25 Nisan 2024

ATATÜRK DİN DÜŞMANI DEĞİLDİR

  • PDF
 Son günlerde kimi meczuplar kendilerini koruyup kollayan odaklardan aldıkları gazla, vatanı düşman işgalinden kurtarıp bağımsızlığımızı sağlayan, bu nedenle her şeyimizi borçlu olduğumuz Gazi Mustafa kemal Atatürk’e hakaret ve iftira yarışı içindeler.
Aşağıdaki satırlar bu gerçeği Atatürk ve asıl din düşmanlarının suratlarına bir tokat gibi çarpmak amacıyla yazılmıştır.
Atatürk dini değil, kimi çevrelerin halka din diye yutturdukları şeyi sevmedi. Din; insanı iyiye, güzele, doğruya sevk etmek için Allah’ın Peygamberleri aracılığı ile bildirdiği ilahi kurallar bütünü ve her şeyden önce de güzel ahlak demek olduğuna göre, öyle bir şeyi, öyle bir din anlayışını sevmezdi zaten.
Öyle bir şeyi sevmek, takiyeyi riyakarlığı, düzenbazlığı, ikiyüzlülüğü, istismarı, kindarlığı sevmek demekti zaten…
 Allah’ı bile aldatmaya kalkmayı, paranın tapılacak kadar sevilmesini sevmek demekti. Haksızlığı, adaletsizliği, kul hakkı yemeyi sevmek demekti.
Yeşil dolarlar uğruna her kılığa girmeyi, dar’ül harp gerekçesiyle her soygunu, yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti, haksızlığı, kötülüğü meşru ve mübah görmeyi sevmek demekti. Çocuk taciz ve tecavüzcülüğünü, kadın düşmanlığını, bizi yeniden var eden İstiklal Savaşı’na karşı savaş açmayı, ihaneti, işbirlikçiliğini sevmek demekti. Keşke Yunan galip gelseydi “ diyebilecek kadar vatanlarına ihanet edecekleri daha o günden onaylamak, desteklemek demekti.
Kaldı ki, kutsal inançları sömüren, parayı tahvil eden, ticarete döken, o nedenle de insanı inanmaktan soğutan, uzaklaştıran şey din olamazdı zaten.
 Riyakarlığa, ticarete, yobazlığa, gericiliğe, ikiyüzlülüğe dayalı inanç dinden kaynaklanan inanç olamazdı.
Dindar sanılmak için dindar gözükmek dindarlık olamazdı. Sahte dindarlık, dindarlık olamazdı. Saf ve masum olmayan Allah rızasına dayanmayan şeytanla iş birliğine dayanan inanç, kaynağını dinden alan inanç olamazdı. Afyon yerine kullanılan damarlara zerk edilen şey din olamazdı. Halk kitlelerini uyuşturmak, sözlerinden dışarı çıkmalarını önlemek amacıyla afyon olarak kullanılan şey din olamazdı.
Kuranı kerimi o nedenle Türkçeye tercüme ettirdi ki din doğru öğrenilsin. Bunu yaptırdı ki Allah’ın ne deyip demediği, ne isteyip istemediği doğru anlaşılsın da maskeler düşsün sahtekarlıklar, din cambazlıkları, sömürüler, istismarlar ortaya çıksın. Çıksın ki gerçek İslam saf İslam, duru İslam nedir, ne değildir, bilinsin. Bilinsin ki, din dedikleri şeyin, Hacı Bektaşı velilerin, Yunus Emrelerin, Bahaeddin Veledlerin, Mevlanaların, Feridüddin Attarların, İbnül Arabilerin, Şems-i Tebrizilerin, Baba İshakların, Ahmet Yesevilerin diniyle Anadolu Aydınlanmasındaki dinle uzaktan- yakından ilgisi olmadığı anlaşılsın.
Platon’un dediği gibi; Batıl inanışın, zayıf kafaların dini” olduğunu bilmeyecek durumda değildi elbette. Yine Einstein’in dediği gibi, Evrenin Yaratıcısına olan inancın, bilimsel araştırmanın en güçlü ve en soylu itici gücü olduğunu bilmeyecek biri değildi.
Atatürk eğer dine karşı olsaydı Diyanet İşleri Başkanlığı gibi resmi bir kurumu kurmazdı Eğer yine kimi müfterilerin iddia ettiği gibi Allah demeyi yasaklamış olsaydı, aynı tefsirde “Allah yerine tanrı” sözcüğünün kullanılmasını sağlardı.
Kısacası ne yaptıysa dinimizi cehaletin, riyakarlığın, taassubun halkı tahakküm altına alanların, sömürenlerin, soyanların elinden kurtarmak için yaptı.
Çünkü o, dinin değil, din diye yutturulan şey’in düşmanıydı. Bu da din düşmanlığı değil, din dostluğunun ta kendisiydi. Kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde