24 Nisan 2024

İSLAMDA ÇEŞİTLİLİK VE DİNİ KİMLİKLER!

  • PDF
İnsanları birbirine karşı kışkırtarak din adına siyaset yapmak, ya da yapay gündemlerle  inanç  konularını tartışmaya açmak ve ondan istifade etmeye çalışmak, son derece yanlıştır. Alevilik konusu başta olmak üzere, inanç çerçevesinde söylenilen sözler, ortaya konulan kanaatler, maalesef, incitici, öteleyici ve ötekileştirici boyutlardandır.
Bu gün artık biliyoruz ki, medeni dünyada inanç alanı, en önemli insan hakkıdır. Geçmişte yapılan hatalardan kaynaklı, demokrasi ve insan haklarını dillerine pelesenk edenlerin, çok fazla hassas olmaları gerekirken, tersine kendi yaklaşımlarını baskı aracı olarak kullanmaları, garip bir çelişkidir.
Hangi inanç, hangi mezhep ya da farklılıklar üzerinden olursa olsun, dini kimlikler adına yapılan tartışmaların kimseye hayır getirmeyeceği açıktır.
Eğer dini özgürlüklerden bahsedeceksek, dini olgu ya da dini tecrübe üzerinden yürümemiz gerekir. Kendini şu veya bu kimlikle tanımlayan veya farklı yorum ve anlayışların içinde dindarlığını yaşamak isteyen her gruba, aynı hoş görüyü gösterecek bir bakışa şiddetle ihtiyaç vardır.
Burada doğruluk sağlamasını, kendi dindarlığımız ya da inanç öğretimiz üzerinden yapmaya kalkışmak, hukuk ve demokrasiyle bağdaşmayacağı gibi, çeşitlilik üzerine bina edilmiş İslam geleneğiyle de çelişecektir.
Birbirinden farklı hüküm ve anlayışlar ortaya koyan bütün islam alimleri, son cümle olarak şöyle derler; En doğrusunu Allah bilir. Bu başka doğruların olabileceğini ortaya koyduğu gibi, kendi görüşünü mutlaklaştırmak anlayışının önünü de keser. Çok daha önemlisi, bilgiyi dinamik kılar.
Kaldı ki bu bir adaptır. Hem ilmi seviyede, hem yaşam seviyesinde… “senin yerine ben düşünürüm, benim gibi düşüneceksin, benim gibi inanacaksın, benim gibi yaşayacaksın” deme lüksüne hiçbir şahıs ve hiçbir kurum sahip değildir.
Aleviler, Alevi olmayanlar tarafından tanımlanmamalıdır. Kendi içinde çeşitliliğe karışmak da doğru değildir. Zira tek tip Sünnilik olmadığı gibi tek tip Alevilik de yoktur.
Yine aynı şekilde Sünniler içinde de bütün dini grupların hiçbiri tahkir edilmeden ve eşit oranda din özgürlüğünden  istifade ettirilmelidir. Bu gün Aleviler üzerinden yapılan eleştirilerin, yarın başka topluluklar, guruplar, dini görüşler için de yapılamayacağını kim garanti edebilir ? Ya da inancını belli formlara dökmeden yaşamak isteyenlerle, inanmayan kimliklere bazı dayatmaların olmayacağını!
Dini tartışmalarda, tarafların, zaman zaman karşıt görüşte olanların, nasıl küçümsediği ve küfürle itham ettiği bilinen bir gerçektir. Aynı hocalardan eğitim almış, aynı kaynaklardan okumuş, aynı fakülteden mezun olmuş ve fakat farklı düşünen onlarca ilahiyatçı ya da düşünce insanı vardır.
İslam dünyasının görüşlerini temele aldığı isimlerin başında gelen İmam-ı Azam Ebu Hanife ve öğrencileri olan iki önemli isim( Yusuf ve Muhammed) birbirinden farklı hükümlerde bulunmuşlardır. Bu ve benzer örnekler , İslam dinamizmini ortaya koyar.
Dolaysıyla inanç guruplarını doğrudan hedef alarak, onların inanç esaslarını ve ritüellerini dizayn etmeye çalışmak yerine, dini anlamda çeşitliliği savunan ve farklı meşreplerde insanların var olmasına izin veren bir İslamiyet’i savunmamız gerekir. Türkiye’deki din algısında
Başkalarını dışarıdan tanımlamak adına ne türlü yanlışlıklar yapıldığı ve yapılmakta olduğu konuşulmalıdır. Aksi takdirde başkalarının inançlarını tasarımlamaya kalkışanlara tepkiler yükselir ve “ senin Müslümanlığına benim ihtiyacım yok” deme noktasına gelinir! Kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde