ABD ile patlak verecek sarsıcı bir krizin eşiğinden dönüldü fakat hala bazı belirsizlikler var.Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem,görüşmeler için “ çok verimli geçti,Türkiyenin Afrin ve diğer tezleri konusunda olumlu gelişmeler olacak”dedi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu,ABD’nin tutmadığı sözlerini hatırlattı,ABD’nin tavrının  Menbiç’te sınanacağını ima etti.

Mart ortasına kadar kurulması öngörülen “ çalışma grupları” diğer bir deyişle “ mekanizmalar” başta Suriye olmak üzere Türkiye ile Amerika ilişkilerini koordine etmeye çalışacak.

Bu,somut ve olumlu bir başlangıçtır.

Türkiye baştan beri,PYD-YPG’nin Menbiç’ten çıkarılması için ısrarlı oldu.Çavuşoğlu YPG buradan (Menbiç’ten) çıktıktan sonra ABD ile güvene dayalı adım atabiliriz” dediğine göre mart ortasına kadar PYD-YPG’nin Menbiç’ten çıkarılması lazım.

Tillerson,basın toplantısında PYD-YPG’den hiç bahsetmedi.ancak Menbiç konusunun öncelikli olduğunu söyledi,bu konu üzerinde çalışacaklarını belirtti.En önemlisi ise şu sözleri:” ABD,Menbiç’in bizim müttefik kuvvetimizin kontrolü altında olduğundan emin olmak istiyor.Başka herhangi bir gücün buraya tekrar girmesini en azından istemiyoruz.Bu tabi ki bizim tartışmalarımızın da temel noktalarından biri olacak.çünkü stratejik olarak önemli bir şehir.Bizim kontrolümüzün altında olmasını tabi ki değerlendiriyoruz”

Bu sözler esasen Rusya’nın Suriye’deki nüfuzuna karşı söylenmiştir fakat “ müttefik kuvvetimiz” dediği kimlerdir? Görüşmelerin genel akışına ve Çavuşoğlu’nun Menbiç vurgusuna göre,NATO müttefiki Türkiye olması lazım.

Tillerson’un konuşmasında altı çizilecek en önemli sözlerden biri şudur;

“Yapılacak çok detaylı çalışmalar var…Türkiye başka bir şey,Amerika başka bir şey yapmayacak.Birlikte hareket edeceğiz.

Bu sözler iyi niyetle okunduğunda,olumlu, ama kuşkucu okunduğunda soru işaretlerine yol açacak niteliktedir.

Bu sözler ABD’nin YPG ile ilişkilerinde kendi başına davranmaması demek mi? Yahut Türkiye kendi kararıyla suriye’de teröre karşı operasyon yapmayacak mı?

Yayınlanan “ Ortak bildiri” de DAİŞ PKK,El Kaide ve diğer tüm terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla mücadele “ deniliyor.YPG’nin adı geçmiyor.

Bunun diplomatik bir dil olduğu,ortalama ifade olmak metinde  yer aldığı açık.

Her şey Mart ayına kadar kurulacak “mekanizmalar”ın nasıl çalışacağına,ne ölcüde etkin olacağına bağlı.

En azından olumlu bir başlangıç yapıldı.Türkiye ile ABD’nin karşı-karşıya gelmesini bekleyenlere fırsat verilmedi.

Tillerson’un Ankara temaslarında da Başbakan Yıldırım’ın Almanya ziyaretinde de OHAL,hukuk devleti,tutukluluk gibi sorunlar yine gündeme geldi.

Başbakan Yıldırım tahliye işaretini verdi.Deniz Yücel tahliye edildi.Tutuklanmasını zaten AİHM içtihatlarına aykırıydı.

AYM Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında “ dosyada darbeye teşebbüs konusunda delil yok,tutuklu kalması hak ihlalidir” diye karar verdi.iktidar sözcüleri AYM’yi eleştirdi,yerel mahkeme ise AYM kararına uymayı reddetti. Mehmet Altan’la aynı durumdaki Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak darbe suçundan ağır müebbet hapse mahkum edildiler.

Hukuk devleti konularında neden inandırıcı olmadığımızın örnekleridir bunlar.Artık hukuk sorunlarının sadece adalet sorunu değil.Türkiye’nin itibarı sorunu haline geldiğini görmeliyiz.

Kalın Sağlıcakla!