25 Nisan 2024

ATATÜRK DİN DÜŞMANI OLSAYDI DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI KURMAZDI-2

  • PDF
Eğer kimi müfterilerin iddia ettiği gibi Allah demeyi yasaklamış olsaydı, aynı tefsirde “ Allah”
Yerine “ Tanrı “ sözcüğünün kullanılmasını sağlardı.
Eğer Allah’ın vazettiği dine, dolaysıyla gerçek İslam’a, yine dolaysıyla Kur’an’a düşman olsaydı bunların hiç birini yapmazdı.
Ve herhalde buna gücü de vardı. Ama yaptı. Çünkü Müslümanlığın, hatta bütün dinlerin her şeyden, hatta ibadetten de önce hak, hukuk, adalet, vicdan, şefkat, merhamet, iyilik, yardımseverlik gibi yüce değerler demek olduğunu iyi biliyordu.
Dindar olunsun ama kindar olunmasın istiyordu. O nedenle dindarlarla değil; aynı zamanda kindar olan dincilerle mücadele etti. Çünkü ona göre aydınlık yüzlü bir İslam’ı savunmak; aklı, bilimi önceleyen İslam’ı savunmaktı.
Niteliksiz olanları bir yana itip, nitelikli din adamlarının yetişmesini istemekti dine hizmet etmek, tersi değil..
Kur’an’ı Türkçeye tercüme ettirmesi de ezanı Türkçe okutturması da dinin ne söylediğinin doğru öğrenilmesi yoluyla halkın aydınlatılması isteğinden J.J Rousseau’dan etkilendiği bilinmektedir. Nitekim Rousseau inançlı bir aydınlanmacı idi, o da öyle. Aklın aydınlanması ise bilimin rehberliğinde dinin sömürüden, istismardan kurtarılması demekti.
Dolaysıyla ve hiç kuşkusuz ki dine değil; din tüccarlığına, din sömürüsüne, irticaya, yobazlığa karşıydı, hatta düşmandı. Olmasa mıydı?
Ne yapmak istediğini anlamak için bugünlere bile bakmak yeterlidir.
Hepsi bir yana, hem de en zor koşullar içinde dahi ülkesini düşman işgalinden kurtarmış, milletinin bağımsızlığını, ve özgürlüğünü söküp atmış, çöken bir devletin küllerinden yeni bir devlet çıkarmış bir insana zerre kadar dahi şükran ve minnet duymamanın, dolaysıyla Allah’a şükretmemenin Müslümanlıkla ilgisi olamaz.
Kaldı ki her insan hata yapabilir. Nitekim Atatürk de insan olduğuna göre onun da hataları olmuştur hiç kuşkusuz ama, onca artılarını bir yana bırakıp, sadece eksilerini görmenin vicdanla ve adalet duygusuyla bağdaşır yanı olamaz. Vicdanı  ve adalet duygusu olmayanın da Müslümanlık iddiası laftan öteye geçemez.
Böylesi, Müslümanlık taslamaktan da bir başkasının Müslümanlığını sorgulamaya hakkı olamaz. Bunu yapmaya kalkmak da bir başka şekilde ters düşmektir İslam’a….
 
Kısacası ne yaptıysa; dinimizi cehaletin, riyakarlığın, taassubun, halkı tahakküm altına alanların, sömürenlerin, soyanların elinden kurtarmak için yaptı.
Çünkü o, dinin değil, din diye yutturulan şey’ in düşmanıydı.
Bu da din düşmanlığı değil; din dostluğunun ta kendisiydi….
Diyanet İşleri kurulduğu tarihten bu yana Atatürk’e o büyük bir devrimciye çok şey borçludur. Kalın Sağlıcakla! 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde