KORKMAYIN DİNDEN ÇIKMAZSINIZ

            Bizim nesil yapamadı; bizden önceki nesil de….

             Ne kadar geriye gideriz bilemem…..

             Fakat yüzlerce yıl heba oldu!

             Müslümanlık cehalete, yoksulluğa, teröre/kana esir düştü.

             Sözüm gençlere; okuyan, sorgulayan, aklını rafa kaldırmayan seksenli, doksanlı doğumlulara. Bir ideolojiye, bir partiye, bir merkeze, bir şahsa bağımlı kalmayıp, “ düşünmeyi” insan olmanın birinci kuralı sayanlara… Karşıt fikirleri, ötekiyi, farklı renkleri görmeyi başarabilenlere… Araştırırken korkuyu, tenkidi ve hatta tekfir edilmeyi göze alabilenlere… hayır, bir yerlerde yanlışlık var, böyle olmamalı; artık yeter diyebilenlere!

           Herkese sesleniyorum; Dininizi sorgulayın!

           Korkmayın imanınızdan olmazsınız!

           Hem, böyle bir Müslümanlık yayılacağına, varsın “ henüz sorgulama aşamasındayım” diyenler çoğalsın.

           Her gün yüzlerce ölü haberleri duyup, mezhep boğuşmalarını tartışacağımıza, varsın “ bu mu Müslümanlık “ diyenler çoğalsın.

           Her olayı dışarıdaki güçlere bağlamak yerine “ 1,57 milyar müslüman’ın aklı nerede “ diyenler çoğalsın.

           Başörtüsü var mıdır, nasıl örtülmelidir” , Hz Ayşe evlendiğinde kaç yaşındaydı” konularını din zannedip konuşanların yerine “ adalet “ hak, özgürlük, insani değerler, insan onuru dinin neresinde duruyor sorusunun, tam da din olduğunu ve dinin bu zeminde anlaşılması gerektiğini haykıranlar çoğalsın.

           Sizler….

            Hani şu kendi yaşam tarzını din zannedenler ve kendileri gibi olmayanları tekfir etmekten geri durmayanlar, sizler, hiç düşündünüz mü; ya yanlıştaysanız, ya şu İslam dünyasının kaotik durumu, bu can sıkıcı hali, “ uydum kalabalığa” diyenlerle yakından alakalıysa?

            Atalarının dini vurgusuyla hangi taassuptan yakınıyor kur’an!

            Evet, siz, sizler de sorgulayın, korkmayın; akletmekten “ zarar gelmez.

            Aksine, Maturidi’nin ifadesiyle “ düşünmeyi telkin eden her his şeytanidir” düşünmeden uzak yaşanılan dinin ise yozlaşmayı ve yobazlaşmayı beraberinde getireceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

           İş dünyasının yakından tanıdığı bir okurunum. Gönderdiği mailinde, özetle şu değerlendirmeyi yapıyor;

           Müslüman olduklarını söyleyen topluluklar nasıl olur da bu hallere düşerler…Gruplara bakıyorsunuz kabalık, öfke, kin, fırkalara ayrılma, ötekine zulüm eylemi var… Hoşgörü, zeka, bilgi, espri düzeyleri tartışılır! Karşısındakini linç etmek için fırsat kolluyorlar, küfür, hakaret, saldırı, Allahü Ekber ile öldürmek, sıradan davranışları olmuş. Adalet, doğruluk, güzellik, saygı, vefa hak getire! Bu mudur İslam ahlaki?

           Maalesef, kur’an’da yedi yüzün üzerinde aklı kullanmaya yönelik ayet görmezden gelinir, evrensel ilkeler dikkate alınmaksızın zayıf rivayetlere dayalı indi görüşler dinin olmazsa olmazları olarak sunulur ise gelinecek nokta budur sayın okurlarım…

          Dönemin Diyanet İşleri Başkanı sayın Mehmet Görmez, Birleşmiş milletler ile birlikte Ailenin korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesinde Din görevlilerinin katkısının sağlanması işbirliği protokolü’nde yaptığı, kadına yönelik şiddet konusundaki konuşmasında şöyle demiş, bizim kadına karşı şiddeti, insana karşı şefkati ve merhameti toplumumuza milletlerimize anlatacak kadar hem imanımız ve hem maneviyatımız  var hem de maddiyatımız var Allah’a hamdolsun.” Kalın sağlıcakla!