HUKUK ARAYAN HUKUKÇU

       Hukuk, kısaca adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzenidir. Adalet ise, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesidir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet kavramı temelde hukuk kurallarına uygunluğu içerir. Özellikle son yıllarda “Hukuk dışı…adaletsiz durum…vb.” kavramları sık duyuyor ve yaşıyoruz çünkü ülkemizde güçlülerin hukuku geçerli olmaya başladı. Ulusal bir gazetede 09 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan bir mektupta İzmir’de görev yapan bir hakimin tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e yazdığı mektup hukuksuzluğun ülkemizdeki boyutlarını göstermek yönünden çok acı bir durum tespitidir. Mektupta özet olarak şu konulara yer verilmiştir;

     - Yaşanların hukukta yeri olmadığını,                                                                                                                   

     - Hukukun intikam aracı gibi kullanıldığını,                                                                                                   

     -Daha önceki olaylarda da travma yaşandığını,                                                                               

     -Hukukun bu kadar yok sayılabileceğine cüret edilemeyeceğini sandığını,                                                        

     -M. Balbay, N. Şener, A. Şık tutuklandığında; “Onlar gazeteci” diye haykıranlara, “Hukuk karşısında herkes eşittir, dava sürecini bekleyin” diye karşılık verenlere yaşananların hukuk olmadığının anlatılamadığı, fakat nerede ise aynı kişiler, bu kararların dayandığı “Koalisyon” dağılınca, yaşananların hukuk olmadığını, bu tutuklama kararlarını verenlerin “Hakim sayılamayacağını” Büyük bir keyifle, kendilerinin ve dayandıkları gücün sorumluluğunu yok sayarak anlattıklarını,

      -Sizin ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına benzer tepkiyi verenler, “Onlar gazeteci değil, terörist”, “Bağımsız yargı görevini yapıyor, sonucunu bekleyin” diyenler, gelecekte de bunları diyebilecekler mi?

      - Tüm bu yaşananların; hukuk, adalet, yargı adına yapıldığı söylendiğinde içinin ezildiği, İçinde bulunduğu mesleğe, 30 yıldan beri içinde olduğu hukuk bilimine olan aidiyet duygusunu yitirdiğini, sözün özünü kendi yazılarında söyledikleri gibi “Yalnız değilsiniz. Ya da değerli olan, bu yalnızlığınız.” Diyerek devam etmesi gerçek bir hukuk adamının varlığıdır.
        Hukuk devletine olan inancımız var ve samimi isek “İşte hukukun teminatı, düşüncene ve kalemine sağlık hakim bey” diyerek desteklememiz gerekmez mi? HSYK ve Barolarımıza düşen bir görev yoksa! vicdanlarımıza çok iş düşüyor demektir. Bu gidişle hukuk ile adaletin cenazesinde buluşuruz. Başımız sağ olsun… Ben demiyorum hakimler diyor.