19 Nisan 2024

DİYANET VAKFI NEREYE KOŞUYOR

  • PDF
DİYANET Vakfı bilinmezler ve meçhuller içinde kaynaklarını devletten sağlayan,devlet tarafından korunan,kollanan büyütülen ve artık bir daha asla kontrol edilemeyen bir müessese.
Milyarlara-Trilyonlara hükmediyor.Yıllar önce bastırdığı kitaplarla olay yaratan,bir duruma geldi.
Diyanet Vakfı kimseye sormadan, hiç kimseden de izin almadan yıllar önce 2001 yıllarında bile İhlas Finans’tan yüzde 8 oranında hisse almış bir vakıftır.Hatırlayacaksınız o tarihlerde buraya ortak olmuş.Sadece İhlas Finans’ta değil,aynı zamanda Kuveyt Türk Evkaf Finans Kurumuna’da ortak bir vakıftı.
Diyanet Vakfı olunca parayı İslamcı kuruluşlarda batırmak gerekiyor demek ki.Belki de İslamcı patronlara katkı payıdır,batırılan paralar.kim bilecek?
Devletin parasının sahibi yokki.İhlas hisseleri alınırken yasa ile ilgili mevzuat çiğnenmiş.Çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün  o tarihlerde yürürlükte bulunan 5051 sayılı genelgesi izin alın diyordu.Ama diyanet Vakfı izin almak için gerek görmüyor.İhlas finans sağlam ya…
Batan paralar elbette babalarının parası değil.Devletin malı…Vakıf o kadar gözü kara ki,bu hissilerle ilgili değer tespiti de yaptırmamış.Yani kaça almış,kaça satacak,hisselerin değeri ne olmuş belli bile değil.Tabi ki o tarihlerde müfettişler bu durumu görmüşler.
O tarihlerde batık finans kurumunun 229 bin 98 hissesi ellerinde kalmış durumda.2001 yıllarında Vakfın mütevelli heyeti başkanı olan Mehmet Nuri Yılmaz’a tabi bu işler yakışmaz ki.Gerçi Yılmaz hakkında görevden alınması için pek çok müfettiş raporu bulunuyor.Bu konuda açılmış davaları var.
Diyanet Vakfı diğer vakıfların yaptığı gibi Vakıflar Genel müdürlüğünden makbuz almıyor.Oysa alması gerekiyor.Buradan vakıflara gelmesi gereken para böylece ellerinde kalıyor.Buradan elde ettikleri gelirlerle de batık kurumlardan hisse topluyorlar.Ayrıca makbuz almamakla da kalmayıp kendilerine bir soğuk damga mühür yaptırmışlar.Tabi ki bu durumu mahkeme karar verecek Bu nedenle Vakfın Mütevelli heyeti başkanı Mehmet Nuri  Yılmaz ve vakfın genel müdürü Mehmet kervancı hakkında görevden alınmaları için Ankara 24.Asliye Hukuk mahkemesine dava açılmıştı.
Diyanet vakfı denetim raporlarına göre dev bir bataklık.Ne atsanız yutuyor.İçinde Anayasa ve yasalara aykırı yayınlar hazırlamaktan tutun,yolsuzluklara kadar her şey olan bir bataklık Tıpkı diğer tarikat ve cemaatlere bağlı yüzlerce vakıf gibi.
Bunca dava,bunca rapor,bunca belge…
İslamiyete,din adamlığına,dindarlığa bütün insanlığa bunları nasıl yakıştırıyorlar hayret…
Vakfın taşra görevli şube başkanlığı bulunan il ve ilçe müftüleri devlet personel kanununa göre kamu görevlisi ve devlet memurlarıdır.Anayasanın 136.maddesine göre Diyanetin merkez ve taşra teşkilatındaki görevliler genel idari içinde topluma din hizmetini sunmakla görevlidirler.
Tüm Türkiyede müftülerin kaldığı lojmanlar devlete tahsisli olması gerekirken,Diyanet vakfına yardımsever vatandaşlar tarafından bağışlanan gayrimenküllerin üzerine lojman inşa ettirildikten sonra,müftülere çok cüzi miktarda kira karşılığı,kamu malıymış gibi kiralanıyor.Yine yardımlarla alınan ve diyanet vakfına bağışlanan trafikten vakıf adına tescilli bulunan lüks otomobiller,sanki kamu aracıymış gibi kullanılıyor.
Diyanet vakfı kurulduğu yıldan bu yana böyle işliyor.Bu skolastik yapı kırılmadığı müddetçe toplum bu vakıfın iç işleyişi bilmesi mümkün olmayacaktır.Bu köşe yazım 02.mart 2001 yılında Gazeteci Tuncay Özkan’ın diyanet Vakfıyla ilgili hazırladığı rapordan alıntı yapılarak yayınlanmıştır.kalın sağlıcakla!
 
trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde