HER YIL KURBAN Bayramını 50 bin kişi yurt dışında geçiriyor…

Bu sayının içine hacca gidenler de dahil mi, bilmiyorum.

Nasıl Paris’e Amerikaya, Almanya’ya gidenlere; niye gidiyorsun”, demiyorsa,Suudi Arabistan’a gidene de bu soru sorulamaz ve zatin soran da yok.

Bu nedenle 26 kez hacca gidenlerimiz bile var.

Bu neyi gösteriyor?

Türkiye’de bazılarının iddia ettiği gibi dinine bağlı insanların baskı altında olmadığını,

Laikliğin dinin önünde bir engel olmadığını,

Hacca istediğin kadar gidebiliyorsun.

Camilerimiz ardına kadar açık,serbestçe ibadet yapılabiliyor.

Minarelerden 5 vakit Ezan-ı Muhammedi yükseliyor.

Kurbanlarını kesiyorsun.

 Fitreni veriyorsun.

Türkiye’nin yüzde 90’ı “ Müslümanım” demekten  rahatlık duyuyor.

Nüfus kağıtlarımızda,dini “ İslam” yazıyor.

TV’lerde Kuran-ı kerim okunuyor,mevlit yayınları yapılıyor.Ne karışan var.ne de görüşen.

Peki geriye ne kalıyor?

Durumdan şikayetçi olanların istekleri ne?

Bazı milletvekilleri(ismini vermek istemiyorum)saygı uyandıran bilinçli bir politikacı.

Yüksek trajlı TV’lere çıkarak programlar düzenliyorlar.Açık otorumlarda bu konularda karşı sert eleştirilerde bile bulunuyorlar.

Öyle bir tablo çiziliyor ki,sanki daha bir yıl önceye kadar bu ülkede İslamı siyasallaştırmak isteyenler,bu yolda açıkça meydan okuyanlar olmamış gibi.

Bunların Türkiye’de  kendilerinden olmayanları; inanmamışlar,laikler,laikçiler vs.olarak suçlandıkları hiç duyulmamış gibi.

Şeriat gelecek batıl gidecek.

Sizin demokrasiniz size,bize şeriat lazım.

Herkesin hukuku kendine.

Nüfus kağıtlarında “ İslam” yazandan ona uygun yaşamasını isteyeceğiz.

Akli selim politikacıların kendilerine sormaları gereken  bir de soru var; bu tip düşünen kişilerin söylemlerine o zaman neden engel olmadıkları,

Şu an Türkiye’nin girdiği kaosta o din istismarcıları,o şeriat düzeni özlemcileri kadar,onlara” dur” diyemeyen bazı politikacıların da son derece sorumluluğu yok mu?

Şimdi; “ Onların sözleri kendilerini bağlar,onlar bizi asla temsil edemez” demek geç kalmış bir savunma sayılmaz mı?

TÜRKİYE laik bir ÜLKE…

Yani bu ülkede hakimiyetin kaynağı ilahi değil.

Dini kurallar bu ülkede kamu alanının dışına çıkarılmış bir durumda.

Ama bu ülkede “ Müslümanım” demek ve onun gereklerini yerine getirmek serbest,hatta serbestin ötesinde iftihar edilecek bir durum.

Yani laik olmak,dinine bağlı olmaya ve onun vecibelerini yerine getirmeye engel değil.

Zaten aksi olsa buna “ Müslümanım” diyen tüme yakın ekseriyet karşı çıkmaz mı?

Bunun  böyle olduğunu görmek istemeyenlerin hüsniyetinden emin olunabilir mi?

Aslında Türkiyemizde yeni bir beyaz sayfa açmak istiyorsak belki de bu tartışmayı yapmamak,tarihe gömmek,hatırlamamak,hatırlatmamak bile gerekir.kötü geçmişi canlandırmakta yarar yok.Ama bunu hepimiz yapmalıyız.Topyekün yapmalıyız.Özellikle de o günleri yaratanlar….kalın Sağlıcakla!