19 Nisan 2024

HZ.ÖMERİN SÖZÜ; CAMİYİ YIKIN, AMA ADALETİ YIKMAYIN

  • PDF
Avusturya Başbakanı yanlışlıkla,dalgınlıkla kullandığı arabasını yanlış yere park edilince trafik görevlilerince çekiliyor!İşine bisikletle giden başbakanlar görüyoruz; yolsuzluk söz konusu olduğunda istifa eden devlet adamları da……Nerede?
Batıda.Batının da eleştirilecek yönleri yok değil; ancak önce aynayı kendimize tutalım; Demokratik haklardan dem vurarak Batı’yı eleştiren iktidar medyasının, bugüne kadar,” ortak çıkar devleti” anlayışıyla hareket ettiğini hiç görmedim.
Devletin tüm vatandaşlarını düşünmesi,hangi düşüncede olursa, olsun ayrım yapmaması ve ona göre politikalarını üretmesi gerekir diyen, güçlü bir ses duydunuz mu muhafazakar yazarlardan? Ya da tüm medya mensupları eşittir, her oy veren aynı hakka ve saygınlığa sahiptir, muhalefet de iktidar sahipleri kadar,her imkandan faydalanmalıdır diyebilen bir AKP li?Veya kural varsa, en başta ona yönetici uymalıdır, diyerek, iktidarı uyaran bir İslamcı? Bakın şu örneğe; Şikayet üzere gelen bir Yahudi,arsasının bir bölümünü de içine alan yere cami yapıldığını söyler; Hz Ömer’in cevabı nettir.”Camiyi yıkın,ama adaleti yıkmayın” Yine arkadaşlarına, yanlış yapacak olursam ne yaparsınız, diye sorar. sahabeden biri kılıcını göstererek “ seni eğri kılıcımla doğrulturum” der. Aldığı cevaptan memnun kalan Ömer, Allah’a yüzlerce kez şükreder,yanlış yaptığında kendini uyaracak insanların var olduğunu görerek.İşte o kılıç bugün HUKUKTUR .Şimdi soralım; Hangi İslam ülkesinde,herhangi bir yöneticiye, bunu söyleyebilecek bir babayiğit çıkabilir? Hadi çıktı diyelim, başına ne gelir?
Peki, mevcut yönetim hukuka tabi oldu mu? tam tersine, hukuk fiili duruma uygun hale getiriliyor. Bu şu demek; fiili durum, devletin yönetim hukukuna uygun değilse, çoğunluğu bir şekilde sağlayıp, hukuku kendine uydur….
Hani nerede adalet?Hani nerede bin yıllık devlet geleneğimiz? Hz.Ömer, devlet başkanı olduğunda, hiçbir akrabasına asla görev vermemiştir. Keza devletin mumu ile kendi özel işlerinde kullandığı mum hikayesini hatırlayın. Bunlar günümüz İslamcıları için nostaljiden ibaret !
Gelelim referandum çalışmalarına; 18 Mart’ta yapılan yapılan devlet töreninde, evet bayraklarının dağıtılışına ve bunun bir AKP mitingine dünüştürülüşüne bakın. Ki o temel atılan yola harcanacak kaynak, yüzde elli evet diyenden geliyorsa yüzde elli de hayır diyenden geliyor.
Nerede kaldı hakkaniyet? İlahiyatçı Prof.Dr.Hayri Kırbaşoğlu, İslamcılar, daha önceki iktidarlarda neyi kınadılarsa, şu anda tek tek hepsini yapmaktadırlar. Baskıdan tutun, kutuplaştırmadan tutun, yolsuzluktan tutun; bunların hepsini yapar hale geldiler.” diyor ve “ Türkiye de varoluş davasıyla yola çıkan İslamcılar, şu anda kendi yok oluşlarının hikayesini yazıyorlar” tespitini yapıyor.
Ezcümle, Batı eleştirisini yapan iktidar medyasından bir talebe, dünyaya yönelik sunacakları evrensel bir projeleri var mı sorusundan vazgeçtim; destekledikleri iktidar, İslamın temel ilkeleri, hak, hukuk ve adalet konularında bir Ömer olmanın neresinde?
Adaletin ve hakkaniyetin olmadığı yerde; ne ilimden bahsedilebilir, ne ekonomik gelişmelerden ne de İnsanlık projelerinden…. moderniteyi tartışmaya geçmeden önce,kendimizi sorgulamamız gerekmektedir.
İktidar medyası, Batı bitti,çöküyor diye yazılar yazıyor.Batı Avrupa ve ABD’nin yakın gelecekte çökmeyeceği aşikarda da asıl soru İslam Ülkeleri ayakta kalabilecekmi? demokrasinin yerine koyacakları evsensel ölçütte bir yönetim modeli mi buldular? Teknolojide,bilimde,sanatta biz de varız mı dediler?
Varsa yoksa hamaset….”Avrupa bizden korkuyor” Laf-ı güzaf….
Kalın Sağlıcakla!
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde