25 Nisan 2024

MENFAAT UĞRUNA DİNİ KULLANMAMAK GEREKİR

  • PDF

      Türkiye bir grup zenginlerin İslam Dinini kullanarak dinciliğe yol açtığı yolda, bugünlere gelindi.

      Türkiye ‘de ciddi bir kitle artık İslam’a teslim oldu.

      Bu durumu okudunuz.

      350 bin dolar para alan Mehmet Şevket Evgi‘nin manşetlerini düşünün, Necip Fazıl Kısakürek’in siyasi ayak oyunlarını hatırlayın, “Kanlı Pazar” da fikri ve vicdanı hür gençlerin üzerine atlamalarını sorgulayın.

       Rabıta düzeniyle fonlanan tarikatlarda örgütlenenler, bürokrasi ve devlete yerleştirildi. Hiç düşündünüz mü, aynı görüşe sahip insanlar neden hem banka, hem siyası parti hem de imam hatip okullarını kurdu?

       Öyle ki bu düzen FETÖ’yü yarattı. Ülkemizi kaybetmemize bile neden olabilecek bir darbe girişimine sahne oldu.

       Sebebi ise Siyasal İslam’dı.

       İşte bu yüzden laikliğin önemini daha iyi kavramalıyız. İslam’a vicdanıyla inananlar ona zamanında sahip çıksaydı, bugün iktidar için kullanılan bir araç haline dönüşmezdi.

       Vakıfların ve dini yapılanmaların, tarikat-iktidar ticaret üçgeninde örgütlenmeleri hiç durmadan sürüyor.

       Devleti ele geçirdikleri gibi, kendi aralarında devleti ele geçirmek için de mücadele veriyorlar. Mücadeleyi verirken de bir yandan eğitim alanındaki yapılanmalarıyla “ yetişmiş eleman” ihtiyacını karşılıyorlar.

      Nasıl bir Türkiye var size anlatayım…

      İçerisinde iktidarın da olduğu siyasal İslamcı bir grup zengin, sistemi istediği gibi kontrol ediyorlar. Bunu vakıflar aracılığıyla yaparken, çocuklarını da bu sistemi devam ettirmeleri için yetiştiriyor.

      Yüzde 1 bunlardan oluşurken yüzde 99 asgari ücrete gelecek zammı umutla bekliyor.

      Halbuki siyasal İslam, sermayenin kendi çıkarları adına kullandığı İslam’dan başka bir şey değildir.

      Maalesef insanlar dinin siyaset ve ticarette kullanılmasının acı sonuçlarını görmedikçe, samimi Müslümanlar bu din tacirlerine alet oldukça, onlar tarafından kandırıldıkça bu düzen sürecek, FETÖ gitti; METÖ, ÇETÖ velhasıl nice güç, iktidar ve para için insanları kullanan bir başkası  gelecek.

      Düşünen ve duyarlı, vicdanlı insanlara düşen görev; bu yapıların ne istediğini, hangi amaçla hareket ettiğini anlamak ve gereken tepkiyi göstermek. Dinin ve kutsalların siyaset ve ticaret için kullanılmasına itiraz etmektir.

      Tüm amacım bu örgütlenmenin Türkiye’deki bağlantılarını tarihsel süreç içerisinde isim isim, olay olay anlatmaktı.

      Bu nedenle Şeyh Bedrettin’in sözleri bu konuya anlam katmaktadır.

      Birtakım insanlar, birtakım insanlara taparlar, kimi altın ve gümüş paralara, kimi yenilecek, içilecek nesnelere tapa da Allah’a taptığını sanır. Halbuki Kula kulluk buna denir.

      Atatürk’ün de dediği gibi;

      İyi biliniz ki; türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! Atatürk bu konuşmasını Kastamonu’da yapmıştır. Osmanlı toplum ve eğitim hayatında önemli bir yere sahip olan tekke ve zaviyeler zamanla yozlaşmış, siyasallaşmış ve toplumsal alanda bölünme ve gruplaşmalara sebep olmuştu. Uygar ve ileri bir millet olma amacını güden toplumumuz için tekke, zaviye, türbe ve tarikat gibi kurumların kaldırılması gerekliydi. Çünkü tarikatlar artık gelişime engel olmuştu.

     Atatürk’ü sevseniz de sevmeseniz de ne kadar büyük bir lider olduğunu ülke olarak görmekteyiz. Kalın sağlıcakla!

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde