20 Nisan 2024

ELEKTRİK FATURALARINDAKİ KÖTÜ SİNYALLER

  • PDF
Türkiye de fiyat artışlarının arkasında enerji maliyetlerinin önemli bir payı var Biz vatandaşlar doğrudan yüksek elektrik, doğalgaz ve akaryakıt faturaları ödüyoruz. Hem üreticilerin fiyatlara yansıttığı enerji maliyetlerine katlanıyoruz.
Değerli okuyucularım 
Köşe yazımı yazmaya hazırlanırken, elime iki belge geçti. İkisine ülkedeki ekonomik durumun vahametini gösterir nitelikteydi.
 1/ İlki BOTAŞ ‘tan kullanıcı birliklerine gönderilmiş. Anladığım kadarıyla kullanıcı birliği Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gibi işletmelerin bir araya geldiği ve “ehil alıcı” olarak doğalgazı dağıtımcılarından değil, doğrudan kaynağından satın alan kurumsal yapılara deniliyor.
Mevsimler koşullar nedeniyle tüketimin arttığına ve yurt dışı kaynaklarından arz kısıntısı yaşandığına dikkat çekiliyor ve ikinci bir bildirime kadar işletmelerin günlük doğalgaz çekiş miktarı mevcut sözleşmedeki miktarın % 60’ı ile sınırlandırılıyor.
Yani BOTAŞ’la sözleşmesinde günde 100 birim doğalgaz çekileceğini taahhüt eden bir birlik, ikinci bir bildirime kadar en fazla 60 birim doğalgaz alabilecek.
Sanayici zaten yüksek faturalar vuruyor, Bu yetmiyormuş gibi bir kesinti başladı. Bu koşullar altında Türkiye üretim kapasitesini, ihracatı ve istihdamı nasıl artırabilir ki?
2/ ikinci belge TRT’den elektrik dağıtım şirketlerine ve ehil tüketici olan organize sanayi bölgelerine gönderilen bir yazı,
O belgede de özetle şöyle deniliyor:
Elektrik faturalarındaki TRT payı 1 Ocak 2022 itibariyle kaldırılıyor. Ancak 1 Ocak’tan sonra gelen faturalara dair ölçümler 31 Aralık 2021 öncesindeki tüketimi kapsıyor. Elektrik faturalarının 31 Aralık 2021 öncesine ilişkin bölümlerine TRT payı da yansıtılsın ve tahsil edilsin”
Devlet TRT payını kaldırıp elektriğe yüzde 130’a varan bir zam yapmıştı. Yani vatandaşa çay kaşığıyla verip kepçeyle geri almıştı. Öyle anlaşılıyor ki vatandaş için büyük zamla gelen kaybın yanında önemsiz bir kazanca dönüşen TRT payının kaldırılması TRT için kurumsal bir soruna dönüşmüş. Zira TRT faturalarındaki 15-20 günlük payının peşine düşmek zorunda kalmış.
TRT’ye haklısın denilirse bakalım aynı uygulama hane tüketicileri ve sanayiciler için de geçerli olacak mı?
Gübre de artışlar ise daha vahim bir durumda
Çiftçi bu sene ürünü ekerken tarlasına gübre atamadı. İkinci gübreleme dönemi olan Mart-Nisan aylarında da gübre atma ihtimali hemen hemen yok gibi. Çiftçinin kullandığı mazot yüzde 100’ün üzerinde zamlandı. Sulama için kullandığı elektriğin kilovat saati yüzde 100’e yakın zamla 1 lira 67 kuruşa çıktı. 5 büyük firmanın oluşturduğu kartel nedeniyle de gübre fiyatları yıllık yüzde 370 ile yüzde 700 arasında arttı. Buğdayın Polatlı ve Konya borsalarındaki fiyatı 2 lira 25 kuruştan 5,5-6 liraya geldi.
Bu sene gübre atılamadığı için buğday, tahıl ve yem bitkileri üretimindeki çok ciddi düşüşler yaşanacak. Buğday fiyatlarının 9-10 liraya kadar çıkması bekleniyor. Ekmek fiyatları da buna bağlı olarak ikiye katlanacak. Aynı şey, yem bitkileri için de geçerli. Et ve süt fiyatları da çıldıracak. Soya üretimin düşmesi demek en ucuz hayvansal protein olan yumurta ve tavuk eti fiyatlarının katlanması demek. Ve maalesef buda yaşanacak.
Ekonomi yönetiminde “güvenin” her şeyden önce geldiğine inanıyorum. Kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde