HAYVANLARIN KORUNMASI

           Hayvanların refahı, hayvanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini amaçlayan bir akımdır. Hayvanların yaşadığı dağ, orman,ova, göl, nehir, ağaçlar, otlaklar ve yeşilliklerin korunması refahlarının da korunması anlamına gelir.

            Her hayvanın kendi ortamında yaşaması en doğru olandır. Yaban hayvanlarının dağlarda ve kırlarda, çiftlik ve köydeki hayvanların mekanlarında- ortamlarında, sahipli ev hayvanlarının

           İse günlük tabiatta gezdirilmesi kaydıyla evlerde; hasılı tüm hayvanlarının kendi ekolojik ortamlarında özgürce yaşamaları esastır.

           Hayvan refahı akımı, hayvanların insanlar tarafından yiyecek olarak, çeşitli işlerde ve deneylerde kullanımının mümkün mertebe azaltılmasını ve belirli etik kurallara bağlı kalınarak yapılmasını savunur. Evcil olarak bakılan ya da hayvanat bahçeleri, sirkler gibi yerlerde tutulan hayvanların  bakım koşullarının belirlenmesi, yiyecek olarak kullanılan   hayvanların bakım ve öldürülme süreçlerinin düzenlenmesi, yaban hayvanlarının yaşam alanlarının korunması gibi konular yer almaktadır.

          Hayvan hakları, tümünün ya da bir kısmının kendisine ait bir özerkliğe sahip oldukları ve acıdan kaçınma gibi temel çıkarlarının korunması gerektiğini savunan  fikirdir. Hayvan hakları kavramı, hayvanların insan amaçlarına uygun düştüğü  biçimde  kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak muamele görmeleri gerektiği anlamına gelir. Hayvan hakları Evrensel beyannamesi, UNESCO tarafından tanınmış olmayıp herhangi bir bağlayıcılığı yoktur.

         Ülkemizde  ise, 5199 sayılı Hayvanları koruma Kanunu ile illerde valiler başkanlığında belediyeler, sağlık, milli eğitim, tarım ve orman, çevre şehircilik ve iklim değişikliği müdürleri ve ilgili derneklerin üye olduğu hayvanları koruma kurulları ihdas edilmiştir.

         Zaman, zaman toplanan bu kurullarda  ildeki sahipsiz bırakılmış/terkedilmiş, beslenme imkanı olmayan hayvanların korunması, barınaklara alınması alınması  ve beslenmesi için gerekli tedbirler görüşülmektedir.

         Bu konuda  belediyelere ve özel idarelere barınak yapma, kısırlaştırma, besleme görev  verildiği gibi hayvanlara zarar veren insanların idareye bildirilmesi, bu şahıslara idari yaptırım uygulanması da kurallara bağlanmıştır.

         Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik ve İçişleri, Tarım ve Orman ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yayımladığı üç ayrı genelgeyle HAYDİ ( Hayvan Durum İzleme) mobil programı, hayvan besleme grupları, yerel hayvan koruma görevlileri  açıkladığı gibi, üretilmesi, sahiplenilmesi, barındırılması, beslenmesi, takas edilmesi, sergilenmesi ve hediye edilmesi yasak olana hayvanlar ile hayvan bakımevlerinin yapımı, işletilmesi belediye bütçesinden pay ayrılması, gibi hususlar açıklanmaktadır.

         Ülkemizde son düzenleme yapılana kadar başıboş ve sahipsiz köpeklerle, beslenmesi yasak olan vahşi köpeklerin  katlettiği sayısız çocuğa rağmen, maalesef bu duruma uzun süre sessiz kalınmıştır .Belediyeler  barınaklar açıp, bakıcı ve veterinerler istihdam edebilecekken  birçoğu bunu yapmaktadırlar.

         Vali Başkanlığında kurul olmayan konularda ve alanlarda dağınıklık nasıl toparlanacak, koordinasyon nasıl sağlanacaktır?

         Eski Bakanlar kurulu Kararı yerine Cumhurbaşkanlığı Kararları yayınlanarak hukuki boşluk doldurulmuş, daha çok ekonomi, maliye AB projeleri, hazine, kamulaştırma gibi  alanlarda boşluk doldurulmuş ve sorun giderilmiştir. Kalın sağlıcakla !