamına son derece ihtiyaç var. Bu hakim adaletin hakimidir, sarayın ağzına bakmaz. Bu savcı halkın savcısıdır. Fethullahcılığa uydu olmaz, bu Polis milletin Polisidir, hukukun dışında taşmaz diyebileceğimiz günlere umutlanalım.

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde