29 Mart 2024

KUR’ANI KERİM ERKEKLERE “MEDENİ OLUN” DİYOR!

  • PDF
Kabileci Arap gelenek ve törelerinin, kur’an anlayışının önüne geçmesiyle  şekillenen ve İslam’ın kadına bakışı gibi takdim edilen düşünceler  tartışılmaya devam ediyor.
Geçmişte verilen fetvalar ve yapılan yorumlar bir kültürün  sınırları çerçevesinde düşünüldüğü için, o günün insanına makul gelebilir. Ya da yorumlar, sorgulanmaya  ihtiyaç duyulmamış olabilir. Yazılı kaynakların aktarımıyla, genel geçer bir hükümmüş gibi bize kadar gelmiş olabilir. Ancak  günümüz insanı bunu anlamakta zorluk çekiyorsa, bunda ısrarcı olmak ve bu anlayışları din diye dayatmak ne kadar doğru olur?
Son tahlilde insanların çıkarsamalarıdır bunlar. Yanı Kuran’ın kendisi değildir; hüküm de olsa, yorum da olsa bu böyledir. bazı anlayışlar için sanki kuran’ı kerim ’denmiş gibi gösterilerek, mevcut ilkel törelere “ bir nevi uydurmadır” denilebilir.
Kuran’ı kerim ‘i o düşünceye hapsetmek  ve onu tek doğru olarak görmek, o beşeri yorumu kur’anlaştırmak demektir ki, bu ilahi mesaja yapılacak en büyük kötülüktür. İslam da bir yeniliğin (tecdit) ortaya  çıkabilmesi  için, dini, din kültüründen ayırmak zorundayız .Bunun için de bir zihniyet dönüşümüne  ihtiyaç vardır .Birkaç  ilahiyatçının  bunu söylemesi yetmez. Kişilerin kendi zafiyetlerini, örf ve adetlerini İslam’a mal etmeye çalışmalarının yapılması gerekir. İçinde, yaşanılan kültürlerin hakim olduğu anlaşılan bazı dinler için bunu söylemek zor olabilir; çünkü  kutsal kitaplarının kaynağı yine kültürdür. Ama İslam için bu söylenemez. Kuranı kerim  katışıksız ilahi bir sözdür.
Anlamakta zorluk çektiğim husus, diyanet’in çevirilerinde hala “ dövün “ kelimesinin yer almasıdır. Peygamberin  vefatından  üç beş yıl sonra bile, Hz. Ömer, bazı ayetlerin uygulanmasında değişikliğe gidebilmiştir. Hakkında nass/ayet bulunan bir hükmü uygulamadan kaldırmış olması, Mecelle’deki “ zamanın değişmesi ile bazı hükümlerin değişebileceğine” dair hükmü teyit eden mahiyettedir.
Peki, hasıl oluyor da, alternatif anlamı olan kelimeye, “ dövün” denilmekte  israr ediliyor Ayette geçen “ darabe” fiilinin, “ ayırın” “ ısrarcı olun” gibi farklı anlamları  da var olmasına rağmen. Üstelik kuran da  vurmanın tüm türevleri  yer alır ve fakat bunların hiçbirinde  “ darabe” fiili ve türevleri kullanılamaz.
Kaldı ki canlı olarak nitelendirilen Hz. Peygamber, eşleri dövmenin yanlış olduğunu açıkça beyan ederken, bu ayeti “ dövünüz” şeklinde çevirmek anlaşılır değildir.
Çok daha önemlisi, ayette, sadakatsizlik durumunda üç aşamalı öneri söz konusudur .Bu açıdan bakıldığında , kur’anın  muhteşem insanı ve rahmanı yönüyle karşılaşırız. Hiçbir anlayışın bu noktada kuranı yakalaması mümkün gözükmüyor.
Sadakat noktasında yanlış yapan kadına, kocanın kafasına estiği gibi davranamayacağını  belirtir ve önce ona “ nasihat et” yanı “ yaptığı şeyin yanlış olduğunu anlat” diyerek birinci aşamada karşılıklı konuşmayı önenir .Değişiklik olmadığı takdirde, “ yataklarında  yalnız bırakın” diyerek, bir nevi ev içinde ayrılığı devreye sokar. Buna rağmen sadakatsizlik devam ediyorsa “ ayrılın “ der.
Bu üçüncü aşamayı “ dövün” şeklinde yorumlayanların getirdiği açıklamalar ise kendi içinde hayli problemli… bir demet ot veya çöple  dövün, ancak iz bırakmayacak şekilde olsun.
Hassas bölgelere  vurulmasın, kimse görmesin gibi. Şimdi düşünelim, adam sinirlendi ve İslamda  kadın dövülebilirmiş? Diyerek karsının üzerine yürürken, ot yada çöp mü arayacak?
Şu kadar dövme hakkım varmış deyip kadının vücudunda yer mi arayacak? Bu zorlama yorumları yapanlar kelimenin diğer anlamları neden gözardı ediyorlar dersiniz, erkek egemen anlayıştan olmasın? Kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde