04 Mayıs 2024

GÖZÜ VAR GÖRMEZ

  • PDF

 

 

        Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli olarak Atatürk’ün emriyle 429 sayılı kanunla T.C başbakanlığına bağlı bir kurum olarak kurulmuştur.

        2015 yılı merkezi yönetim bütçesi on bakanlığın bütçesinden fazladır. Diyanet işleri Başkanlığının bütçesi 5.743.383.000 TL olup ona en yakın olan İçişleri Bakanlığının bütçesi 3.898.467.000 T.L dir. Sayın başkan din konuları hassasdır ve her ortamda tartışılmamalıdır ama malzeme sizden akıyor. Şöyle ki;                                   

        Bir milyon TL ye yakın lüks Mercedes makam arabasının kölesi oldun,                                                                                  

        Tepkiler gelince “İbret-i âlem olsun diye iade edeceğiz” diyerek Mercedesi iade ettin, gündemin ibretliği oldun,                                                                                                                                                  

        Sonra saraydan tahsis edilen zırhlı Mercedesin arka koltukta oturanı oldun,                                                                                     

        Yetmedi;

      “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil” diyerek emrinde çalışırken saçmalayan sapıkların çaresizliği oldun,                             

        Bir söyleşide IŞİD’e yönelen kişiler ile 60-70 li yılların devrimcilerini kıyaslayarak düşünce akımlarını terör örgütleriyle bağdaştırıp skandal konuşmaların adamı oldun,

       “İzmir’in irfana ihtiyacı var” deyişin ile taraflılığın sembolü ve şehrin kavaklarının işe yaramaz dökük yaprakları oldun.                                                   

        İzmir’in eski büyükşehir belediye başkanı Burhan Özfatura ise; AKP’nin, camileri seçim bürosu haline getirdiğini aktararak “AKP, kadın erkek demeden, dikkat edin kadın adaylar bile erkeklere camilerde nutuk atmaya başladı. Camilerin kapısında ya Başbakan'ın, ya Cumhurbaşkanının çok büyük boy resmini görmekten şahsen huzursuz oluyorum. Yok, ‘mitinge gelin’, yok bilmem, ‘açılışa gelin’ diye. Yani bugüne kadar, bu yaşa kadar ben cami kapılarının bu tür reklamlarla kirletildiğine hiçbir dönemde şahit olmadım. Darbe dönemleri dahil. Yani saygısızlık hiç bu raddeye varmamıştı. Özellikle 1950’den sonra hutbelerin bu kadar kısıtlandığına da hiç şahit olmadım. Haramdan, tüyü bitmemiş yetim hakkından, hırsızlıktan, yolsuzluktan, rüşvetten bahsetmek tabu haline getirildi.” diye konuşan muhafazakar insanın bile malzemesi oldun. Kaldı ki bunlara yanıt vermek ve eksikliği gidermek de sizin görevinizdi.                                                                                                                                                                                                                                                                    

        

       Sizden istenilen adalet ilkesinden ayrılmamanız ve hükümetin değil vatandaşların başkanı olmanızdır. Siyasetin emrinde değil, İslam dininin emrinde bir başkan olun. Çok mu zor acaba?

 

 

 

       

 


 

           

 

 

          

 

 

 

 

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde