25 Nisan 2024

UYAN ARTIK KENDİNE GEL

  • PDF
Halk ile kalabalık aynı şey değildir. Bu farkı çok iyi bilen demagoglar,bunu kendi amaçları için bolcu kullanırlar. Halk, dahili şuur, ahlak ve ideal prensibini kaybettiğinde kalabalık haline dönüşür. Şuursuz halk, sürü halini alır. Sürü idealsiz ve şekilsiz insan kalabalığıdır; her biri kendisin için yaşayan ve daha yüksek ve daha içtimai bir şuur taşımaksızın, hatta bir isim bile taşımaksızın, sadece kendi çıkar ve arzuları olan bir fertler topluluğudur.
Halkın idealleri vardır,sürününse sadece arzuları…Sürüyü tarihi yolun sonunda,yıkılışın eşiğinde görürüz.Bunun tipik misali,Roma imparatorluğu’nun yıkılışı öncesinde var olan Romalı lümpen proletaryadır.
Böyle söyler,” Özgürlüğe kaçışım-Zindandan Notlar” eserinde Aliya İzzetbegoviç
Başkentin göbeğinde kan gövdeyi götürürken,televizyonlarda survivor yarışma proğramının  reytinglerde birinci olmasıyla ilgili haberi okuduğumuzda İzzetbegoviç’in kitabındaki bu prağrafı hatırladım.
Nedir bu duyarsızlık?
Memleket nereye gidiyor sorusu,gündemimizi bir evlik proğramı kadar meşgul etmiyorsa vay halimize! Her gün gelen şehit haberleri, canlı bombalar,ölüleriyle bile cepheleşmiş bir Türkiye fotoğrafı!
Gerçekten “ dahili şuur,ahlak ve ideal prensibini” kaybettik mi biz?
BİZ KADİM BİR MİLLETİZ
Türkiye Cumhuriyeti bir asırlık devlet gibi görünse de, yaklaşık bin yıllık bir Türk çoğrafyasının mirasçısıdır. Selçuklunun, Osmanlının ve hatta Orta Asya,da Orta Doğu’da Mezopotamyada kurulmuş bir Türk Devletlerinin dağılması, Türklerin tarih sahnesinden silinmesiyle değil, bu sahnede yeni bir rol üstlenmesiyle sonuçlandı. Son İmparatorluğumuz Osmanlı,yerini ve tüm mirasını bize,yani Türkiye Cumhuriyeti’ne bıraktı.
Ancak unutulmamalıdır ki Türkiye’nin varisi yoktur.Bu son ordu,son kale,son başkenttir.Bin yıllık Anadolu Hükümdarlığımızın ataletine mi kapıldık da “ şüheda kanıyla sulanmış” bu son çınara bu denli ihanetteyiz?
Biz ki bin yıl evet tam bin yıl bu toprakları,yetmiş iki millet,yetmiş iki mezhep,yetmiş iki kültürle harman ettik.
Biz ki camiyi,kiliseyi,havrayı aynı avluda yan yana mabet eyledik.
Biz ki yaratanın aşkına titrerken,yaratılanla dalga geçen sözde medenileri bir sözümüzle titrettik.
Biz ki insanı öldürmek,bütün insanlığı öldürmektir. dedik
Kısasa kısas,tek kısas,doğruluk ve adalet dedik!
Biz ki devlet başa,kuzgun leşe dedik.
Haini sevmedik,yönetmeyi beceremeyeni hain belledik.Devlet dedik,millet dedik,bayrak dedik “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” dedik ALLAH dedik.
Bakın şu halimize,ve bin yılın ardından,bunları diyenlerin torunlarına bir bakın.” Biz ve onlar” diye yönetmeye ve bu yönetim tarzını benimsemeye başladılar.
Camileri chenk-in merkezi,esnaflık payesi sandılar.Allah için değil,makam-mevki -para için titrer olduk.Liyakat bitti,kısasları endazesi üç liralık kumaş oldu!
Aslını yitirenlerse canlı-bomba oldular.toprağımızı kirlettiler.Yaralanan düşman askerini dahi sırtında taşıyan Mehmetçiğimizi arkadan hançerleyenler,masumiyeti katlettiler.
YETER,at uyuşukluğu üzerinden,vakit çok geç olmadan KENDİNE GEL! kalın Sağlıcakla
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde