Bakın şu hale,insanlar babalarının,kardeşlerinin geçmişteki görevlerinden dolayı yargılanıyor.ağır iftiralarla karşılaşılıyor,aşağılanıyor ve siyasetin malzemesi yapılıyor.15 Temmuz darbe girişiminde yer aldıkları artık mahkeme kararlarıyla belirlenmiş olanların yakınlarının bürokrasi ve siyasette yükselmelerinden ise hiç söz edilmiyor.

Yani tam bir “ çifte standartlık” bir durum.

Ankara,Çankırı ve Kastamonu Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi başsavcısı Albay Nurettin Soyer,sosyal demokrat kimliği ile bilinirdi.Avukatlar o dönemde dertlerini rahatlıkla anlatabildiklerini bugün de söylüyorlar.5 bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir dönemde,üstelik toplumun” sağcı-solcu”diye ikiye ayrıldığı,mahallelerin paylaşıldığı,aynı silahın hem sağcılar,hem solcular tarafından kullanıldığı,katliamların yaşandığı,dönemle ilgili soruşturmalar kolay olmasa gerek.sonuçta,sanıklarla ilgili kararı verenin başsavcı değil,mahkeme heyeti olduğunu da hatırlatalım.

Önce Malatya’da gazetecilik yapan Raşit Kısacık,ardından da CHP’li eski bakanlardan TESAV Vakfı başkanı Erol çevikçe rahmetli diplomatlardan Zeki Kuneralp7in durumunu hatırlattı.Çoğumuz ünlü diplomatlardan Büyükelçi Zeki Kuneralp’ı tanımayız.1998 tarihinde vefat eden zeki Kuneralp,damat Ferit paşa hükümetlerinin maarif ve İçişleri bakanı,peyam-ı sabah gazetesi,başyazarı ve Milli Mücadele karşıtı olduğu belirtilen Ali Kemal’in bu yüzden 1922’de İzmit’te linç edilerek öldürüldüğü de kitaplarda yer alır.tabiki onun vatan haini mi,değil mi olduğunu yazıldığı kadarıyla biliyoruz.

Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığıyla suçlanan bir babanın oğlunun bir gün dışişleri bakanlığı gibi hassas bir bakanlıkta,çok önemli görevlere getirilmesi beklenir mi? Tabi ki beklenmez zeki kuneralp,ilk ve orta öğrenimini İsviçre’de tamamladı,Bern Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.babası vatan hainliğiyle suçlanan kuneralp,Cumhurbaşkanı İnönü7nün özel izniyle Türkiye’ye döndü.

Yurt dışında bulunduğu dönemde 5-6 dil öğrenen Zeki Kuneralp,devlet hizmetinde olmak istiyordu.Ancak önüne hep babasının durumu engel olarak çıkıyor” vatan haini” damgası vurulan babanın oğlunu devlete almaya bürokratlar cesaret edemiyordu.

Zeki Kuneralp,Dışışleri Bakanlığı tarafından açılan bir sınava katıldı.Adaylar arasında özellikle bir sınava katıldı.Adaylar arasında özellikle dil bilgisiyle de ön plana çıkmıştı. Fakat bürokrasi babası dolaysıyla kendisine göreve başlatmak konusunda tereddütlüydü.Ama böyle elamanı da kaçırmak istemiyorlardı.Bürokrasiye göre tek engel babasının durumuydu.Göreve başlatılırsa başlarına kötü şeyler gelebileceği kaygısını taşıyordu.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye kuneralp’ın durumu intikal ettirildi.İnönü,babası yüzünden kuneralp’ın Dışişleri Bakanlığında göreve başlatılmadığını öğrenince şaşırdı ve ilgililere,Zeki kuneralp Dışişleri bakanlığı personeli oldu.Evlatların,babalarından dolayı cezalandırılamayacağını ortaya koydu.

Ankara Sıkıyönetim komutanlığı 1 Nolu Askeri mahkemesi hakimiyken 1980 yılının mart ayında Sıkıyönetim Askeri Savcılığına atanan Nurettin Soyer de 22 Eylül 19987de vefat etmişti. baba Soyer’i oğlu belediye başkanı olduğu için hedef almak ve babasından dolayı Tunç soyer’i suçlamak doğrusu hiç yakışık almıyor ve tarihten ders çıkarmadığımızda anlaşılıyor. Kalın sağlıcakla!