29 Mart 2024

GERÇEK DIŞI BİLGİLERİN MEDYAYA SERVİS EDİLMESİ ETİK DEĞİLDİR

  • PDF
Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Üsküdar da bulunan  ve Boğaziçi  Öngörünüm Bölgesi sınırları  yer alan evinin yanındaki araziyi Vakıflar Genel Müdürlüğünden  kiraladığı ve burada kaçak yapı inşa ettiği aktarılmıştı. Ayrıca Haberde İBB ekiplerinin bu yapıları yıktığı da vurgulanmıştı. Oysa Altun’un avukatı Sezgin Tunç Fahrettin Altun hakkında asılsız ve hakikat dışı iddialar ileri sürüldüğü gerçekler tahrif edilerek kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını belirtmişti.
Arsa üzerindeki bahçe düzenleme çalışması dışında iddia edildiği gibi herhangi bir yapılaşma söz konusu olmadığı için yıkım iddialarının yalan olduğunu yanlızca taşınabilir çardak’ın sökülerek kaldırıldığını arsa üzerinde hukuka aykırı bir işlem olmadığından belediye ekiplerince bir zabıt dahi tutulmadığını açıklamıştı. 
Cumhuriyet Gazetesi’nin son olarak gerçeği yansıtmayan bu köşe yazılarının kullanıldığı devletin en önemli kurumunun başındaki iletişim Başkanı’nı hedef alması ile Halk ve FOX TV’deki meydan okumaların dış bir merkezden idare edilen, Türkiye’ye karşı planlanan bir KAOS’un halkaları olup/olmadığı muhakkak sorgulanmalıdır.
Kısa aralıklarla yaşanan bu 3 gelişmenin tesadüf olmadığı kanaatindeyiz. Halk ve FOX TV7de dile getirdiğimiz açıkça devlete meydan okuma zihniyetinin bu kez üçüncü halkası ile karşıyayız?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Cumhuriyet Gazetesi hakkında terör soruşturması açtığını biliyoruz. Bu soruşturma ülkemizin genel güvenliği açısından derinleştirilmelidir İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile ailesinin başta FETÖ,PKK ve DHKP/ terör örgütlerine karşı hedef gösterilmesinin  hesabı da bu arada  sorulmalıdır.
İstanbul 27. Ağır ceza Mahkemesi gerekçeli kararında  “ cumhuriyet vakfı yönetiminin hukuka ve kanuna aykırı usulsüz bir şekilde ele geçilmesinin ardından firari sanık Can Dündar ve ekibinin gazetede etkin konuma gelmesi sonrasında cumhuriyet gazetesinin yayın politikası değişmişti. Gazete FETÖ silahlı terör örgütünün amaçlarına hizmet eder şekilde, 17-25 Aralık yargı süreci içinde dahil olmak üzere MİT TIR’larının durdurulması, FETÖ örgütünün liderinin lehine yapılan köşe yazıları ile FÖTE lehine birçok faaliyette bulunmuştu.
Gerekçede sanıkların ByLock kullanan FETÖ mensubu olduğu değerlendirilen şahıslarla bir çok bağlantılarının olduğu öne sürülerek “ Suça bilerek ve isteyerek kasten iştirak ettikleri, muhalif görüntüsü ile PKK/KKC, FETÖ/PYD ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin lehlerine yılara yayılır şekilde haberler ve röportajlar yaptıkları konusunda tam bir vicdani kanaat  hasıl olmuştur” ifadesine yer verilmişti.”
İstanbul 27 Ağır ceza Mahkemesi Yargıtay’ın bozma ilamı sonrasında Cumhuriyet Gazetesi eski çalışanlarının aralarında bulunduğu 13 sanık yönünden 21 Kasım ‘da  yeniden  yargılama yaparak kararını açıklamıştı.12 sanık yönünden Yargıtay’ın bozma ilamına karşı direnme  kararını veren mahkemenin 79 sayfalık gerekçeli kararında en önemli gerekçesi Yargıtay 16. Ceza Dairesinin “sanıkların eylemlerinin basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği  şeklindeki kararına katılmak mümkün değildir” tespiti olmuştu.
Bu direnme kararında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin (istinaf) yerel mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin bir aykırılık bulunmadığını ispat ve değerlendirmenin yerinde olduğu kararı da  etkili olmuştu şüphesiz.
Yerel Mahkemenin direnme kararı tekrar Yargıtay 16 Ceza Dairesine gidecek, ceza dairesi bozma kararında direnirse, dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulunda değerlendirilecek, yerel mahkemenin kararını kabul eder ise cezalar bu şekilde onanacak. Kalın Sağlıcakla!  
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde