26 Nisan 2024

NEREYE GİDİYORMUŞUZ?

  • PDF

    Bir çok anlamı olan gitmek kelimesinin ilk akla geleni bir yere doğru yönelmektir. Cumhuriyetin 100. Yılında ülkemiz bir seçime yöneldi gidiyor. Ama öyle böyle değil, kaybetme korkusuyla muktedirler kuraldışı ne varsa ortaya koymaya çalışıyor. İftira, yalan, demagoji gibi ..... ne kadar kirli kampanya varsa uygulanacağı aşikar.

    Ancak yirmi yılda gelinen durum vatandaşları uyandırarak “kendim ettim kendim buldum” türküsünü söylemeye başlattı. Fiyatlar azdıkça önce uyku kaçtı, ardından cüzdan boşaldı, sonra yüz yıkanarak gözün ufku açılıp gerçeklerin görülmesi sağlandı ve türkünün sonunda iktidar elden gidecektir diyen düşünceler hızla yeşermiye başladı.

   Dünyanın en büyük kentlerinden olan İstanbul’da oynadıkları oyuna Fetih sırasında Bizanslılar bile başvurmamıştır.! Özellikle bakanlıklardan onay bekleyen projelerin geciktirilmesi ya da halen onaylanmayan yaşamsal projeler için çıkarılan engellere rağmen kendi deyimleriyle “topal ördeklerin!” hızlı ve başarılı hizmetlerinin rahatsızlığı uykularını kaçıracak duruma geldi. O güzel hizmetleri vatandaşlar aldığında sevineceğiniz yerde öfkeyle engelleme eylemleri ayrıştırıcılığın ders niteliğindeki evrensel boyutlu örnekleri olsa gerek.

   Belediye başkanı İmamoğlu şunu yapmış, bunu yapmış algısı yaratarak, He-man in çizgi filmde dediğini anımsayarak “gölgelerin gücü adına güç bende artık” düşüncesiyle milyonlarca seçmenin iradesine ipotek koyma oyunlarına başladılar. “Öfkeyle kalkan zararla oturur” atasözünü unuttuysanız, seçmen sizin aklınıza getirir. Esas rahatsızlık büyükşehirlerin oya endekslenecek rantlarının kaybedilmesi ve muhalefet belediyelerinin çalışmalarından halkın memnun olması sonucu uğranılacak oy kayıplarıdır. Gerisi ise ayrıntı.!

   Ne yapmış başkan? İstanbul, karla mücadele ederken balık yemiş, selde tatile gitmiş. İnsanlar kar yağdığında aç mı dolaşıyor yoksa eriyene kadar oruç mu tutuyor.? Her yerde başkanlar işleri koordine etme, planlama ve takiple sorumludur..Başkanın görevi karda dozer- grayder, selde suyun önüne bent olmak değildir. O karda insanlar donarak mı, yoksa sele kapılıp mı gitti.? Ülkede deveyi havutuyla götürenler gündeme gelmezken başkanın yediği balık gündeme alınıyor.! Rahmetli Erbakan sizin gibilere “Hadin ordan, hadin ordan” derdi.

   Bir diğer anlamı ise; Yeter olmak, yetmektir. Yirmi yıldan beri cumhuriyetin kazanımlarının yok pahasına elden çıkarılması ithalat cenneti yaratılmasına neden oldu. Okullardan andımızı, tabelalardan T.C’ yi, devletten kurumsallaşmayı yok etmeniz, liyakati kaldırmanız ve iki üç belki dört- beş yerden nemalandığı halde rüşvete bulaşan danışmanlar da mı yetmedi? Deterjancı bakanların teşekkürle uğurlandığı unutulup uğraşma sırası çalışan başkanlara mı geldi.? Teröristi oy uğruna TRT’ye çıkarttınız sonra belediyede terörist arıyorsunuz.! Pes doğrusu, “sizden korkmayanın dini imanı yoktur.!”

   İşinize geldiğinde iftira ve yalanlarınız “Cenab-ı Hakk'ın kayıtlarında mevcut,” gelmediğinde hukuk ihlali dahil her şey size serbest.! İçinde bulunduğumuz durumun hiç de iyi olmadığının kanıtlarıdır bu çokça standartlar.

   Din İşleri Yüksek Kurulunun, fiyat artışları için, “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” hadisine işaret ettiğini biliyoruz. Yedi kişinin bir kurbana girdiği yerde, yedi kişi bir daireye girerek ev sahibi olabilir fetvasını da acilen bekliyoruz.!

   Seçimlerin güvenliğinden ve halkın iradesinin kayıtlara doğru yansımasından mevcut yönetimlerin sorumlu olması gerekirken, kadere bakın ki bunları takip ve tesis etmek muhalefete kaldı. Önceki seçimlerden şaibeli ve şimdi de bütün kozları eline almaya çalışan bir iktidarla nereye gidiyormuşuz.? Seçime...! Gitmesine gidiyoruz ama sağlıklı bir seçim için hepimize görev düşmektedir.

   Gitmek kelimesinin bir anlamı da yok olmak, elden çıkmaktır. Bunun ülkemiz için düşünülmesi bile korkunç olup;

   Nice 100. Yılların olsun cumhuriyet ve güzel ülkemiz.

trafik cezası öde kredi kartı ile fatura öde online fatura ödeme fatura öde