Bu işi iyi bilen güngörmüş bürokratlar,devlette israfı önleme çabasıyla alınan kararları,sırf  tasarruf için toplanan Bakanlar Kurulu’nu ve orada yaşanan tartışmalar ile ortaya atılan parlak fikirleri,bıyık altından gülerek izliyorlar…

Nasıl da dehşetli listeler yayınlıyorlar!Genel Müdürler bile servis otobösüyle işe gidip geleceklermiş!...

1975’de Marksist-Leninist –Maocu Enver Hoca’nın Arnavutluğun Tiranın’da bile genel müdürler bisikletle işe gidip geliyor.

Bizdeki şişirilen balonlara da bakınca,zannedersiniz ki,Ankara çok yakında Enver Hoca’nın Tiran’ına dönecek!..

Koca koca genel müdürler,daire başkanları,bir sürü kalıplı kıyafetli adam,belediye otobüslerine binecek,toplantılara filan dolmuşla gidecekler!..

Hatta bakanların mercedesleri bile satılacak,yerine yerli otomobil alınacakmış!..

Hah,işte  o zaman memlekette bakanlık yapacak adam bulamazsınız!..Valla hepsi istifa eder,kimse de bakan olmayı kabul etmez!..

Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel’in tak diye yerine oturan bir lafı vardır.

Milletvekilinin fiyakasına dokunmayacaksın!..

Onunkine dokunamazken,bakan’ın fiyakası bozulur mu?

Mercedes’i aldın mı altından,yolunmuş tavuğa dönerler!..

Dönemin Bayındırlık Bakanı Koray Aydın,Kırklareli’ne 2001 yılında 37 lüks Mercedes ve 109 resmi araçlık konvoyla girmiş… 37 Mercedes,109 resmi araç..

Bu durumu analiz eden Gazeteci-Yazar İsmet Solak,kamudaki savurganlık ayyuka çıkıp neredeyse ülkede öncelikli tehdit haline geldiğinden bahsetmişti.

 Bakanlar öncelikle ve özellikle seçim bölgelerine iki yüz üç yüz araçlık konvoylar olmazsa gitmezler..

Bunun yarısından fazlası da resmi araç takviyelidir…

Bakanlık şan ve şöhret işidir…Devlet fakirleştikçe ,gösteriş artar.Tasarruf yapıyormuş gibi görünmek ise,sadece ucuz bir popilizm aracıdır!...

Türkiye’de bu gün için 50 bini makam aracı olmak üzere 125 bin araçlık bir stok var..

Oysa,237 sayılı taşıt Yasası’na göre,makam aracı kullanacak olanlar bellidir..

Bakan,müsteşar,Yüksek Yargı organları Başkanları,valiler ve Kaymakamlar…

Diğerlerinin hepsinin adı “ Hizmet aracı” dır..

Ancak,bu hizmet araçlarının büyük çoğunluğu da makam aracı olarak kullanılmaktadır…

Genel Müdürlerin,daire başkanlarının,şube müdürleri ve hatta servis şeflerinin bile makam araçları bulunmaktadır.

Aslında bunların hepsi hizmet aracı olarak o kurama tahsis edilmiştir…

Poliste bile İl Emniyet Müdürü,yardımcıları,şube müdürleri ve ilçe emniyet müdürlerinin makam aracı olarak kullandıkları araçlar,aslında hizmet aracıdır.

Bu araçlar işten eve,evden işe müdür taşıyamaz..

Çarşı pazara alış veriş için gönderilemez.. Müdürün,daire başkanının karısı kuaföre bırakılamaz. Hafta sonu çoluk - çocuk pikniğe tıpkı diyanet vakfının araçları gibi gidemez!..

Makam aracı da olsa bunlar yapılamaz!..İsrafın asıl büyüğü ise,bu gün parasızlık içinde çırpındıklarından şikayet eden,hiçbir hizmeti doğru dürüst yerine getirmeyen belediyelerde..

Taşıt Yasası’na göre,belediye başkanlarının makam aracı yoktur!..

Onların olmadığı gibi,başkan yardımcıları,daire ve şube müdürlerinin hiç yoktur.Ama gelin görün ki,büyükşehir ve orta boy belediyelerde özel kalem sekreterlerine kadar her” baş” ın bir makam aracı vardır..

Belediye Başkanları ise Mercedes’ten başka otomobile binerlerse incileri dökülür,fiyakaları bozulur..Bırakın İl ve İlçe Belediye Başkanlarını,iki karışlık belde başkanları bile mercedesten aşağısı kurtarmıyor..Alınacak,tasarruf tedbirleriyle acaba kamudaki ve kamu hizmeti yapan belediyelerdeki saltanat önlenebilecek mi? kalın Sağlıcakla!.